Kırık kalpler ve biraz da gözyaşı

1.6K 108 31
                                    

Bu bölümde Jungkook'un içinden Dominic Toretto çıktı hadi hayırlısı



Yee Ju ağlıyor, ben de durumu algılamaya
çalışıyordum. İyi hissetmiyorum ve ayakta duramıyordum. Aldığım yetersiz nefes başımın dönmesine sebep olurken hızlandım ve oradan koşarak uzaklaştım. Arkamdan Yee Ju'nun bağırıș seslerini duyabiliyordum sadece.

"Seulgi benim her şeyim Park Jimin!"

Gözlerimi sıkıca yumup konferans salonuna tekrar indim. Jungkook sahnede kendi kendine oturmuş müzik söylüyordu.

"Jungkook!"

"Evet? Jimin'im gelmiş, gel yanıma."

Hızlıca yanına gittim ama pek iyi şeyler olacağını düşünmüyordum.

Hâlâ nası bu kadar rahat olabilirdi? Hiçbir şey olmamış gibi?

"Jungkook."

"Efendim?"

"Seulgi'nin annesi-"

"Ne olmuş annesine?"

"Ölmüş Jungkook."

"Ne? Kötü olmuş. Onun adına üzüldüm."

Yüzünü astı, yutkundu.

Şuan sinirli miydim bilmiyorum fakat işler bayağı karışacak gibiydi.

Bu sorunlardan sağ salim çıkmamız gerekiyordu.

"Kimin öldürdüğü hakkında bir fikrin var mı peki?"

"Ne? Birisi mi öldürdü? Jimin konuşsana."

"Amcan öldürmüş Jeon Jungkook!"

"Nasıl? Sen ciddi misin Jimin?"

"Bilmiyor muydun?"

"Lanet herif umurumda bile değil! Bak Jimin o kötü biri anladın mı? Seulgi'nin annesi de ya amcama bulaşmıştır ya da işlerine muhatap olmuştur. Yoksa-"

"Yoksa ne Jungkook?! Bildiğin senin amcan katil! Bana ilk tanıştığımız günlerde cehennemin olurum demiştin! Nereden bilebilirim ki senin ne olduğunu? Belki de amcana yardım eden sensin?! Belki sen de bir katilsin!"

Sinirim belki de ayrılmamız ile sonuçlanabilirdi. Ama pişman değildim.

Bir pislik gibi davranmayı bırakmalıydı.

Ben Jeon Jungkook'u tanımıyordum.

Jungkook söylediklerim üzerine bozulmuş olmalıydı. Gözlerim yanmaya başlamıştı, hiç gücüm yoktu. Onu üzgün görmeye asla alışık değildim. Suçlu hissediyordum. Gözyaşlarını parlak gözlerinden sıcak yanaklarına saldı. Kalbi hayal kırıklığına uğramıştı, görebiliyordum.

"Sen bana k-katil mi dedin Jimin?"

Soğuk çıkan sesi öfkeliydi. Benden birkaç adım uzaklaştı.

"Özür dile-"

"Sen bana katil mi dedin!"

"Jungk-"

"Beni amcamın yaptığı boktan işler yüzünden katil mi ilan ettin?! Seni sevdiğime, güvendiğime, her defasında seni seviyorum dememe karşı bana bunları mı söylüyorsun?! Bana katil mi diyorsun Park Jimin?! Ben amcama yardım etmişim ha? Lan ben amcamın adını ağzımla anmıyorum bana katil olmayı mı yakıştırıyorsun?! Jimin, çok teşekkür ederim sevgilim. İlk aşkım ve ilk ihanetim olduğun için."

Son cümleler canımı yakarken bacaklarım tutmamış ve yere oturmuştum. Nasıl canını yakabilirdim? Nasıl ona bu kadar ağır konuşabilirdim?

O hızla bulunduğu yerden kaybolurken ben arkasından bakakalmıştım. Sanırım büyük bir hata yapmıştım ve telafisi yoktu.

You'll Fall in Love With Me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin