Eun woo da yalancı bir sinirle konuştuğunda Jisoo kurtuluşunun olmadığını düşünerek Eun woo'ya karşı gelmeyi bırakmış ve Eun woo'nun ona rameni yedirmesine izin vermişti.

Ardından hiç beklemediği bir anda odasının kapısı açılmıştı. Ve Jisoo'nun görüntüsü şu an hiç de iyi değildi. Eun woo çubukları Jisoo'nun ağzına sokmuştu. Jisoo açılan kapıya baktığında Taehyung'un geldiğini görmüştü.

Ama Taehyung gördüğü bu manzara karşısında Jisoo'ya pek de iyi bakmıyordu. Aksine sinir krizi geçiriyor gibiydi. Çünkü Jisoo ağzı dolu bir şekilde Taehyung'a "ben suçsuzum" adlı masum bakışlarını atıyordu. Taehyung Jisoo'nun yanındaki adama baktığında ise elinde çubuklarla Jisoo'ya baktığını gördü. Taehyung "bu da ne?" gibisinden bakınca Jisoo da bunu anlamış olacak ki yerinden aniden kalkmış ve ağzını bir peçeteyle silip odanın ortasına ilerlemişti.
Ardından ağzındaki rameni zor da olsa yutmuş ve Taehyung'a bakmaya başlamıştı.

-Taehyung, bir şey mi oldu?

Jisoo soğuk bir sesle konuştuğunda Taehyung az önceki Jisoo'nun nereye gittiğini düşünmeye başlamıştı.

Ardından Taehyung odadaki Eun woo'ya bakarak konuşmaya başlamıştı

-Evet bir sorun var. Hem de çok büyük bir sorun var.

Eun woo da bu ima üzerine her şeyi anlamış ve Taehyung'a doğru ilerlemeye başlamıştı.

-Galiba sorun benim ha? Bana bakarak konuştuğuna göre?

Eun woo da imalı bir şekilde karşılık verdiğinde Jisoo bir kavganın çıkacağını önceden anladığı için araya girerek onları sakinleştirmeye çalışmıştı.

-Ahh Eun woo hastam geldi. Ve senin bizi yalnız bırakman gerek. Hasta mahremiyeti var öyle değil mi?

Jisoo iyice saçamaladığını fark etmişti. Ama nasıl kurtarabilirdi ki başka?

Jisoo Eun woo'ya "lütfen" adlı bakışlarını atınca Eun woo sinirli bir şekilde odadan çıkmıştı.

Eun woo da odadan çıktıktan sonra Jisoo bu sefer de  sorgulu bakışlarla Taehyung'a bakmaya başlamıştı.

Taehyung bunu anlamış olacak ki konuşmaya başlamıştı.

-O adamla aranda ne var senin?

Taehyung sinirli ve soğuk bir sesle konuştuğunda Jisoo da neye uğradığını anlamamıştı.

-Sen...sen bana hesap mı soruyorsun?

Jisoo da aynı şekilde karşılık verdiğinde bir adım daha atarak Taehyung'a yaklaşmıştı.

-Eğer öyleyse seni ilgilendirmeyen bir konu için seninle konuşmamı bekleme
Sonuçta sen artık benim hiç bir şeyim değilsin 

Jisoo bir kere daha soğuk sesiyle konuştuğunda Taehyung zoruna gitmiş gibi gözlerini şu an dibinde olan genç kadından kaçırmıştı.

Jisoo derin bir nefes alarak geri çekilmeye başladığında hiç beklemediği  bir şekilde ayağı takılmış ve dengesini kaybetmişti. Refleks olarak kapattığı gözlerini açtığında Taehyung'un yukardan ona eğilerek baktığını görmüştü. Taehyung Jisoo'nun düşmemesi için onu belinden tutmuştu  

Şu an oldukça yakınlardı ve bu durum Jisoo'nun kalbinin çok hızlı atmasına sebep olmuştu. Jisoo bu duruma daha fazla katlanmak istemediği için Taehyung'un kollarından kurtulmak istemiş ama başarısız olmuştu. Taehyung kollarını  Jisoo'yu hiç bırakmak istemezmiş gibi beline sardığında Jisoo bir an ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışmıştı.

-Ne yapıyorsun sen? Bırak beni hemen

Jisoo dişlerinin arasından konuştuğunda yavaş yavaş sinirlendiğinin de farkına varmıştı.

Taehyung bunu anladığı halde Jisoo'ya daha fazla yaklaşmış ve yüzünü onun yüzüne daha fazla yakınlaştırarak son bir kaç şey fısıldamıştı.

"Seni seviyorum."

Ardından da soğuk dudaklarını Jisoo'nun dudaklarına bastırmıştı.

Jisoo anın şokuyla bir tepki vermemiş sadece gözleri kapalı olan Taehyung'a bakmıştı. Taehyung da dudaklarını Jisoo'dan ayırınca genç kadının vereceği tepkiyi beklemeye başlamıştı.
Ama bir gariplik vardı. Jisoo neden bir tepki vermemişti? Şu an Taehyung'a saldırması gerekmiyor muydu onu  öptüğü için?

Taehyung bunları düşünürken odadan bir hışımla çıkan Jisoo'yu daha yeni fark etmişti. Ve bu bir şeye emin olmasını sağlamıştı.

Jisoo onu hâlâ ilk günki gibi  seviyordu. Ve onu sevmekten hiç bir zaman vazgeçmemişti.






MEMORY (VSOO) Where stories live. Discover now