Asansöre binerek üst kata çıktığında kapısının önünde yine stajyerleri görmüştü.
Onların yanına ilerlemiş ve bir baş selamı vererek içeriye girmişti. Ardından stajyerler de Jisoo'yu takip ederek içeriye girmişlerdi
-Günaydın hocam
Lalisa'nın konuşması üzerine Jisoo gülümsemiş ve karşılık vermişti.
-Günaydın Lalisa
Ardından herkes dün oturduğu yerlere kurulmuştu. Jisoo herkesin oturduğunu gördükten sonra konuşmaya başlamıştı.
-Evet. Dün yapılan testten hepiniz geçmiştiniz. Bugün artık bir üst kademeye geçeceksiniz ve gelecek olan bazı hastalara bakacaksınız. Sakın heyecan yapmayın. Bunu da başarabileceğinizden eminim.
Jisoo konuşmayı bitirdikten sonra güven verici bir gülümseme sunmuştu.
-Ama bunun için daha erken değil mi?
Jennie'nin sorduğu soru karşısında Jisoo tekrardan uzun bir açıklamaya yapmaya başlamıştı.
-Aslına bakarsan öyle ama dün testten hepiniz geçmiştiniz. Ve baş hekimle konuştum. O da buna başta çok şaşırdı ama daha sonra eğitimi bir tık daha ileri almam gerektiğini söyledi. Bu yüzden hastalara bakmaya başlayabilirsiniz.
Jisoo'nun yaptığı açıklama üzerine herkes her şeyi anlamışa benziyordu. Jisoo da bundan emin olunca görev dağılımlarını yapmaya başladı.
-Pekâlâ her şeyi anlamışa benziyorsunuz. O zaman şimdi de görev dağılımlarına gelelim. Jennie ve Rosé siz hastanenin alt katına inerek gerekli olan bazı malzemeleri alacak daha sonra da aldıklarınızı ikinci kattaki gözetim odasına götüreceksiniz. Anlaştık mı?
Jisoo olumlu mırıltılar duyduğunda görev dağılımlarını yapmaya devam etmişti.
-Lalisa ve Jimin siz gözetim odasını düzenleyin. Orası uzun zamandır kullanılmıyor. Oldukça dağınık ve kirli olmalı. Anahtarları hizmetlilerden alabilir ve temizlik için de onlardan yardım isteyebilirsiniz.
Jisoo son olarak Jungkook'a baktığında Jungkook da eş zamanlı olarak Jisoo'ya bakmaya başlamıştı.
-Ve Jungkook sen de bugün bakacağınız hastaların dosyalarını alacaksın. İşin biraz uzun sürebilir çünkü o dosyalar arşiv odasında. Ve orada bir sürü dosya var. Oldukça dağınık bir yer
Jisoo konuşmasını bitirdiğinde gözlerini Jungkook'dan çekerek herkese bir göz gezdirmişti.
-Soracağınız ya da merak ettiiğiniz bir şey yoksa görevlerinizin başına gidebilirsiniz.
Jisoo tekrardan konuşmaya başladığında herkes onaylayan mırıltılar çıkararak odadan çıkmıştı.
Ardından odanın kapısı tekrardan açılmış ve bu sefer de içeriye Eun woo girmişti.
-Kızıl bomba?
-N'oldu Eun woo?
Jisoo bıkkın bir ses tonuyla konuştuğunda Eun woo ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
-Yine ne oldu sana Jisoo?
-Hiç bir şey. Bana ne olabilir ki? Zenginim. Popülerim. Hayatım muhteşem. Öyle değil mi?
Jisoo buruk bir şekilde gülümseyip bunları söylediğinde Eun woo'ya bakmaya başlamıştı. Ama Eun woo Jisoo'ya çok tuhaf bakıyordu.
-Jisoo iyi değilsin sen. Ayrıca bu da nerden çıktı? Anlıyorum bazı sıkıntıların var. Ama neden böyle olduğunu bana anlatmıyorsun? Sana yardım edebilirim belki ha?
