Bilinmeyen: Hey!
Ayça: Hey...
Bilinmeyen: Nasılsın?
Ayça: Sıradan, sen?
Bilinmeyen: Çok acı çekiyorum.
Ayça: Anlıyorum.
Bilinmeyen: Hiç mi merak etmiyorsun ne oldu diye?
Ayça: Yoo...
Bilinmeyen: Merdivenlerden düştüm. Çanakta fena sıkıntı var.
Bilinmeyen: Oturamıyorum.
Bilinmeyen: Daha doğrusu semt oturuşu yapıyorum. Çünkü çanak yere değemiyor.
Ayça: Semt oturuşu mu???
Ayça: Bir daha yazma bana!
Bilinmeyen: Ne? Şaka yapıyorsun değil mi?
Ayça: Korkma şakaydı sndbjsbs
Ayça: Ama üzüldüm dersem yalan olur. Keşke oturuşunu görebilseydim skbsjdb
Ayça: Yine de geçmiş olsun.
Bilinmeyen: Şu an zımba gibiyim acı falan kalmadı.
Ayça: Sen onu bunu boşver de nasıl düştün onu anlat.
Bilinmeyen: Ya şimdi merdivenlerden inerken, ayağım sen kalk ilk basamağa basmamışken ikinci basamağa bas. Sonra yuvarlan...
Bilinmeyen: O değil de çok bilmiş görmeseydi keşke.
Bilinmeyen: Altı yaşında ki o çok bilmiş veletin diline düştüm.
Bilinmeyen: Hemen koşup arkadaşlarına bu yürümeyi bilmiyor dedi.
Ayça: Doğru demiş dbmdbdn
Ayça: Çok ağrın var mı?
Bilinmeyen: Oturamıyorum.
Ayça: Sen bir doktora görün.
Bilinmeyen: Ne doktoru ya geçer geçer.
Ayça: Hastaneye gittiğini görmediğim sürece bana yazmanı istemiyorum.
(Görüldü: 14.32)
YOU ARE READING
Mizantropist •Texting
Short StoryBilinmeyen: Sürekli ağlıyorsun. Bilinmeyen: Balkonunda ağlıyorsun, parkta ağlıyorsun, kaldırım kenarında oturup ağlıyorsun, okulun arka bahçesinde elini yumruk yapıp ağzına dayayarak sessizce ağlıyorsun, müzik dinlediğin her an ağlıyorsun. Bilinmeye...