0.1

2K 56 22
                                    


Herkese merhaba! Uzun zamandan beri aklımda olan bu kurguyu sizinle paylaşmaya karar verdim. Lütfen fikirlerinizi belirtin, şimdiden teşekkür ederim!🖤

<•>

Dersin bitmesiyle ayaklandım ve hızlı adımlarla dans provamın olduğu büyük stüdyoya ilerledim. Bir kere daha geç kalırsam eğer Hoseok hyung beni kesinlikle öldürürdü.

Üniversiteye geçen yıl başlamıştım, başlar başlamaz da hemen dans kulübüne katılmıştım. Kendime birçok konuda güvenmiyordum ama dans kesinlikle benim alanımdı.

Üniversiteler arası dans yarışması dönemiydi ve bizim okul da katılmıştı. Hoseok hyung geçen yıl benim de onlarla yarışmaya katılmamı istemişti ama ben hazır olmadığımı, çalışıp seneye katılmak istediğimi söylemiştim. Günler süren konuşmalarımızın sonunda pes etmiş, kararıma saygı duyduğunu söylemişti. Kendisi tüm koreografileri oluşturur ve bir abi gibi bizimle vakit geçirir, ilgilenirdi. Özellikle ikimizin çok yakın olduğunu söyleyebilirdim, sürekli beraberdik.

Yarışmayı kaybetmeleri üzerine Hoseok hyung peşime düşmüştü, söz verdiğimi hatırlatarak bu sene olan yarışmaya katılmam gerektiğini söylemişti. Kabul etmiştim tabii ki.

Son üç aya kadar hip hop üzerine bir koreografi yapmayı kararlaştırmış ve onun üzerine çalışmıştık fakat beklemediğimiz bir şey olmuş, yarışma ile ilgilenen jürilerden biri bir farklılık yaparak konsept oluşturduklarını söylemişti. Bu sene duygu içeren bir dans istiyorlardı ve Hoseok hyung bu nedenle hip hop yapmaktan vazgeçmişti. Ona göre bu konseptte jüriyi etkileyebilecek tek dans türü: modern danstı.

Okulda modern dans yapan sadece on kişi vardı, biri de bendim. İki aydır prova yapıyorduk. Hoseok hyung haftaya hepimizi izleyip birimizi seçeceğini söylemişti. Her sene toplu bir şekilde katılınan dans yarışmasında bu sene okulu bir kişi temsil edecekti. Açık olmam gerekirse fazla heyecanlıydım ama koreografime oldukça güveniyordum.

Sonunda stüdyoya ulaştığımda Hoseok hyungun koltuğa oturmuş telefonuyla oynayarak beni beklediğini gördüm. Kapı sesiyle bakışları bana döndüğünde hemen sevimli olduğunu düşündüğüm bir şekilde gülümsedim. Gözlerini devirdi.

"Artık yemiyorum bu gülüşü küçük serseri, üzerini değiştir ve ısınmaya başla." Gülerek kafamı salladım ve hemen soyunma odasına koştum.

Prova sonunda bitmiş bir halde yerde yatıyordum. Çok yorulmuştum çünkü Hoseok hyung tüm sinirini beni aynı dansı saatlerce tekrar ettirerek çıkartmıştı şimdi ise bu halimden memnunmuş gibi gülerek beni izliyordu.

"Hyung, ölüyorum."

"Dua et sana kıyamıyorum."

"Bu kıyamayan halin mi?"

"Ne dedin? Daha gösterecek hareketlerin mi var?" Kafamı iki yana salladım hızlıca. Bu onu tekrardan güldürdü.

"Kalk hadi, duş al. Ben eve bırakırım seni." İşte bu süper bir teklifti. Tüm yorgunluğum aniden gitmiş gibiydi. Kalkıp ona doğru koştum ve sarıldım. O beni ittirmeye çalıştıkça inadına daha da yapışıyordum.

"Ya! Jimin! Uzak dur, terlisin."

••

Bildirim sesiyle sıçrayarak gözlerimi açtım. Eve gelir gelmez Yoongi hyungun benim için hazırladığını düşündüğüm yemekten yemiş, sonra ise aniden bastıran uykumla başka hiçbir şey yapamadan kendimi yatağa atmıştım.

Etrafın karanlık olmasından saatlerdir uyuyor olduğumu anladım. Gözlerimi ovuşturduktan sonra yatağın yanındaki komodinin üzerine uzanıp telefonumu aldım.

[GEÇ KALMAYIN]

Hobie Hyung

Gençler bu saatte yazıyorum kusura bakmayın. Seçme işini erkene çekmek durumunda kaldık, yarın saat 12:00'de hepinizi stüdyoya bekliyorum. İki arkadaşımla beraber danslarınızı izleyeceğiz, şimdiden başarılar! (04:17)

İşte bunu beklemiyordum. Bir haftam daha var diye kendimi rahatlatıyordum ama zaman yoktu, yarın kendimi kanıtlamam gereken bir Hoseok hyung vardı. Tüm uykum kaçmıştı ve sabaha kadar da uyuyamayacaktım anlaşılan. Kalkıp biraz daha çalışmam, her şeyin üzerinden tekrar geçmem gerekiyordu.

Üzerimdeki yorganı itip ayaklandım ve telefonumun ışığıyla ilerleyip odanın lambasını açtım. Yataktan kalkınca üşüdüğümü hissettiğimde etrafta bakışlarımı gezdirdim. Gözlerim ne zaman açtığımı hatırlamadığım pencereye takıldığında söylene söylene kapatmaya gittim.

"Bunu ne zaman açmışım? Hasta olmaya yer arıyorum resmen."

İyice kapattığıma emin olunca bu sefer dolabıma doğru ilerledim. Rahat dans edebilmek için dolaptan eşofman ve tişört çıkarıp yatağın üzerine attım. Üzerimdeki pijamayı sıyırırken fark ettiğim şeyle aniden duraksadım. Pijama?

Ben geldiğimde üzerimi değiştirmemiştim ki.

Black |vminkookWhere stories live. Discover now