BİRİKMİŞ DUYGULAR

53 4 0
                                    

Deniz tam karşısındaydı ve gülümsüyordu. Ada Deniz e bakarken içinde oluşan tutkuya engel olamıyordu. Üzerinde takım elbise vardı ve kasları ben burdayım diye bağırıyordu.

Deniz "sizden geliyorum" dedi. "Bir kaç şey kalmış onları getirdim"

Ada sonradan fark etti Deniz in elindeki kolileri "ah şey... evet alıyim ben" Ada ne diyeceğini bilmiyordu "içeri gelsene çay içiçektim bende" dedi.

Salak Ada ondan kaçıyorsun sonrada evine alıyorsun. Ada iç sesiyle kendini azarkayarak mutfağa gitti. Ah şuanda içeriye gidip onun o yumuşak dudaklarını taparcasına öpmek vardı.  Ada düşünceleriyle boğuşuyordu.

Deniz mutfağın kapısına dayandı. Kollarını göğsünde birleştirdi.  Hayranlıkla Ada yı izliyordu. Üzerinde kısacık şortu ve beyaz askılı tişört vardı.  Bardağa uzanırken parmak uçlarıyla kalktı o muhteşem beli açılmıştı. Şuan sadece ona dokunmak istiyordu.

Yavaşca Ada ya yaklaştı. Ada ona döndü "seni çok özledim Ada" sesindeki hüzün çok belli oluyordu. " Sen beni bırakıp gittin ama ben seni bırakmadım " sesi  buz gibiydi.

Elini kızın yanağına götürdü. Ada sadece yere bakıyordu.  Tüm benliğini ondan uzak tutuyordu ama Deniz in kokusu ve içtiği sigaranın kokusuyla karışmıştı ve bu koku Ada yı baştan çıkarmaya yetiyordu.

Deniz Ada yı kendine çekti ve öptü.

Deniz Ada nın karşılık vermediğini görünce bıraktı. " Ada birşey söyle" Deniz içinde biriktirdiklerini döküyordu. "Neden tam 8 yıl sonra geldin? Acı çektiğimi görmek için mi? Yoksa nasıl boktan bir hayatımın olduğunu ve seni hala unutmadığı mı görmek için mi? Ada cevap ver artık dayanamıyorum anlıyor musun? Da ya na mı yo rum canım yanıyor Ada seni her gördüğümde şuram ağrıyor."  Deniz Ada nın elini tutu ve kalbine koydu. Yeşil gözleri Ada nın üzerindeydi.

Ada elini çekti hala yere bakıyordu.  "Çık" dedi birden "çık evimden, anlamıyor musun sevmiyorum artık seni. Senden nefret ediyorum" gözleri hala onun üzerindeydi. Ağlamıyordu. Deniz tek birşey daha söylerse artık kendini tutamıyacaktı.

Deniz elini havaya kaldırdı birşey diyecekti ama demedi hızlıca çıktı.

Kapının sertce kapandığını duyunca ellerini dizinin üstüne koydu ayakta duramıyordu. Dizlerinin üstüne çöktü. Bağıra bağıra ağlıyordu bir saat geçmişti aradan Ada hala aynı yerdeydi ve kollarıyla kendini sarmıştı ve hala ağlıyordu. Sesi çıkamayacak hale gelmişti. Telefonu bilmem kaçıncı kez çalmıştı ama Ada tepki vermiyordu. Tek hareket gözyaşlarıydı.

Ada Denizin gittiği yere bakıyordu.

Başı dönmeye başlamıştı ve gözleri dahada bulanıklaştı, burnu titredi ve bütün vücudunun titrediğini hissetti.  Buz gibiydi.  Artık karanlığa meydan okuyamıyordu ve bulanık olan oda karmıştı.

Cenk defalarca Ada yı aramıştı. Açmayınca evine gitti, ışıklar yanıyordu. Kapıyı kırarcasına vurdu. "Adaa... Ada kapıyı aç" bir an onda olan anahtarı aklına geldi. İçeriye girdiğinde gözleri hemen onu aradı. Mutfakta yerde yatıyordu. Hızlıca yanına gitti. "Ada! Ada gözlerini aç, lütfen kardeşim lütfen" ambulansı aradı. Beklerken zaman geçmiyordu. Titrek elleriyle ona dokunuyordu.

Ambulans geldiğinde hızlıca hastaneye gectiler.  Ona bakıyordu öyle cansız yatarken, gözlerindeki yaşları elini  tersiyle sildi. Sadece cenk biliyordu Ada nın hastalığını. Onun hep yanında olmuştu ve her zamanda olacaktı.  Zaten Izmir'e gelmesini hiç istememişti.  Biliyordu çünkü çok yıpranacaktı Deniz i her gördüğünde.

Ada nın gözlerini açtığını görünce hemen elini tuttu Ada gülümsedi " hala yaşıyorum" dedi.

"Aptal sana birşey olsaydı ben ne yapardım" Cenk hala ağlıyordu.

Ada nın yanaklarından süzülen yaşları sildi "seni seviyorum abi. Beni yalnız bırakma olur mu?  Ben burada olana kadar ve beni oraya götürdükleri zamanda yanımda ol. Deniz e herşeyi anl...

Cenk sözünü kesmişti "sus sakın böyle konuşma, ben seni hiç yalnız bırakmayacağım" dedi.

Ada "biliyorum abi ama Deniz beni hiç affetmeyecek, ona olanları anlat olur mu?"

Cenk arkasını döndü. " Evet ve şimdi gidiyorum. Bu saçma oyuna..."

"Hayır" dedi. " Hayır yapma abi" cenk in kolunu tutuyordu.

Cenk ona baktı elleriyle yüzünü kavradı " ikinizede acı çektiriyorsun. Ada o zaten yeterince acı çekiyor farkında değil misin" sesi sert ve Üzgündü.

" Beni eve götürür müsün? " diye bildi Ada.

Cenk onu kendi evine götürdü.  Her ihtimale karşı yanında kalacaktı sabaha kadar uyku yoktu ona.

Ada kafasını Cenk in dizine koydu ve gözlerini kapattı. Cenk onun saçlarını okşarken Ada bir nebzede olsa huzurla gözlerini kapattı ve uyudu.

GİTME SANA MUHTACIMWhere stories live. Discover now