KARŞILAŞMA

49 4 0
                                    

Ada odasına çıktı. Heycanla hazırlandı babasıyla iş görüşmesi vardı. Modern bir iş kadınıydı. Yurt dışında büyük bir holdingte çalışmıştı. Ve bu işi alması onun için çok kolaydı. Aynaya bakıp gülümsedi. Hazırdı.

Orada Halit Beyin kızı olmayacaktı. Sadece Ada olacaktı. Baya büyük bir yerdi. Babası İzmir'in zenginlerindendi. İçeriye girer girmez gözler ona dönmüştü. Kızıl saçlarıyla her zaman dikkat çekmişti ve giydiği mini siyah ettiği, bayaz gömleği, topuklu ayakkabıları hepsi uyum içindeydi.

Asansörü beklerken yanında duran iki genç iş adamı ona hayranlıkla bakıyorlardı. "Ah tanrım" diye geçirdi aklından, onun duracağı kata gelince asansör kapı yavaşça açıldı. Ada yavaş adımlarla kapıdan çıktı yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. Dönüp adamlara baktı ve el salladı.

Koridorda ilerlerken hala gülüyordu. "Ada" ismini duyunca duraksadı sonra kim olduğunu anladı ve devam etti. Kaça bildiği kadar kaçacaktı ondan.

Deniz asansörden inen kıza baktı. Topuklu ayakkabısı yere deydikçe davetkar bir ses çıkartıyordu.

Deniz bu kadar tesadüfün çok fazla olduğunu düşündü. Ve dudaklarından "Ada" ismi döküldü. Bu isim dudaklarının arasından taparcasına çıkmıştı.

Kadın duraksadı. Yürümeye devam etti. Deniz hızlı adımlarla kadına yaklaştı. Kadının bileğini tuttu. Derin bir nefes aldı sadece dua ediyordu Ada nın olması için, kadının eli titriyordu. Deniz kadını kendine doğru çevirdi. Bu yaptığının çok kaba ve saçma olduğunu biliyordu. Ama kalbi onu dinlemiyordu.

Kadının saçları Deniz in yüzüne deydi ve o koku... "Ada" dedi sessizce ve şaşkınca.

"Merhaba" dedi. Titrek bir gülümsemeyle Ada.

Ada karşısındaydı aralarında bir adımlık mesafe vardı. "Merhaba " dedi Deniz "çok şaşırdım" hala Ada nın bileğini tutuyordu ve bırakmaya da niyeti yoktu.

Ada samimi bir şekilde "neden şaşırdın ki? Burası babamım şirketi burda olmaya hakkım var" dedi.

"Ben İzmir'e gelmezsin diye düşünüyordum ama yanılmışım" dedi.

Ada kendini Deniz e kaptırmamaya çalışıyordu. "Burdayım işte" elinde değildi hayranlıkla Deniz e bakıyordu.

Bir an gözleri Deniz in koyu yeşil gözlerine kenetlendi. İçine bir sıcaklık doldu. Kendini buldu o yeşil gözlerde.

Deniz kahve rengi gözlere büyülü bir şekilde bakıyordu. Ada bileğini çekti. Deniz şaşkındı. Ada bir anda aralarındaki bağı koparıp atmıştı. Deniz in kalbi paramparçayken her bir parçası tekrardan parçalandı.

"İş" dedi ve yutkundu Ada, konuşmak zor geliyordu o yeşil gözler ona bakarken "iş görüşmeme geç kalıyorum" yüzünde acılarını saklayan tatlı bir gülümseme vardı.

"Peki" diye bildi Deniz.

Ada elini Deniz in koluna deydirdi "görüşürüz" dedi tavırları arkadaşcaydı.

Ada arkasını döndüğünde ona dokunan elleri titriyordu. Eliyle ağzını kapattı hıçkırığını tutarken o anda onun kokusu geliyordu elinden içine çekti o muhteşem kokuyu.

Sekreter ona bakıyordu. "Merhaba" dedi Ada kıza, kız bir ona bir Deniz e bakıyordu.

"Merhaba" kız gülümsedi. "Nasıl yardımcı olabilirim size"

"Ah şey iş görüşmesi için geldim. Ada ULUSOY"

Kız Ada nın soyadını duyunca gözlerini Ada ya dikti. "Ada hanım içeriye girebilirsiniz" dedi. Ada gülümsedi. "Pordon" diyince kız tekrar ona döndü. "Deniz Bey hala orada" dedi.

