22.BÖLÜM--Ben neyim?

2.7K 127 70
                                    

 Öncelikle hepinizden çok özür diliyorum bölümün gecikmesinden dolayı ve sabırla beklediğiniz için de teşekkür ederim. Çok beğendiğim bir bölüm oldu Care ve Jack sahnelerinin daha çok olmasını istemiştiniz işte size öyle güzel bir bölüm... 

 -Caroline-

  Okuduğum satırlar sanki bir masalın saklı gerçekleri gibi, sonradan ortaya çıkan can yakan, acı kısımları gibi geliyordu bana. Her cümleyi okuyuşumda başka bir şok atlatıyordum. Annem bir cadıydı ve babamla evliyken bile başka bir adamı seviyordu. Ben dünyaya geldikten sonra annem cadılık yeteneğini kaybettiğini yazmış. Bu nasıl olabilir ki? Asıl şok olduğum ve kalbimin sıkıştığı yer annem odaya girmeden hemen önce okuduğum bölüm olmuştu. Morgana benim başka birisinden olduğumu babamın Micheal olduğunu söylüyordu anneme. Gözlerimde yaşlar birikmişti. Ne hissetmem gerektiğini gerçekten kestiremiyordum. Annem odaya hızla girip üstüne birde bağırınca göz yaşlarımın akmasına engel olamamıştım. Ağlıyordum. Böyle bir durumu benden ve ailemizden sakladığı için onu fena halde suçluyordum. Ancak tartışacak gücüm olmadığı için odayı terk etmekle yetinmiştim.

   -----------

Hava kararmak üzereydi. Dışarıdaydım ve koşuyordum. Göz yaşlarım görüşümü bulanıklaştırıyordu. Hıçkırıklarımın nefesimi kestiği sırada soluklanmak için kısa süre duraksadım. Nereye gidiyordum ben? Bu saate haber vermeden Malia lara da gidemezdim. Zaten beni bulmak için gidecekleri ilk yer orası olacaktı. Hava soğumaya başlamıştı. Hemen arkamdaki parkın çimlerine oturup çantamı yanıma koydum. Dizlerimi göğsüme çekip kollarımı sıkı sıkı sardım. Hıçkırıklarım kesilmişti ama hala ağlıyordum. Göz yaşlarım soğukta yüzümü ısıtan tek şeydi. 

  Benden, bizden bunu nasıl saklayabilmişti? Bunca zaman koskoca bir yalana nasıl inandırmıştı bizi? Babam ya da benim yıllardır babam sandığım adam, bu olanları biliyor muydu? Telefonumu çıkarıp saate baktım. Neredeyse 8 olmuştu. Annem 10 defa aramıştı. Açmayacağımı bile bile aramaya devam edecekti. Bu yüzden telefonumu kapatmanın en iyisi olacağını düşündüm. 

   Yoldan tek tük araba geçiyordu. Etraf iyice tenhalaşmaya başladığında içimin ürperdiğini hissettim. Yalnız kalmaktan korkuyordum.Her zaman korkmuştum. Yavaşca ayağa kalktım. Daha bir kaç adım atamadan başım döndü ve sendelemeye başladım. Ayaklarımın yerden kesildiğini hissettiğimde sert bir şekilde yere düşeceğimi tahmin ederken daha yumuşak bir şeye yaslandığımı hissettim. Ancak gözlerimi açıp ne olduğunu görene kadar kendimden geçmiştim.

-Jack-

   Üşüyordu. Hem de çok üşüyordu. Etrafta kimsenin olmadığını gördüğümde onu kucağıma alıp koşmaya başladım. Bir dakikadan daha kısa sürede evime gelmiştik. Bazen bu kurt adam hızının işe yaradığını düşünüyordum. Eve girer girmez onu koltuya doğru yatırdım. Çantasını hemen yanına koydum ve koşar adımlarla yukarıya çıkıp bir battaniye kaptım. Geldiğimde hala baygındı. Gözlerinin kızarık ve şiş olduğunu fark etmemiştim. Yüzünde hala göz yaşlarının olduğunu görüp elimin tersiyle sildim. Bu durumda bile güzeliğinden bir şey kaybetmemişti. İyice ısınması için elektrikli ısıtıcıyı fişe taktım. Ne olduğunu, neden bu saatte dışarıda olduğunu merak ediyordum. 

 Eğilip gözünün önüne düşen saçı kulağının arkasına verdim. Bu sahne filmlerden çok tanıdık geliyordu. Elimi yüzünde yavaşca gezdirdim.Gerçekten melek gibiydi. 

 Ne? Dur biraz. Daha önce ona karşı böyle bir şey hissettiğimi hatırlıyordum. Ama nasıl? Caroline 'a ilk defa böyle davranıyordum. Parça parça ve gerçekten karışık şeyler vardı aklımda. İşte yine başlıyoruz. Zihnimin bana oynadığı bir oyun bu bu lanet şey. Bir şeyleri hatırlamamı engelleyen bir duvar hissediyorum. Ama neyi engelliyor? Ya da niye engelliyor?

BİR GENÇ KIZIN SIRLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin