32. Bölüm (Final)

1.2K 88 37
                                    

Yiğit yine düşünce bulutlarının içinde kaybolmuştu. Uzun süredir yoldaydılar, hızla ilerledikleri yolda yanlarından geçip giden ağaçlara dalıp gitmişti. Bütün hayvanların doğa ile uyumları, insanların uyumsuzluğu ise onu çıldırtmıştı. Sürekli kendisine Eleadora'nın bunu neden yaptığını soruyordu. İçinde ki ateş, intikam bu kadar büyümüş olsa bile nasıl bir cana kıyabilmişti. Aykız iyileşecekti, lakin her ikisi de bebeğini kaybetmişti. Her seferinde Yiğit kalbinde ki bir parçanın eksik olduğunu hissediyordu. Birlikte hayal bile kurmalarına izin verilmemişti. Aykız'ın toparlanması kolay olmayacaktı. Hala Eleadora'nın Aykız'a ne verdiğini öğrenememiş olsalar bile, Eleadora'nın verdiği şey Aykız'ı berbat bir hale sokmuştu. Epey zayıflamış olmasının yanında bebeğini de kaybetmişti. Yiğit Aykız hakkında pek fikri olmadığından daha nasıl kötü hissettiğini bilmiyordu. Yada ne durumda olduğunu. Bir an önce Aykız'a kavuşmak, ona öyle sıkı sarılmak istiyordu ki. Bir daha asla bırakmayacakmış gibi, bütün dünyadan ve insanlardan sıyrılarak.

Yiğit'e asırlar gibi gelen yol sonunda bitmiş, hastaneye ulaşmışlardı. Yiğit o an için yorgunluğunu bile unutmuş, Aykız'ı görmek için can atıyordu. Hafsa hatunu bulup olan biteni anlattı hızlıca. Hafsa hatun ve hekimler Aykız'ın bir anda iyileşmesine şaşırmışlardı. Hepsi Aykız'ın öleceğini sanıyordu. Lakin şaşırtıcı bir şekilde Aykız iyileşmeye başlamış, yavaş yavaş kendine gelmişti. Hafsa hatun daha fazla vakit kaybetmeden Yiğit'i Aykız'ın kaldığı odaya götürdü. Aykız hala zayıf, göz altlarının morluğu geçmemiş bir şekilde uyuyordu. Yiğit birkaç saniye yerinde durup Aykız'a bakmış, kalbine bir ağrı saplanmıştı. İyileşiyor olduğu için o kadar mutluydu ki, şimdi Aykız'ı böyle görmek Yiğit'i tekrar olanları düşünmeye itmişti. Beş gündür yaşadıkları her şey bütün bedenini kavurarak zihninde akıp gitmişti. Yavaş adımlarla Aykız'a doğru ilerledi. Baş örtüsünden kurtulmuş birkaç saç telini gözlerinin önünden çekti. Yanağını okşayıp, alnına bir öpücük kondurdu. Kokusunu iyice içine çekmiş, bütün vücudu bu kokuyla bir anda gevşemişti. Yatağın yanında ki sandalyeye oturdu, Aykız'ın elini tutup kokulu öpücükler kondurdu. Onu böyle izlemek ne kadar acı verse de onu tekrar izleyebilmenin verdiği huzur bu acıyı hafifletiyordu.

Yiğit Aykız'ın elini sıkı sıkı tutmuş şekilde sandalyede uyuya kalmıştı. Aykız elinde büyük bir baskı hissetmeye başlamıştı. Yavaşça gözlerini açtı, gözleri çıplak beyaz tavanla buluşmuştu. Birkaç saniye etrafı incelemek zorunda kalmış, nerede olduğunu kestirmeye çalışmıştı. Sonra gözünün önüne en son Eleadora'nın kendisine yaptıkları gelmişti. Aykız baskının arttığı elinin acısıyla inlemişti. Yiğit duyduğu sesle birlikte sıçrayarak uyanmış, anlık bir refleksle Aykız'ın elini hızla kendine doğru çekmişti. İyice zayıflamış kollarının güçsüzlüğüyle birlikte, Yiğit Aykız'ın elini hızla çekince Aykız bu sefer çığlık atmıştı. Bütün vücudu ağrıyordu, kendini fazlasıyla güçsüz hissediyordu. Yiğit'in elini sıkması bile canını acıtmışken, hızla kendine doğru çekmesi Aykız için büyük bir acı olmuştu. Aykız'ın gözünden birkaç damla yaş akarken, Yiğit ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Ne yaptığını idrak ettiğinde gözleri dehşetle açılmış Aykız'a bakıyordu. Aykız Yiğit'in gözlerinde ki ifadeyi çok iyi tanıyordu. Bu Yiğit'i krize sokabilirdi. Aykız derin nefesler aldı, tebessüm etmeye çalıştı lakin kolu fazlasıyla acıyordu.

" Sorun yok Yiğit, sadece yerinden çıktı. Gerçekten acımıyor bile, sakin ol lütfen." Aykız'ın sesi oldukça cılız çıkmış, her kelimeden sonra sık nefesler almak zorunda kalmıştı. Yiğit sessizce sürekli özür diliyor kendisini suçluyordu. Sesi duymuş olan Hafsa hatun gelmiş, Yiğit'i uzaklaştırmaya çalışmıştı. Lakin Yiğit uzaklaşmak yerine Aykız'a doğru gitmeye çalışıyordu. Aykız'a yaptığı küçücük bir zarar bile kriz geçirmesine sebep olmuştu. Hafsa hatun Kağan'ı çağırmak zorunda kalmıştı. Aykız ise dizlerinin üstüne çökmüş, başını ellerinin arasına almış özür dileyen ve yanına gelmek isteyen Yiğit'e bakıyordu.

DİVANE-İ AŞKWhere stories live. Discover now