98. BÖLÜM

7.5K 181 79
                                    

Kalkıp o ağaca doğru yürüdüm. Baktım; diğerinin aynısı yazıyordu. Bir hayli şaşırdım ama artık alışmıştım böyle tuhaf şeylere. Atakan’ı çağırdım yanıma “Birader, gel bir saniye buraya.” dedim. Geldi. “Şuna bak! Biraz önce de şuradaki ağaçta gördüm aynısını. Ne yazıyor?” dedim. Dikkatlice baktı. Yüzü sarardı birden! “Hemen gidelim buradan!” dedi. “Niye?” dedim. “Giderken açıklayacağım.” dedi. Hızlı adımlarla geldiğimiz yoldan tekrar geri gidiyorduk artık. “Birader konuşsana! Neydi anlamları bu ağaçlarda yazan şeylerin?” dedim. Anlatmaya başladı…

“Bunu mühürlü kitapta görmüştüm. Kardeşim, bu bir çeşit sınır.” dedi. “Nasıl yani, ne sınırı?” dedim. “Onlarla ademoğluları arasında yapılmış bir anlaşma.” dedi. Sessizce dinliyordum. Bir taraftan da hızlı bir şekilde yürümeye devam ediyorduk. “İyi ki güneş ışığı altındayız.” dedi. “Niye?” dedim. “Emin ol, o kitapta bu sınırlar hakkında yazılanları duysan; değil geceleri bu ormana girmek, yanından dahi geçemezsin.” dedi. “Ne olur peki? Diyelim ki gece geldik, o yazılı ağaçların ortasına durduk…” dedim. “Sınırı ihlal etmiş olursun. Bu durumda senin vebalini onlar almaz. Her türlü işkenceye ve ızdıraba kendin davetiye çıkarmış olursun.” dedi. 

Bu sözlerden sonra sustum. Sadece ilerliyorduk. Nihayet ormandan çıktık, hocanın evine vardık. Kapıyı açınca hayli şaşırdım: Evde genç bir kız ve babası olduğunu tahmin ettiğim, orta yaşlarda, kasketli bir adam oturuyordu. Selam verip girdik içeri. Hoca bizim sağ sağlim döndüğümüzü görünce sevindi. Hiç oturmadan, direkt lafa girdim. “Hocam şimdi ne yapacağız?” dedim. “Şu an hiçbir şey yapmayacağız. Güneşin batmasını bekleyeceğiz. Daha sonra mührü bozmak için elimizden geleni yapacağız oğlum.” dedi.

BÖLÜM SONU
Devam Edecek

Şeytan-ı Racim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin