xi

16.7K 902 548
                                    

"Bu konuda ne düşünüyorsun?"

"Hangi konuda?"

"Hani şu yarım saattir bahsettiğim.." dedi gözlerini devirerek.

"Ha, o mu? Bence süper fikir." bu arada son bir saattir falan onu dinlemediğimi belli etmemeye çalıştım.

Gözleri parladı, "Yani cidden yılbaşında yüzünü boyayıp sokaklarda çırılçıplak koşacak mısın?"

Ney?!

"Şaka yapıyorum tabiki."

"Bari gömleğini çıkarsan?"

"Seksi karın kaslarımı görmek istiyorsan söyleyebilirsin."

"Peki o zaman. Soyun."

"Tm."

"Tşk."

"Öd."

XXX

O gece yatağa girdiğimde İstiklal'in dokunduğu yerler alev almış gibiydi. Ne tarafa dönersem döneyim acı çekiyordum. Üzerime kapanan sıcak ve tenime sinen kokusu bunu daha kötü hale getiriyordu. Camdan vuran ay ışığı gitgide azalıyordu, kalkıp camı açtım. Soğuk hava vücuduma yayıldıkça, sıcaklığın kayboluşunu hissettim. Bu aralar ben...garip hissediyordum işte.

Her an her yerde İstiklal'i düşündüğümü, son zamanlarda salak bir aşık gibi davranmaya başladığımı fark etmiştim. Kendimi çok fazla, ımm..eşcinsel hissediyordum. Böyle bir lüksüm var mı bilmiyorum ama bu durumdan hoşnut değildim. Bütün bunlara İstiklal'in sebep olduğunu bilmek durumu iyileştirmiyordu. Bir insanın bana var olduğunu bile bilmediğim duyguları yaşatabilmesi, benim için çok yeniydi. O yüzden bu aralar ondan uzak durmaya çalışıyordum.

Soğuk havayı son kez içime çektim ve camı kapattım. İstiklal'den uzak durmaya çalıştığım doğruydu; fakat bunu başarabilecek miydim acaba?

XXX

Sabah kalktığımda başım çatlıyordu, yatakta doğrulabilmem bile büyük bir marifetti. İstiklal benden önce kalkmış, kahvaltıyı bitirmiş, tabaktaki son zeytinlerle oyalanıyordu; geldiğimi görünce çatalını bıraktı, yavaşça;

"Günaydın." dedi.

"Günaydın günışığım." diyerek alaylıca cevapladım. "Evde hiç ağrı kesici var mı?"

"Bilmem, kendin baksana." Dün akşam kendisini becermediğim için bana tavır yaptığını biliyordum.

"Dün akşam kaslarıma dokunmaktan daha ileri gidemediğin için bu kadar mutsuz olmamalısın."

"Ondan değil."

"Eminim değildir."

"Ağrı kesici banyoda olacaktı, alt çekmecede."

İlacı alıp mutfağa döndüğümde İstiklal bulaşıkları makinaya yerleştirmeye başlamıştı. Masadaki tavayı işaret etti, yarım sahanda yumurta kalmıştı.

"Bitirince makinaya koy."

İlacı içip kahvaltıyı yaptıktan sonra baş ağrım hafiflemişti. İşe gitmeden önce on dakika kafamı dinlemek için koltuğa uzandım, fakat daha gözlerimi kapatmıştım ki İstiklal'in sesini duydum.

"Makinaya koy demiştim, ahh! Neden bu evde her lanet işi benim yapmam gerekiyor? Biraz yardım etmeyi denesene?!"

"Pardon.."

"Belki evlere temizliğe gitmeye başlamalıyım ha? Bu evde öğrendiklerimle şimdiki maaşımı ikiye katlardım be!"

"İstiklal, biraz.."

sentimental boys at ♡ [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin