HARD ﻬ

7.4K 411 663
                                    

Dolgun dudaklarını aralayıp dilini pembe yapışık etinin üzerinde geçirdi. Beyaz çarşafların içinde adeta dans eden bir baleti andırıyordu. Sıkı kalçaları ve ince bir beli vardı. Herkesin gözlerinin içine bakmasını isteyen kibri onu havalı yapan tek şeyden ibaretti. Çıplak bedeninde gezinen hafif yanık esmer tenin göğüs uçlarını ezmesiyle gözlerini araladı. Dün geceden kalmış bir melodinin kulağına ulaşmasıyla kıkırdadı. Parmaklarını saçlarında gezdirdi ve yanında sızıp kalmış boynunda ki kuş dövmeli çocuğu incelemeye koyuldu. Gözleri bir günahın tomurcuklanmasının ardından yanık tenden ayırdı irislerini.

Parmaklarını, yüzünü beyaz otel yastığına gömmüş çocuğun üzerinde gezdirdi ve hafif bir sesle konuşmaya başladı. "Hmm acaba.." dilini dudaklarında gezdirmiş ve ıslaklığından emin olduktan sonra genç çocuğun baldırlarında ufak bir seyahate çıkmaya başlamıştı. "Dün gece mhmm.." iri bedenin sırtında halkalar çizen dilini ileri geriye sürterek inlemelerin kulağına doluşmasına izin verdi. "Altta mıydım? Üstte mi?"

Gözlerini döndürerek yataktan kalktı ve iç çamaşırını aramaya başladı. Çıplak bir bedenin ortalıkta gezinmesi pek şaşırtıcı değildi elbette Park Jimin gibi bir kibir makinesi için. Fakat tek sorun sadece sırtını görebildiği bu bedendi.. fakat o sorundan bir haber olmak şu an için pek de önemli gelmemişti ona.

İç çamaşırını bacaklarından geçirirken çalan telefonunun sesini duydu. Nereye koyduğunu bilmediği için bir türlü lanet telefonun sesini kesemiyordu. Bu gerçekten de sinir bozucu bir hal almaya başlamıştı. Ayrıca içi de kıpır kıpırdı her an tekrar kendisini seks anında bulabilecek kadar.. Hormonlarını kıpırdatan ve karşısında ki bedenin penisini içine her an almak istemesini sağlayacak bir şeyler onun karnının gıdıklanmasına neden oluyordu.

"Lanet olsun telefonlara ve onları icat edenlere.."

En sonunda kendi kendine kızıp küfretme seremonisini bitirmiş ve telefonunun dün gece beraber olduğu bacaklarının altında olduğunu fark etmişti. Gözleri kimi zaman eksik parçaları tamamlamakta bir hayli iyiydi. Hızlıca parmak ucu adımlarıyla iri çocuğun bacaklarının dibinde bitmiş ve elini çocuğun bedeninin altına soktu. Lanet olası telefon susmuyor ve tek işi buymuş gibi çalıyordu. Tanrıya dua etmeye başladı kim aradıysa onu öldürmeden ölmesi ve Kore sınırlarından kaybolması için.

Parmakları saniyeler geçmesine rağmen hala iri bedenin altında geziniyordu. Bu oldukça sinir bozucu olsa da telefonunu bulup buradan bir an önce ayrılmak için başka bir şansı yoktu. Minik parmakları iki elinin saramayacağı kadar büyük olan pembe penisin etrafını sarmalamıştı. Kuş kadar hafifçe kaybolan telefonunun izini sürdü. Umarım diye içinden geçirdi "Jimin, umarım o lanet telefon bu herifin altında değildir ve umarım onun altında titreşime geçmez."

Park soyunun lanetli olduğuna inanırdı halk ve kesinlikle o halk Jiminden ibaretti. Ne zaman bir şeyin olmamasını dilese ardından bir kaç dakika sonra o olmamasını dilediği şey oluyor ve onu rezil etmekten geri durmuyordu. Parmaklarını iri herifin erkekliğinin altında ilerlemeye başladı ve telefonu alıp çekmeye hazırlandığı vakit telefon titreşime geçti.

Halbuki onun tek istediği dün gece zemine fırlatılan kumaş parçasını üzerine geçirip yok olmaktı. Ellerini hışımla hareketlenmiş penisin altından çekerek daha taksitini ödemediği telefonunu koltuğun üzerine atmaya çalışırken genç adam kafasını gömdüğü yastığın üzerinde hareketlenmeye başladı.

Çocuk sırtını gömdüğü yastıktan kaldırmış ve erkekliğinde gezinen el ile beraber altında titreyen telefonu fırlatıp atmıştı. Yüzü tamamen mosmor görünüyordu. Ayrıca yastık izleri oldukça çarpıcı yapıyordu pürüzsüz tenini. Dün gece oldukça etkileyici bir gece geçirmişim demekle yetindi Jimin. Ardından elini adını bile bilmediği çocuğun erkekliğinden çekmeye çalıştığı sırada iri bir el bileklerini örttü.

HOLD ME  ﻬ jikookWhere stories live. Discover now