Eun woo ard arda sorular sorduktan sonra karşısındaki kadının ne tepki vereceğini izlemeye başlamıştı.
Ama Jisoo hiç bir tepki vermemiş, sadece Eun woo'nun yüzüne bakıyordu.
-Jisoo, iyi misin sen?
-Eun woo ben iyiyim. Ayrıca neden bana kafayı yemişim gibi bakıyorsun?
-Bak üç gündür çok kötüsün. Sürekli ağladığının farkında değil misin sen? Ayrıca çok tuhaf konuşmaya başladın yine
-Dedim ya iyiyim diye. Benim sadece biraz hava almaya ihtiyacım var.
Jisoo bunu söyledikten sonra oturduğu sandalyeden kalkmış ve kapıya doğru ilerlemişti.
-Bekle Jisoo. Seni bu halde yalnız bırakamam.
Eun woo da Jisoo'nun arkasından gittiğinde ikisi de eş zamanlı olarak odadan çıkmıştı. Asansöre binerek aşağıya indiklerinde hastanenin çıkışına ilerlemiş ve dışarıya çıkmışlardı.
***
-Eun woo sence ben güzel miyim?
Jisoo ve Eun woo şu an bir cafede oturuyorlardı. Aslında Jisoo sahil kenarına gitmek istemişti ama Eun woo onu -zor da olsa- buraya getirmek için ikna etmişti
Eun woo Jisoo'nun sorduğu soru karşısında şaşırmıştı. Ne yani Jisoo kendisinin güzel olmadığını mı düşünüyordu?
-Tabi ki de güzelsin
-Bu gerçek düşüncen değil. En iyi arkadaşım olduğun için böyle söylüyorsun
Jisoo ciddi bir şekilde konuştuğunda Eun woo bir tepki vermemişti.
Ardından Eun woo Jisoo'nun uzunca bir yere daldığını fark etmişti. Oraya baktığında ise dün kafeteryada birlikte yemek yedikleri adamı bir kadınla yemek yerken görmüştü.
-Jisoo, iki masa önümüzde oturan adam dün kafeteryada bizimle yemek yiyen adam değil mi?
Eun woo sorduğu soru karşısında Jisoo'ya bakarken Jisoo'nun da hâlâ o tarafa baktığını fark etti. Bu adamla Jisoo arasında ne vardı? Bu adam geldiğinden beri Jisoo her gün ağlıyordu.
-Jisoo bu adamla aranızda ne var?
Eun woo ciddi ve soğuk bir sesle konuştuğunda Jisoo da eş zamanlı olarak Eun woo'ya bakmaya başlamıştı.
Ama bir gariplik vardı. Jisoo'nun yine gözleri dolmuştu. Eun woo Jisoo'nun bu halini görünce daha çok endişelenmişti.
-Jisoo iyi misin? Neden ağlıyorsun?
-Eun woo artık gidelim mi? Eve gitmek istiyorum. Çok yoruldum da
Jisoo bunu söyledikten sonra hızlıca oturduğu sandalyeden kalkmış ve çıkışa doğru ilerlemeye başlamıştı. Tabi Taehyung'un onu fark ettiğinden haberi yoktu. Taehyung Jisoo'yu fark ettiğinde o da ayağa kalkmış ve arkasından ilerlemişti
-Kim Jisoo!?
Jisoo duyduğu sesle yerinde hareketsizce durmuştu. Arkasına dönecek gücü yoktu. Çünkü döndüğünde ağlayacağını ve yine güçsüz biri gibi duracağını biliyordu.
Bu yüzden hızlı adımlarla oradan uzaklaşmaya başlamıştı.
YOU ARE READING
MEMORY (VSOO)
FanfictionKim Jisoo + Kim Taehyung "İnan bana, ben değiştim artık Jisoo Ben artık o eski Taehyung değilim. Ukâlalığımdan ve umursamaz halimden eser kalmadı." "Ben de değişmiş olamaz mıyım Taehyung?" "Yanılıyorsun Kim Taehyung. Sen artık benim zayıf noktam d...
