WHO AM I? ﻬ

1.2K 124 149
                                    

"Gitmiş."

Jungkook'un gözlerini açar açmaz ettiği tek kelime buydu. Başkası ve fazlası yoktu sadece dansçı ve onun gidişi vardı. Buruk bir gülümsemeyle yatağın boş ve soğuk tarafına bakıp yastığının üstünü okşadı.

Saçları salına salına yastığına misafir olmuştu. Jungkook sessizce onun saçlarını peçetenin arasına koyup çekmeceye bıraktı. Ona dair olan her şey Jungkook'u doğuruyor ve yaşatıyordu. Jungkook'u annesi dünyaya getirmişti belki ama tüm bu insani hisleri sadece Jimin doğurmuştu.

Yataktan kalkıp pencereleri açtı ve güneşin suratını yalamasına izin verdi. Bakışları yarım kalan ve birkaç gündür orada duran alkol şişesiyle buluşunca ufak bir adımda dudakları hasret kaldığı içkiyle buluşmuştu.

Tüm içkiyi tüketip yüzünü yıkamak için lavaboya girdi. Jimin'in kokusunu buradan bile alabiliyordu. Toprak kokuyordu dansçı... O toprağın içine girmek ve hiç çıkmamak istedi Jungkook.

Kısa bir duşun ardından evden çıktı ve arabasına bindi. Tek kelime etmiyor kendisiyle bile konuşmadan sürüyordu arabayı. Sigarasını ateşledi, en azından onun gibi yanan herhangi bir şeyleri görmesi gerekiyordu.

Karakol'a gelmiş ve çoktan ofise girmişti. Herkes ona olduğu gibi bakıyordu hiçbir sorun yoktu. Ama başkaydı gözlerine değen bakışlar... bambaşka. Üstelik Yoongi de hala ortalıkta yoktu herkese ne olmuştu böyle?

Ofisine girip koltuğuna otururken gördüğü bedenle gözlerini kıstı. Ne işi vardı böyle burada bunun?

"Sen ne arıyorsun burada?" dedi Jungkook oldukça hissiz ve soğuk tavırlarıyla. Gerçekten ona kocaman bir sarılma vermek ve ıslanmış saçlarını kucağında kurulamak gibi düşüncelerin içinde boğulurken dudaklarından çıkan tek cümle buydu. Kendisine lanet etti ve gözlerini boş dosyaların üzerinde gezdirdi.

Yoongi ofise yan odadan girip avucundaki kahveyi masaya bırakarak "Sokaktaki bir adamı yumruklamış."

Jungkook şaşkınlıkla tek kaşını kaldırarak kalçasını masaya dayayıp Jimin'e baktı. Girdiği montun içinde ufacık kalmış ve yağmurdan dolayı ıslanmış Jimin'e. Ufacık burnu ve ellerinin soğuktan dolayı kızarmış olduğu Jimin'e... Doğrusu başkasına yumruk atmasına azıcık bozulmuştu. Aylar önce atılan o yumrukları sadece kendisi için atan Dansçı şimdi neden elin adamını yumrukluyordu? O ve onub sıkı yumruklarını özlemişti.

Neler olmuştu böyle?

"Hey!" dedi Jimin öksürerek "O adam kedileri korkutmuştu. Onlara vuracaktı!"

"Ve sen de ona sıkı bir yumruk attın öyle mi?" dedi Yoongi. Duyduğu bu cümle onu sevindirmişti çünkü her şekilde doğru olanı yapmıştı Jimin. Üstelik adamın ona yumruk attığı için Jimin'i şikayet etmesi de epey garipti.

"Sıkı yumruğumu ağzına yediği zamanı görmeniz lazımdı. Dişini kırdım galiba ama emin olun ona çok yakıştı Dedektif Min." Jimin dizlerini kendisine çekti ve çenesini üzerine koyarak gülümsedi.

Bu tebessüm Jungkook'un içinde bir yerleri harlamıştı. Jimin'e sarılmak ve hastalanacağını söyleyerek kuru kıyafetlerini ona giydirmek istiyordu.

"Hasta-" onun cümlelerini yarıda kesen Yoongi'nin gür sesi olmuştu. Sesiyle Jungkook'un sesini bastırarak "Hasta mısın Jimin? Kıyafet verebilirim üşütmeni istemem."

Evet, arkadaşının yaptığı gayet insanca olabilirdi. Ama yine de onu kızdırmıştı. Jimin'e kuru kıyafetlerini vermek için can atıyordu üstelik! Ayrıca o kocaman kıyafetlerin içinde ne kadar ufacık kalacağını merak ediyordu Jungkook. Yoongi hiç beklemediği yerden vurmuştu.

HOLD ME  ﻬ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin