Hava alanına varmıştık ve uçağa doğru ilerliyorduk...
Veee sonunda uçağa bindik, bindik binmesine ama ben hala koltuğumu bulamamıştım . Nasıl bir insan küçücük bir uçakta koltuğunu bulamaz ... Hahhh sonunda buldum . Yerime oturdum rahatım yerindeydi takii ukalânin biri yanıma kutup ayısı misali oturup tüm rahatımın içine edene kadar... Adam resmen üstüme oturmuştu ... Bir anlık sinirle " Kaysanaaaa!!!!! Yanında onca yer var . Kaysanaa yaaaa!! " dedim Bana garip ve bir o kadar da ukala bir bakış atarak " Ben bilerek mi üstüne düştüm zannediyorsun seni zübbe...Kaydım ve senin üstüne düştüm şimdi sus tamam mi? " dedi .
Zübbe mi?!! Ne zübbesi yaaa... Sensin o zübbe... Belli oldu bu yolculuk zehir....
Onu takmayarak telefonuma kulaklığı takip müzik listesine girdim ve Teen Top - Missing şarkısını açtım güzel güzel müzik dinliyordum ki çığlık attım tabi siz neden diye soracaksınız tabi ki yanımda oturan ukala çocuk düştüm bir kupa sıcak kahve dökmüştü hem yanmıştım hem de en sevdiğim kazağım batmıştı bir ton fırça attım ... Arkama bakmadan uçaktaki tuvalete doğru koştum , üstüme başka bir kazak geçirdikten sonra yerime geçtim . Yerime oturunca ukalânin bana dediği sadece " ÖZÜR DİLERİM" olmuştu .... Ona öldürdü u bir bakış attım ve önüme döndüm . Saatler geçmiyordu ve uçaktaki herkes ya uyumuş ya da yarı uyumuştu ...Koskoca uçakta bir tek yanımdaki ukala ve ben uyumamıştık... Çok sıkılmış olmalıydı ki ukalaya ismini sordum...
"Acaba ismin ne? " bu durum biraz garipti çünkü biliyorsunuz pek iyi bir tanışma yaşamamıştık... Neyse bana garip bir bakış atarak " Neden ilgilendiriyor?" Dedi .
"Ne ilgilendirecek yaa ben sıkıldığını düşünerek sordum!..."
Ardından " Adım Minho senin? " diye sordu...
" Bende Krystal " dedim ve önüme döndüm . Bir şey sorayim mi diye düşünürken daldığım düşüncelerden bir ses ile ayrıldım " Nerelisin " diye bir soru sordu ukala Minho ...
" Yarı koreli yarı amerikalıyım " dedim "sen?" Diye ekledim.
" Bende koreliyim " dedi ve ikimizde sessizliğe gömüldük....
