altmış iki

56.1K 2.9K 1K
                                    

Medya: Rabia&Erdinç&Ahu

Dikkat! Erdinç'i hiç okumadığınız kadar ciddi okuyabilirsiniz çünkü gerçekleri öğrenecek sarıkuş... Keyifli okumalar.💙

*

Erdinç Köroğlu'ndan...

Karşımdaki bankta oturan Esat kuşuma bakıp dudak büzdüm. Konuşmayı keseli daha 5 gün olmuştu ama bana 5 asır gibi gelmişti. Hala da öyle geliyordu... O günden sonraki gün okula gelmemişti, ertesi gün geldiğinde konuşmama fırsat tanımamıştı. Sonrasında hafta sonu girmişti araya, evine gitmiştim, içeri almamıştı. Bugünse yeniden haftanın ilk günüydü. Saat öğlen bire doğru geliyordu. Benim dersim yoktu ama Esat'la konuşmak için bekliyordum okulun bahçesinde. Tek sorun nasıl konuşacağımı bilmememdi. Karşımda oturuyordu fakat yanına gitmeye çekiniyordum artık. Eğlenceli yaklaşımım her defasında ters tepmişti. Bu yüzden ciddi olmalıydım.

Ona Erdinç diye bir kardeşin olduğunu unutursun derken söylediğimi anında kabul etmesini asla beklemiyordum. Beni döver, Ahu'yu affeder ve biz yine kaldığımız yerden dostluğumuza devam ederiz sanmıştım ama her zamanki gibi bu sandığımda da yanılmıştım. Yanıldığım en önemli konu buydu şüphesiz. Sandığım gibi olmadığını gördüğüm an pişman olmuştum ve o andan beri onunla konuşmaya çalışıyordun. Türlü şebekliklerle ona ulaşmak istemiştim ama o, ona ulaşmama izin vermemişti. Ben yokmuşum gibi davranıyordu. Yüzüme karşı sövse bu kadar koymazdı be.

Onu tanıyordum. Her ne kadar inkar etse de dostları onun için çok önemliydi. Hayatına az kişi alırdı ama aldıklarına da herkesten fazla değer verirdi. Verdiği değerin içinde sevgisi, güveni, sadakati ve sayısız tüm duyguları vardı. Ben onu, bana duyduğu güvenden vurmuştum. Ne olursa olsun yanında duracağıma söz verdiğim adamın karşısına dikildiğim an güvenini kırmıştım.

Ama Ahu...

Ulan sigara içiyor olsam kendime yakmıştım şu an he.

Ahu benim kırmızı çizgimdi. Benim için her zaman bir adım önde olurdu diğer herkesten. Kendimi bildim bileli bu böyleydi. Belki onu en iyi tanıyan ben olduğumdandı bu düşkünlüğüm. Ahu her sıkıntısını önce gelir bana anlatırdı, sevincini ilk benle paylaşırdı. Hala da öyleydi. Kalabalık bir arkadaş grubumuz vardı ama o kalabalığın içinde onun gerçek gördüğü tek dostu bendim. Bunun bilincinde olur, ona göre davranırdım. Dolayısıyla Esat'la aralarının bozuk olması, bilhassa Esat'ın o gün Ahu'ya karşı takındığı tavır beni sinirlendirmişti. Engel olamamıştım söylediklerime.

Her şeyi dalgaya vuruyor olabilirdim ama bir gün o dalga beni başka yerlere savurduğunda durup düşünürdüm. Ben böyle şiddetli savrulacak ne bok yedim diye?

Bu sefer çok büyük bir bok yemiştim. Ve içimden nasıl atacağımı bilmiyordum.

"Erdinç?"

Yanımdan gelen sesle bakışlarımı karşımdaki Esat'tan -daha çok düşüncelerimden- ayırıp gelen kişiye baktım. Ahu'ydu. Krem rengi kaşe bir etek, aynı renk örgü bir kazak giymişti. Üstüne kırmızı paltosunu, altına siyah topuklu çizmelerini geçirmişti. Yüzü her zamanki gibi kusursuzdu, eh bunda yaptığı makyajın da payı vardı, saçı iri su dalgalarıyla omuzlarından aşağıya dökülmüştü. Koyu kahverengi gözlerini kısmış bana bakıyordu.

Gülümsedim. Ya da onun gibi bir şey... "Ahu?"

Kaşlarını çattı. "Esmer kuş ya da kurtarıcı kuş yok mu?" Omuz silktim. İlk defa kuş muhabbeti yapasım yoktu. "Anlaşılan moraller hala sıfır. Ben de bunun için geldim aslında." Yanıma oturup küçük kutu şeklindeki çantasını aramıza koydu ve üst vücudunu tamamen bana döndürdü. "Sana Esat'la neden kavga ettiğimizi anlatmaya geldim."

BEN GELDİM | Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin