2; Colmar Tanrısı

Zacznij od początku
                                    

Adından dolayı mı yoksa dıştan bu kadar güzel gözükmesinden dolayı mı bilmiyorum, ama ilgimi çektiği kesindi.

Dükkâna tüm dikkatimi vermiş bir halde bakarken kapıyı açıp çıkan bir müşteriyi ve onun ardından son derece şık giyimli bir adamın çıktığını, müşteriyi tatlı bir tebessümle uğurladığını gördüm.

Yüzündeki gülümseme, gözlerinin hafifçe memnuniyetle kısılmış olması ve adamın arkasından dostane bir şekilde el sallayışı...

Uzun sayılabilecek kömür siyahı saçları vardı ve saçları alnından geriye doğru güzelce taranmıştı, hafiften uzamış olan saçları ensesinden minik tutumlar halinde sallanıyordu.

Daha önce hiç kimsede rast gelmediğim kadar muazzam yüz hatlardı vardı. Güzel bir burnu, parıltılarla dolu gözleri, büyük ve pembe dudakları vardı.

Son derece geniş ve heybetli duran omuzları ve biçimli, kıvrımlı bir vücudu vardı. Kusursuz gözüküyordu. Afallamama neden olacak kadar kusursuz!

Adım atamıyor gibiydim, oraya, bir şey tarafından ayaklarım zemine çivilenmişti ayrıca gözlerimi onun üzerinden alamıyordum.

Birkaç saniye öylece giden müşterinin ardından baktıktan sonra yanına biraz daha minik gözüken biri geldi ve ona bir şişe şarap uzattı.

Ne konuştuklarını duyamıyordum o kadar yakınlarında değildim ama her ikisinin de özellikle geniş omuzlu ve muhteşem yüz hatlarına sahip olan onun mimiklerini rahatlıkla görebiliyordum.

Diğerinin verdiği şişenin içini kokladı ve memnuniyetsiz bir şekilde yüzünü buruşturdu.

Şarabı getirene birkaç şey söyledikten sonra diğeri gitti ve o öyle orada durmaya devam etti. Sokağı izliyordu, sokaktan geçen insanlara gülümsüyor ve onlara içtenlikle selam veriyordu.

Muhteşem gözüküyordu... O, gerçekten göz kamaştırıcıydı.

Yutkunmayı unuttuğumu fark ettiğimde elim istem dışı kamerama gitti ve onu kameranın merceğine alıp birkaç poz fotoğrafını çektim.

Duruşunun ve yüzünün verdiği havayı tarif edemezdim

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

Duruşunun ve yüzünün verdiği havayı tarif edemezdim. Ağır bir duruşu vardı ama aynı zamanda samimiydi, yüzünden gülümseme hiç eksik olmuyordu.

Sevecen biri olmalıydı ya da belki de işi gereği böyle davranmaya alışmıştı? Onun hakkında birden bire çok fazla şey öğrenmek istedim.

Mesela güzel puntolarla yazılmış, görkemli duran bu Lacuna'nın sahibi o muydu yoksa sadece orada çalışan herhangi biri miydi?

Ama tanrım, o herhangi biri olamazdı... O, Colmar için yaratılmış özel biriydi.

O, şarapların arasında ahenkle dolaşmak için, şarapları tatmak için, Lacuna adı altındaki dükkânı muhafaza etmek için yaratılmıştı.

Flame Of Love | Taejin Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz