9

3.4K 300 262
                                    

Selam

Her seferinde erken geleceğim dememe rağmen, sürekli gecikiyorum değil mi? Bir türlü düzene oturtamadım bölüm atma hızını. Bekletiyorsam özür dilerim ki bekletiyorum farkındayım.

Şu giriş cümlelerini yazamıyorum, belki de içimi dökemiyorum. Gelen yorumlara mümkün oldukça cevap vermeye çalışıyorum, öyle yorumlar görüyorum çoğu zaman gülümseyerek okuyorum. Bu kitaba başlarken böyle bir sempati beklemiyordum yalan yok. Okunma hızı, gelen yorumlar ve daha önemlisi bekleyen kişilerin olduğunu bilmek öyle güzel hissettiriyor ki bunu sağlayan sizlere ne kadar teşekkür etsem az. Bu kitapta benden fazla sizin emeğiniz var, şu anda olduğu gibi ileride de yanımda olun olur mu? Şu anda 1K olan bu kitap, daha da büyüdüğü zaman birlikte sevinelim. Daha fazla duygusala bağlamadan bölüme geçelim. Ayrıca medya önerisi için en kıymetlim kimtaegguuk  iyi ki💜

Yazım hatalarım olduysa affola

Okuyan gözlerinize sağlık

SİZİ SEVİYORUM

Medya* NF- Let you down

***

Son bir kaç ay öncesine kadar hayatımda hiç bir şeyi düşünmeden yaşıyordum. Yapmak istediğim her ne varsa o anda yapıyor, bunun bana getireceği sonuçları düşünmüyordum. Düşünmek istemiyordum belki de. Sonuçta benim hayatım, benim hatalarımdı. Mesela yaptığım hatalardan da ders almam biliyor musunuz? Almam. Ben eğer bu yanlışı yaptıysam ki bana göre doğru olan bir şeyi, bana vereceği artıları eksileri düşünmüşümdür. Kafamda kısa bir matematik problemi çözüp, evet bunu yapıyorum demişimdir.

Kim Taehyung benim için bütün matematik problemlerini sikip atan kişiydi. Hiç bir hesabım uymadı. Onu hayatıma aldığım zaman, bana getireceği sonuçları veya basit artı-eksi muhabbetini düşünmedim, düşünmek istemedim. Beklenmedik anda gelen güzellik veya isimlendiremediğim bir şeydi. Belli bir isim arayışına girmedim de aslında. Sonuçlarının bana getireceği hiç bir şeyi düşünmedim. Spontane gelişen bir şeydi.

...

Şimdiyse karşımda bir adam, varlığını bildiğim ama varlığın tanımını bilmediğim bir adam, başımda silah ve soğuk namlunun ucunda alnım. Sahiden kimdi bu Namjoon? Benimle derdi tam olarak neydi? Ben ona ne zararı vermiş olabilirdim?

"Benim köpeğim." Kafamda ki soru işaretlerini bölen sesin sahibi Yoongi'ydi. Bir kaşı havada, çenesi sinirden kasılmış, dişlerini her an kıracak bir sertlikle sıkıyordu. Gözü benimle Namjoon arasında kısa bir yol izledi. Elini beline attığı anda her şey hızlı gelişti, artık namlunun ucunda ki bir diğer kişi Namjoon'du. "Beynini önüme sermemi istemiyorsan indir silahını Kim Namjoon." Yoongi tanıyor gibiydi. İrislerini bir an bile olsun Namjoon'dan ayırmamış, gözlerinin odak noktası Namjoon'un şeytani sırıtan yüzüydü.

Olayları anlamaya çalışıyordum. Bu duruma nasıl gelmiştim. Kihyun'un yediği boku temizleyip kendimi sevdiğim adama karşı temize çıkarmaktı tek istediğim. Alnımda soğuk bir namlu, burnuma dolan metal kokusu değil. Taehyung tepkisizdi. Belki de fırtına öncesi sessizliği demek doğru olabilirdi. Önce Tanrı sonra gözlerim şahit ki kim Taehyung şu anda bir ülkeyi yakacak kadar sinirliydi. İmkanı olsa yapardı. Kısık gözleri, Namjoon, Yoongi arasında geziniyor, nadiren bile olsa beni bulduğu anda derin bir nefes alıyordu. Bir planı vardı, emindim. Kim Taehyung'un her zaman bir planı vardır. Fakat planı neydi? Bu yüzden korkmuyordum belki de. O silahın alnımda patlamayacağına emindim. Peki kimin alnında patlayacaktı?

BIG BOSS | TAEKOOKOnde histórias criam vida. Descubra agora