Ölüme Koşmak

42 2 0
                                    

Güneş ufuk da gözükmeye başladığı sıra da, erler hazırlanmaya, pusatlarını bilemeye başlamışlardı. Yağı bir akın halin de geliyordu. Bagatur sağ elini havaya kaldırdığın da bütün okçular hazırda bekliyordu.
Az sonra Bagatur yayını aldı,ve bir ok yerleştirdi. Gökyüzüne okunu fırlattı. Bu Tanrı'yla bir haberleşme ve  ondan yardım isteme şekliydi. Bagatur bu sefer bir kısrak saldı er meydanına, bu da Tanrı'lara bir kurbandı.
Beyaz kısrak yağıya doğru ilerlediğin de, Bagatur bu sefer okçulara ok atmaları için bir hareket daha yaptı.
Tüm okçular oklarını attıkların da, ilk beyaz kısrak uçup gitmişti göklere. Yağı hınca hınç ilerliyor, erlerin okları altın da can veriyorlardı.
Fakat sayısı 300 olan Türk erleri koca bir orduya yetişemiyordu.Oklarla can veren Çin erlerinin yerine bir arka sıradaki Çin erleri geliyordu.
Şimdi sıra pusatlardaydı. 100 kadından oluşan okçu erler  geri de kalırken, 200 adamdan oluşan erler  Bagatur'un talimatıyla ileriye atılmışlardı. Sol kanadı Buğra, Sağ kanadı
Bagatur yönetiyordu.
Türk erleri hınca hınç Çin erlerine kılıç sallarken her dakika sayı azaltsalarda, bir o kadar da sayıları azalıyordu.
Sol kanatta ki Buğra erlerinin sayısının azaldığını görünce geri çekilmek istedi. Ellerini kaldırıp geri çekiliyoruz anlamına gelen hareketi yaptığın da borular öttürüldü. Buğra ve bir avuç kalan erleri geriye çekiliyorlardı. Obaya doğru ilerliyecekler, ve kadınlarla yer değiştireceklerdi. Bagatur ve erleri Buğra ve erlerin den biraz daha iyiydi. Buğra yaralanmış, siyah deriden zırhı parçalanmış, vucüdu yorgun düşmüştü. Az sonra yaylarına sarıldıkların da Umay Hatun ve kadın komutan Almila Hatun'un komutası altın da ki kadın savaşçılar, kılıçlarına kuşanıp ileriye doğru atıldılar. En az erkek savaşçılar kadar iyi dövüşüyor, ve yine onlar kadar iyi ok atıyorlardı.
Bagatur ise kısa bir süre de olsa sol tarafının yokluğunu hissetmiş, erlerinin can veren vücudunu görerek cenk ederken,bir kurt sürüsü gibi ve  bir kurt uluma sesine benzeyen sesler çıkararak er meydanına gelen kadın savaşçılarla tekrar güç aldı.
Chéng Lóng yine en arkada cengi yönetiyor ve binlerce sayıda olmalarına rağmen hala yıkamadığıTürklere iğrenerek bakıyordu.
****
Güneş ufuktan kaybolmuş ve yerini Ay'a bırakmıştı.

Eyy mavi göğün efendisi Gök Tengri,
Eyy Güneş'in sahibi Gün Ana
Gecemi aydınlatan Ay Ata
Sana geliyoruz bu gece.

Az sonra Ay' ın parıltısı kara bulutların göğe yayılmasıyla kaybolmuştu. Göz gözü görmekte zorluk çekse de hala cenk devam ediyordu. Bagatur sırtını Buğra'ya , Umay Hatun ise Almila Hatun'a dayamıştı. Yağı binlerce kişi olmasına rağmen  alay etmek amacıyla kahkahalar atarak sırasıyla savaşıyordu yorgun düşen 4 kişiyle. Etrafları çevrilmiş ve kargalar deyiriliyordu kalkanlarına.Buğra'nın bedeni ne kalkanı kaldıracak, ne de kılıç sallıyacak haldeydi. Karnına yediği kargıyla elin deki kalkanı düşürdü. Ardından bir kargı daha yemişti. Ardı arkası kesilmeyen kargı vuruşlarıyla karnı delik deşik olsa da, sırtını Komutanı Bagatur'dan çekmiyordu. Son nefesini verene kadar onun arkasını kollamaktı amacı. Ölüm varsa işin ucunda, en azından komutanımın ölümünü görmeyeyim düşüncesindeydi. Biraz sonra diz üstü yere çöktüğün de, kahpe bir Çin linin kahpe kılıcıyla başı yere düşürülmüştü.
Bagatur arkasını dönmek, acı manzarayı görmek istemiyordu. Ama olanların farkındaydı.
Azgın bir kurt gibi onunla dalga geçen 4 Çinliyi saniyeler içerisin de devirip delirmişcesine bağırdı. Umay Hatun, Almila Hatun ve Bagatur sırtlarını birbirlerine dayamıştı bu sefer.
Çin erleri biraz geri çekilip arkalarını döndüklerin de, komutan Lei-Su'nun kızgın bakışlarının tesiriyle tekrar yavaş yavaş hücuma geçmişlerdi.
Bagatur elin deki kalkanı yere fırlattı. Çinliler teslim olacağını sanıyordu fakat yanıldılar.

"Kutlu Atam Kutlu Bilge...
Yanına geliyorum..."
Diyerek keskin ve yayvan kılıcını kalbine soktu. Kalbinden ve ağzından kanlar fışkırarak diz üstü yere kapaklandığın da, Umay Hatun ile Almila Hatun'da göz göze gelmişlerdi. Biraz sonra, onlarda aynı şeyi yapıp Uçmağa varmışlardı.

Bozkurt DestanıOnde histórias criam vida. Descubra agora