27. Bölüm

790 77 60
                                    

Bir hafta geçmesine rağmen Kağan bir karar verememişti. Aykız da bu konu üstüne çok düşüp Kağan'ı daraltmadı. İyice düşünmesini, her şeyi ölçüp tartmasını istiyordu. Alelacele verilebilecek bir karar değildi zaten. Altına gireceği sorumluluğun farkında olmalıydı. Sonunda bu konuyu bütün ev ahalisi ile istişare etmeye karar vermişti. Akşama ev ahalisinin diğer üyeleri eve dönmüştü. Şimdi ise hep birlikte salonda oturmuş, Kağan'ın kendisine anlatacaklarını dinlemek için pür dikkat Kağan'a bakıyorlardı. Kağan ise nereden başlayacağını bilemiyor, onların kendisine baktığı gibi o da tek tek hepsine göz gezdiriyordu. Sonunda Aykız'la göz göze gelmiş, Aykız'ın kaş göz hareketinden artık konuya girmesi gerektiğini anlamıştı. Derince nefes aldı, boğazını temizledi.

" İzdivacımı gerçekleştirmek istediğim bir kız var." Ev ahali Kağan konuşana kadar diken üstünde, endişeyle dinlerken, Kağan'ın sözlerinden sonra rahatlamışlardı.

" Bizde bir şey oldu sandık oğlum. Hele söyle bakalım kimmiş bu kız?" Kağan'ın gözleri yine Aykız'a kaymıştı, ailesinin vereceği tepkiden fazlasıyla korkuyordu.

" Adı Hafsa, hekime... annesi ve babası yıllar önce ölmüş. İki kardeşine de o bakıyor. Kendisine talip olduğumdan henüz haberi yok, lakin Aykız yengem Dilşah Kalfadan bir şeyler öğrendi. Hafsa hatunun kardeşlerini kabul etmezsem, bu izdivaca olumlu bakmayacağını söyledi. Ben sizinle bu konuyu istişare etmek istedim. " Gonca hatun yerinde dikleşti, Mehmed efendi susarak söz hakkını Gonca hatuna tanımıştı.

" Nerede gördün ki sen bu kızı? " Kağan yutkundu.

" Kütüphanede karşılaştık, kafama kitap düşürdü. " Sonlara doğru Kağan'ın sesi kısılmıştı. Bu konu her ne kadar onun için komik bile olsa, anasının büyüttüğü gözlerinden korktuğunu anlamıştı.

" Öyle önemli bir şey değildi, zaten Hafsa hatun gerekli merhemleri bana yazdı. " Gonca hatun öyle olsun der gibi bir bakış attı.

" Yarın Dilşah Kalfaya bir uğrayalım bakalım, bu konuyu büyükler olarak birde biz istişare edelim. Konuyu Hafsa hatuna açarız, eğer o da kabul ederse tekrar görüşürsünüz. " Yoldan geldiklerinden epey yorgunlardı, Gonca hatun ayağa kalktı.

" Hem yetim hem öksüz, kol kanat geren olursan, yaralarını sararsan ben gurur duyarım oğlum. Bu sorumluluğun altına girmeye hazırsan, bu kararı verdiysen ve Hafsa hatun gerçekten iyi biriyse ben sana destek olurum. Asla, Hafsa hatun kardeşlerini bırakmıyor diye onunla evlenmene karşı gelmem. " Kağan sonunda rahat bir nefes aldı, başını salladı. Mehmed efendi ve Gonca hatun odasına çekilmişti. Lakin İkizler meraklı gözlerle iki abisine ve yengesine bakıyorlardı. Yiğit ikizlerin bakışlarından sorguya çekileceklerini anlamıştı. Kendisini sorguya çekmeyecek bile olsalar, bu konu hakkında konuşup aynı şeyi duymaktan yorulmuştu.

" Ben çok yorgunum, size iyi sohbetler. Hayırlı geceler." Yiğit'in kalktığını görünce Aykız da ayaklanmıştı.

" O zaman bende gideyim, hayırlı geceler." Kağan odada kendisini tek başına bırakan abisi ve yengesine bakıyordu. İkizlere bakıp gülümsedi, tam ayağa kalkıyordu ki ikizler onu geri oturttu.

" Siz yorgun değil misiniz? O kadar yol geldiniz, ben bile çok yorgunum. " İkizler aynı anda esnemişti.

" Yaa abi olsun yorgunuz ama sen bize şöyle kısa bir özet geçiver. Bak biz çok merak ettik." Kağan derin bir nefes aldı, nasıl olsa kurtuluşu yoktu. Kütüphane de yaşadıkları olay dahil sonrasında Aykız'ın kendisine anlattıklarını aktardı. Nurfidan parıl parıl parlayan çimen gözleriyle abisine bakıyordu. Nurbanu ise elmacık kemiğinde ki gamzesini gözler önüne sermişti. Her ikisi de elini yumruk yapmış çenesinin altına koymuştu, öyle güzel dinliyorlardı ki Kağan iki kardeşinin ne kadar tatlı olduğunu düşündü. Nurbanu derin bir iç çekti.

DİVANE-İ AŞKWhere stories live. Discover now