Ada gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. "Onun sorunu canım o " dedi.

Ada bütün duygularını kapıda bıraktı ve içeriye girdi.

Ada öz geçmişiyle hem babasını hemde yanındaki adamları büyülemişti. Orta yaşlı adam "bu yaşta bu öz geçmiş gerçekten gözlerimi kamaştırdı." Ada nın Halit Bey in kızı olduğunu bilmiyorlardı.

Halit Bey şimdi Ada nın neden onun teklifini reddettiğini anlamıştı. Küçük kızı büyümüştü ve artık kendi ayaklarının üzerinde duruyordu.

Ada "beni dinlediğiniz için teşekkür ederim" dedi. Dosyalarını topladı. Adamların sesini duya biliyordu. Çok başarılı, kaçırmamalıyız, harika gibi şeyler.

Halit Bey gülümsedi. " Benim küçük meleğim ne zaman bu kadar büyüdün ki" dedi heycanla

"Ah babacım nasıl anlaşmışdık ama..." derken odadan çıktılar. Adamlarının şaşkınlığı yüzlerine vurmuştu.

Halit Bey Adayla gurur duyuyordu. Kızı bütün arkadaşlarını etkilemişti gülümsedi.

Deniz Ada yı içeri gidene kadar izledi. Kokusu, gözleri bir türlü aklından çıkmıyordu. Odasına geçti. Bilgisayarını açtı ve Ada nın resimlerine baktı. Boş zamanlarında hep bunu yapardı.

Ada onu bırakıp gitmişti ama o Ada yı bırakmamıştı. Gözlerinin dolduğunu hissetti kendini topladı bu kadar güçsüz olamazdı burası iş yeriydi.

Kapısının tıklama sesini duyunca "evet" dedi. Ada ve Halit Bey içeri girdiler.

"Denizcim" dedi. Sesi keyifliydi.

"Halit amca nasılsın? "

"Iyim. Sana yeni ofis arkadaşını getirdim" Ada ya baktı ve gülümsedi "Ada" dedi. Ahhh Hayır ama bu kadarı acımasız olamazdı lar. Deniz elini Ada ya uzattı.

Ada Deniz in uzattığı elini tuttu. Parmakları soğuktu ada olabildiğince kavradı Deniz in elini fakat küçük elleri buna yetmiyordu.

Ada nın sıcak elleri bir anda Deniz in içini ısıtmıştı. "Nasılsın" diye bildi sadece hala tuttuğu elin o güzel gözlerine bakarken.

Ada gülümsedi. "İyim" sen diyememişti. Demek için can atıyordu ama dudakları onu engelledi.

Ada babasına heycanla döndü "şimdilik gidiyorum" babasının kolunda olan elini çekti "ama sabah erkenden buradayım" gülüyorlardı. Ada bu sırada hiç Deniz e bakmıyordu. "Eh artık gidiyim toplamam gereken şeyler var" babasını öptü.

"Taşınmana gerek yok kızım" dedi.

"Evet var, ben yalnız yaşamaya alışkınım " gülümsedi. "Artık gidiyorum bir yığın iş" dedi ve kapıyı kapattı. Kapıya alanını dayadı. Babası hala konuşuyordu.

Yeni evine doğru yola çıktı. 8 yıl yalnız yaşamıştı şimdi bir aile düzenine ihtiyacı yoktu. Hem hastalandığı zaman panik olacaktılar. Sakinlik onun tek ilacıydı.

Eşyalarını arabadan indirdi. Yeni evinin kapısında durdu. Derin bir nefes aldı ve dışarıya verdi. "Kaçtığım yerdeyim" dedi.

Evi zaten hazırdı. Cenk halletmişti herşeyi, abisinin bir kere daha ne kadar sevdiğini düşündü.

Hastalığını bilen tek kişiydi. Hergün belirli bir şekilde arardı. Hala da öyle çünkü bir gün bir yerde bayılıp kalacağından korkuyordu. Bir kaç kere olmuştu abisi onun tek sırdaşıydı.

Yorulduğunu fark edince kalkıp çay için su kaynatmaya karar verdi. Fincana uzanırken kapı çaldı.

Bitkin bir şekilde kapıyı açtı. Karşısında yeşil gözler vardı.

GİTME SANA MUHTACIMWhere stories live. Discover now