elli beş

79.1K 3.7K 2.3K
                                    

Medya: Umut & Esat 🔥

Şarkı: Çağan Şengül - Kırlangıç. Kesinlikle dinleyin. Şu saatten sonra bu şarkı bizimkilerin hsjajajdhajjs

Keyifli okumalar💙

*

Tek bir telefon konuşması insanın içine korkuyu düşürebilirdi.

Bende olduğu gibi.

Umut'un hastanede olduğunu ve yarın ameliyata alınacağını bir telefon konuşmasıyla öğrenmiştim. Yalın'ın beni araması durumun ne kadar ciddi olduğunu gözüme sokar nitelikteydi. Kardeşinden uzak durmam için elinden gelen her şeyi yapan adamın aniden beni kardeşinin yanına çekmek istemesi şaşıracağım bir olaydı. Bunu sorgulamayı sonraya ertelemiştim. Önceliğim kafa açmayı seven kızı görmekti. Okula gitmek için çıktığım yolu hastaneye çevirmiştim telefonu kapatır kapatmaz. Hız ibresini zorladığım dakikaların sonunda hastanedeydim. Bu kez danışmadaki kızı insanlığımdan ödün vererek başımla selamladım. Kız şaşırsa da tebessüm ederek karşılık vermeyi ihmal etmedi.

Sinirli olmadığımda zamanlar daha çekilebilir biri oluyordum.

Ezbere bildiğim odanın önüne geldiğimde Yalın'ı dışarıda beklerken gördüm. Bakışları bana döndüğünde sessiz bir bakışma geçti aramızda. Konuşmadık ama anlaştık. Ben içeriye girecektim, o burada kalacaktı. Bunun için odanın kapısına uzandım ve kapı kolunu yavaşça çevirdim. Öncekine nazaran oldukça sakindim. Kapıyı ardına kadar açıp içeri adım attığım sırada beklenmedik bir anın içine düştüm.

Odanın içine doğru bir tur yuvarlanmıştım.

Bu sefer sebep; hızımı alamamam değildi.

Çabucak toparlanıp kalktım düştüğüm yerden. Ardımda bana çelme takmanın keyfiyle sırıtan Yalın'a öfkeli bir bakış atıp kapıyı suratına doğru çarptım. İki dakika rahat bıraktı ya hemen bir puştluk yapmasa olmaz. Gereksiz herif. Odadan çıktığımda taktığı çelmenin hesabını soracaktım ona.

Üstümdeki kot ceketin yakalarını düzeltirken bakışlarım odanın ortasında bulunan yatağa kaydı.

Ve üstünde yatan sorunlu kıza.

Beyaz yatak çarşafının içinde kendi beyazlığıyla kaybolmuş gibiydi. Sırt üstü uzanıyordu yatakta. Bana dönük olan tek yanı yüzüydü. Gördüğüm kadarıyla üstünde ince bebe mavisi bir kazak vardı. Kollarının inceliğine perde görevi görmüştü penyesi. Sağ kolundaki kazağı yukarıya sıyrılmıştı. Çünkü o koluna serum takılıydı. Üstündeki beyaz hastane çarşafı koltuk altlarından başlayarak vücudunun geri kalan her yerini örtüyordu. Sanki içindeki acıyı gizliyordu çarşafın altında, göstermek istemiyordu. Bunun olmaması içinse sıkı sıkıya tutuyordu elleri çarşafı. Faydasızdı.

Çünkü gözleri hala açıktaydı.

"Bu odaya hep böyle mi gireceksin?" Sorusuyla birlikte bakışlarım yüzüne tırmandı aceleyle. Biraz önceki düşüşümü nasıl karşıladığını bilmiyordum ama soruyu sorarken yüzünde gülüşünü saklamaya çalışan küçük bir kız çocuğu ifadesi vardı. Yatağın hemen yanında bulunan gri koltuğa bedenimi yığarken omuz silktim. "Belki."

"Sevdim."

Kaşlarımı kaldırdım sorgularcasına. "Sevdin?"

"Hımm," diye mırıldandı ağzının içinde. Açık kahverengi saçları beyaz yastığın üstüne atılmış fırça darbeleri gibi yayılmıştı. Beyaz teni bugün normalden daha solgun görünüyordu. Bundandır ki çilleri belirginliğini yitirmişti. Yine de kahverengi noktalarını seçebiliyordum. İnce, kendinden nar çiçeği renkli dudaklarında yer yer çatlaklar vardı. Canlı kalan tek yanı gözleriydi yüzünde. Mavileri, denizlere vuran dalgalar kadar hırçın ve sarsıcıydı. "Geldin."

BEN GELDİM | Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin