"Tamam gerginsin ama ben de gerginim Ekin. Sinir etme beni! Bir anda böyle olacağı tuttu." genç kızın sinirli ama biraz da kırgın sesi karşısında Ekin biraz daha yumuşak davranmaya çalışarak yanına ilerledi. Daha sonra arkasına geçerek konuştu.

"Tamam, şanssızlık diyelim ve bir de ben deneyim şu fermuarı." Elbisenin bütün sırtının açık olduğu hatırlayan Tamay istemsizce titrediğini hissetti. Genç kadının beyaz sırtının açıklığıyla yutkunun Ekin elini uzatıp fermuarı çekmeye başladı. Fakat gerçekten fermuar çok zor çekiliyor ve çıkmak bilmiyordu. Genç kadının sıcak tenini parmaklarında hissederken bunu yapmak daha da zordu.

"Dokunmasana!" beline değen soğuk parmaklar titremesine ve aynı zamanda kızarmasına neden oluyordu. Daha fazla dayanamamıştı.

"Fermuar çekiyorum burada Tamay! Yoksa sana dokunmak gibi bir isteğim olduğu söylenemez." daha fazla gün kullanarak bir çırpıda yukarı çekilen fermuardan çıkan ses Tamay'ın yerinden sıçaramasına neden oldu.

"Yırttığını söyleme sakın!" Çektiği fermuara bakan Ekin bir sıkıntı olmadığını gördükten sonra alnındaki ter damlacıklarını elinin tersiyle sildi.

"Yok bir şey olmadı." Derin bir nefes veren Tamay aynaya bakıp kendini kontrol ettikten sonra saçlarının güzel durmadığına karar vererek salaş örgüyü açıp saçlarını arkaya attı. Böyle daha iyi göründüğüne karar verdi.

"Ne değişti?" duyduğu soruyla o tarafa döndü. Ekin'in boş bakışları karşısında sakin bir şekilde cevap verdi.

"Rahatsız etti. Hem böyle daha iyi olmadı mı?" İki halini de aynı şekilde gören Ekin kaşlarını çatarak genç kadını tekrar süzdü. Kime soru yönelttiğini fark eden Tamay boşverip eline telefonunu aldı. Biraz önce gelen mesaja bakmak istiyordu. Hakan'dan gelen mesaj ile gülümsedi. Genç adam smokin giymiş ve resim atmıştı. Altına da 'en hüzünlü günüm ama davetliyiz bir kere' yazmayı ihmal etmemişti. Zaten haftalardır Tamay'a "Seni ben kapmalıydım. Nasıl geç kalırım?" gibi cümleler kuruyordu.

Genç kadının telefondaki gülümsediği şeyle kaşlarını çattı Ekin. Bu kızı bu kadar gülümsetecek ne olabilirsi o telefonda? İçinde yükselen öfkeye engel olamayarak çıkıştı.

"Nikah memuru aşağıda bekliyor küçük hanım. Eğer flörtünüz bittiyse inelim aşağı." Telefonu kilitleyip ters bakışlarını Ekin'e yöneltti Tamay. Daha sonra bir şey söylemeden çiçeğini eline alıp kapıya ilerledi.

Merdivenlerin başında beklerken Melis'in aşağıdan işaret etmesiyle Ekin'in koluna girdi. Genç kadının titreyen elini fark eden Ekin istemsizce dudaklarının kıvrıldığını hissetti. Müziğin başlamasıyla aşağı inerken genç kıza bulaşmayı ihmal etmedi.

"Daha geceye çok var bu kadar heyecanlı olma." duyduklarıyla sertçe yutkunan genç kız yanaklarına nüfuz eden sıcaklık ve kocaman olmuş gözleriyle Ekin'e döndü. Genç adamın piç gülüşüyle kendisine bakmasına sinir olarak derin bir nefes alıp verdi. Bu adamın hiç utanması olmaz mıydı ya?

Merdivenleri bitirip kürsüye doğru ilerlediler. En azından saçma sapan bir nikah masası koymamışlardı. Tamay bunun için kendini rahatlamış hissedebilirdi. İçeride bulunan basın mensuplarına gülümseyerek aşık pozu vermeye çalışmak ise simir bozucuydu. Nikah memurunun gelmesi ve davetlilerin toplanmasıyla nikah merasimi başlamıştı. Nikah memuru fazla uzatmadan soruyu sormuştu.

"Siz Tamer kızı Tamay Dereli, Enver oğlu Ekin Tekindağ'ı eşiniz olarqk kabul ediyor musunuz?" derin bir nefes alan Tamay bakışlarını solunda duran genç adama çevirdi. Birkaç aydır tanıdığı bu adamın daha iyi bir yanına rastlamasa da şu an onunla evleniyordu. Bu gerçekten aklının alabileceği bir şey değildi. Birkaç ay önce böyle bir şey söyleseler kahkahalar atarak gülerdi fakat şu an bu gerçek oluyordu.

SUSPUS (TAMAMLANDI) -Pus Serisi 1-Where stories live. Discover now