-Ondan boşanacağım

Taehyung'un söylediği şeyle Jisoo birden öksürük krizine girmişti.
Taehyung telaşla Jisoo'ya yaklaştığında ne yapması gerektiğini bilemeyerek istemsizce etrafında bir su şişesi aramıştı. Bulamadığında ise telaşla tekrardan  Jisoo'ya dönerek  kafeteryaya inerek su alacağını ve biraz dayanması gerektiğini söylemişti.

Ardından da odadan çıkacakken Jisoo'nun onun kolundan tutmasıyla durmuştu.
Jisoo çantasını gösterdiğinde Taehyung da çantayı alarak içine bakmaya başlamıştı. Ne aradığını tam olarak bilmese de biraz aradıktan sonra gördüğü su şişesiyle mutlu olmuş ve suyu açarak Jisoo'ya içirmeye başlamıştı.

-Daha iyi misin güzelim?

Jisoo suyu içtiğinde kendine gelmiş ve öksürmekten dolayı dolmuş olan gözleriyle karşısındaki genç adama bakmaya başlamıştı.

Ardından ondan beklenilmeyecek bir şekilde ellerini karşısındaki genç adamın yanaklarına çıkarmıştı. Şu an ne yaptığını o da bilmiyordu. Ama sadece içinden gelmişti. Yıllar sonra sevdiği adama ellemek, onda değişik duygular hissetmesini sağlamıştı.
Daha sonra Taehyung'un hiç beklemediği bir anda ona sarılmıştı. Şu an hiç bir şey umrunda değildi. Tek istediği sevdiği adama şu an doyasıya sarılmak ve kokusunu son kez içine çekmekti. Evet. Bu sondu. Çünkü Jisoo Tzuyu'nun içinde olduğu durumu düşündükçe ona yaptığı şeyin  büyük bir kötülük olduğunu fark etmişti.

Jisoo aniden ayrılınca Taehyung Jisoo'nun ne yaptığını anlamaya çalışıyormuşçasına ona bakmıştı. Ama genç kadın ona o kadar ifadesiz bakıyordu ki Taehyung Jisoo'nun ne hissettiğini anlayamamıştı.

Jisoo daha fazla Taehyung'a bakamayacağını anladığında odadan çıkmak için kapıya doğru ilerlemeye başlamıştı. Ama Taehyung kolunu tutunca olduğu yerde kalmıştı.

-Neden canımı sürekli yakıyorsun Taehyung?
Bundan zevk mi alıyorsun yoksa?

Jisoo ağlamaklı sesiyle konuştuğunda Taehyung hızlıca Jisoo'nun önüne geçmiş ve ona sarılmıştı.

-Evlenelim Kim Jisoo

Jisoo duyduğu şeylerle olduğu yere çakılıp kalırken Taehyung Jisoo'nun belindeki kollarını daha da sıkılaştırarak  konuşmaya devam etmişti.

-Seni hâlâ ilk günki gibi seviyorum. Sen de beni seviyorsun işte. O zaman neden birbirimize bu acıyı yaşatıyoruz? Artık ayrı kalmak istemiyorum senden

Taehyung konuşmasını bitirdikten sonra yüzünü Jisoo'nun boyun girintisine koyarak genç kadının bir tepki vermesini beklemişti.

Jisoo ise ağlayarak Taehyung'dan ayrılmaya çalışmıştı. Ama sadece çalışmakla yetinmişti.

-Olmaz Taehyung. Biz mutluluğu hak etmiyoruz. Karına bunları yaşatamazsın. Oğlunu da düşün birazcık. Annesi varken babasının niye başka bir kadınla olmasını istesin ki?

Jisoo hıçkırıkları arasından zor da olsa kurduğu cümleyi tamamlamıştı.

-Ona  boşanmak istediğimi söyledim. Ve karşılığında bir tepki vermedi Jisoo. Eğer beni sevseydi buna karşı çıkardı. O artık beni sevmiyor, inan bana

Taehyung ikna edercesine konuştuğunda Jisoo'nun sadece bu saçma düşüncelerden kurtulmasını istiyordu. Onlar uzun zamandır ayrıydılar ve mutluluğu hak ediyorlardı. Ama şimdi Taehyung sevdiği kadını saçma nedenlerden dolayı tekrardan bırakmayacaktı. Eskiden saçma bir nedenden dolayı onu bırakmıştı. Ama şimdi bu yaptığına çok pişmandı.

Flashback

-Taehyung?

Taehyung annesinin ona seslenmesi üzerine yaptığı ödevi bırakmış, annesinin yanına ilerlemeye başlamıştı

-Ne oldu anne?

Genç kadın oğluna sinirli bir şekilde bakıyordu ve her an sinirinden  patlayacakmış gibi hissediyordu. Ve beklediği gibi de olmuştu.

-O kızdan uzak duracaksın anladın mı?

Taehyung annesinin dediği şey üzerine hiç bir şey anlamamıştı. Neyden bahsediyordu?

-Hangi kız, neyden bahsediyorsun anne?

-Jisoo. Jisoo'dan uzak dur! Onunla konuşmayacak ve onunla olan tüm bağını koparacaksın anladın beni!?

-Ne, neden ama?

Taehyung ciddi bir ses tonuyla konuştuğunda annesi daha da sinirlendiğini hissediyordu. O kızdan hiç hazzetmiyordu. Sonuçta kim kayınpederini öldüren birinin kızını sevebilirdi ki? Ve bir de oğlunu ona emanet etmek isterdi?

-Sana o kızdan uzak duracaksın dedim! Eğer ondan uzak durmazsan yurt dışında okumaya gönderirim seni. Anladın mı? Onunla yakın olduğunu ya da onunla tek bir kelime dahi konuştuğunu duyarsam yemin ediyorum seni Londra'ya gönderirim okuman için

Annesi ciddi bir ses tonuyla konuştuktan sonra oradan ayrılmıştı. Taehyung ise neden böyle olduğunu anlamaya çalışmakla uğraşıyordu. Sadece iki saat önce annesi Jisoo ile tanışmıştı. Ama Jisoo'nun yanındayken annesi oldukça sakindi. Şimdi ne olmuştu?

Flashback End

-Jisoo ben seni bırakmak istemedim. İnan bana güzelim. Senden uzak durdum hep çünkü...çünkü annem böyle olmasını istiyordu. Senden uzak durmamı ve durmazsam da beni okumak için Londra'ya göndereceğini söyledi. Ben de senden ayrı kalmak istemiyordum. En azından seninle konuşmasam bile seni her gün okulda görebiliyordum. Daha sonra da seni unutmaya çalıştım. Çünkü hem kendime hem de sana çok acı çektiriyordum. Daha lise üçteyken kaç kere intihara kalkıştığımı hatırlamıyorum bile. Korkaktım. Her ne kadar seni unutmaya çalışsam da Londra'ya gitmek istemedim. Çünkü seni bırakmak istemiyordum. Özür dilerim meleğim. Bu kadar aciz ve korkak olduğum için çok özür dilerim

Taehyung ağlamaklı sesiyle konuşmasını bitirdikten sonra yüzünü Jisoo'ya çevirmişti. Beklediği gibi Jisoo da ağlıyordu. 

-Bilmiyordum Tae. Ben de özür dilerim. Seni seviyorum.

Jisoo son cümlesini söylerken Taehyung'a bakmaya başlamıştı. Şu an ikisi de ağlıyordu. Tabi kapı aralığından onları izleyen sinirli bir Tzuyu'dan ikisi de habersizdi.




MEMORY (VSOO) Where stories live. Discover now