Tanıtım

6.9K 146 15
                                    

Genç adam şirketteki yoğun toplantılardan yorulup odasına girer girmez asistanından sert bir kahve istemişti.Elinde kahvesiy ayağa kalkıp bütün şehrin ihtişamını ortaya seren koca pencerenin önüne geçip izlemeye başladı.Işıkları yanan şehrin ayrı bir büyüsü olduğunu düşünürken  arkasından gelen sese dönüp bakmamıştı bile.Biliyordu ki gelen kişi kardeşi idi.Semih Kaplan'dı.
   "Abi hiç itiraz istemiyorum.Bu akşam kulübe gidiyoruz.Ve sende geliyorsun !.."
Arkasını dönüp sert bir bakış atmıştı kardeşine ama karşındaki adam hiç oralı bile değildi.
    "Semih kardeşim git başımdan!Zaten bütün gün toplantılarla boğuştum. Hiç kulüp havasında değilim birader! Bir an evvel eve gidip duş alıp uyumak istiyorum!.." dedi sinirli bir şekilde.
  " Hadi ama abi!..İtiraz yok dedim sana!Hem geçen gelen kızı da ayarladım. Senin için geleceğini söyledi."
   "Oğlum benim haberim olmadan böyle birseyi yapma demedim mi ben sana? Kıza da ümit vermiş gibi oluyoruz lan!"dedi sert sesiyle.

Son birkaç gündür içinde anlam veremediği bir sıkıntı vardı ama sebepsiz bir sıkıntı...Sürekli gözleri boşluğa dalar olmuştu. Belki de kardeşini dinleyip giderse kafasının dağılacağını düşünüp kabul etti.Aksam iki kardeş birlikte yemek yemiş, sonra da erkenden kulübe gitmişlerdi.Her zamanki localarına gidip kuruldular.Garsonlar etrafında dolanırken Semih ortama çoktan ayak uydurmuştu. Ama abisi halen etrafına öldürücü bakışlar atmakla meşguldü. Kısa bir süre sonra yanlarına gelen sarışın uzun boylu kızı farketti. Tuğçe. Melih için gelmişti bu kız. Hemen locaya geçip Melih'in sol yanına ilişti. Melih kolunun altında sırnaşan kadına bakıp önünde duran bardağı tek seferde kafasına dikti.
   "Melih! Hayatım çok hızlı gitmiyor musun bu akşam?"derken elleri adamın göğsünde dolanıp duruyordu.
   "Sen benim ne kadar hızlı olduğumu hatırlıyorsun değil mi Tuğçe? Özellikle de yatakta!.." derken kadına ters bir bakış atmıştı ama yüzünde çarpık bir gülümsemeyi de ekleyerek.
   "Bu kadar açık sözlü olmasan?"dediğinde genç adam göğsündeki kadının elini tutup sert bir şekilde ittirdi.
    "Sende bu kadar sokulmasan?"dedi ve tazelenen içeceğinden koca yudum aldı.
Etrafına bakınırken içindeki sıkıntısı hiç de tahmin ettiği gibi geçmemişti. Halbuki yanında ki kadın onun için gelmişti ama hiç bir işe yaramıyordu varlığı. Gözleri bir ara kardeşine kaymıştı. Nasıl bu kadar gamsız olmayı başarabiliyordu ki bu adam.Sanki önümüzdeki hafta koca ihaleye girecek olan onlar değilmiş gibi rahattı. Sanki o ihale için bi'dünya tehdit alan onlar değilmiş gibi vurdum duymaz bir şekilde eğleniyordu.
Semih,abisinin bu durgunluğunu fark edince eğilip:
   "Abi surat asmayı bırak ve eğlenemene bak biraz! Bu akşam kötü birşey olmayacak! Yanındaki fıstığı üzme istersen haa? Ne dersin ?" Dedi.
  " Sen işine bak kardeşim!Gel dedin bizde geldik! Fazla uzatma!.."
   " Somurtup otur diye getirmedim seni abi! Eğlen ve keyfin yerine gelsin diye getirmiştim!" Dedi.
Arkasına yaslanan genç adam tekrar kolunun altına kızı sert bir şekilde çekip aynı hızla dudaklarına bir öpücük bıraktı.Bu çok hızlı gelen öpücükle kız afallarken genç adam kardeşine dönüp 'oldu mu' der gibi bir bakış attı.Semih ise bu bakışa serseri bir gülüşle cevap verdi.
  Abisinin bu hali gözünden kaçmıyordu ama ne yapması gerektiğini de bilmiyordu. Gerçekten de bir hafta sonra yapılacak olan ihaleyi mi takıyordu kafasına? Yoksa bilmediği başka şeyler mi vardı? Hayır zaten onlara'Kaplan Kardeşler' demiyorlar mıydı? Hayır' ı cevap olarak kabul etmezlerdi hiç bir zaman.Hele Melih... Yapmak istediği birseye bir kez karar verdikten sonra gerisi kendiliğinden gelirdi zaten.Onun lügatında imkansız diye bir kelime hiç olmamıştı.
Daha fazla bu duruma kafa yormak istemedi Semih.Nasıl olsa sabah Asaf ve Faruk'a sorardı bu durumu.
Asaf ve Faruk kim mı? Tabiki Melih'in yakın korumaları hatta dostları da diyebiliriz...

TUTSAK KALPLEROpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz