24. Bölüm

786 79 28
                                    

Çolpan hatun bir hafta boyunca konakta kalmıştı, Aykız ile bol bol gezmişlerdi. Enerjisi oldukça yüksek bir kadındı, şikayet etmiyor her yeri gezmekten keyif alıyordu. Bol bol alışveriş yapmışlar, Çolpan hatun bol bol hediyeler almıştı. Çolpan hatunun meraklı sorularıyla birlikte kitaplardan ve diğer her şeyden sohbet etmişlerdi. Çok konuşması Aykız için sorun olmamıştı, sohbeti severdi. Özellikle ikizlerle Çolpan hatun birleşince kahkahalar da artmıştı. Çolpan hatunla tanıştığı için oldukça mutluydu Aykız. Bir haftanın sonunda Çolpan hatunun ısrarlarıyla tüm ev ahali onun evinde kalmaya gitmişti. Tek amacı Yiğit'in ve Aykız'ın yalnız kalmalarını istemesindendi. Mehmed efendi ve Gonca hatun da bu fikri gayet hoş karşılamışlardı. Her ikisi de yalnız kalmalarının onlara iyi geleceğini düşünüyordu. Son kez herkesle vedalaşıp at arabasına bindiler.

Ev bir anda sessizleşince Aykız kendisini tuhaf hissetmişti. Evin sürekli curcuna halinde olmasına epey alışmıştı. Yine de hem onlar için güzel bir dinlenme olacaktı, hemde kendileri için. Birlikte bol bol vakit geçirebilirlerdi ve tabi Aykız işe yaramasını umduğu son anıyı canlandırabilirdi. Evde kimsenin olmaması onun için bir avantajdı. Yiğit birkaç işini halletmek için dükkana gitmişti, muhtemelen birkaç saat içinde dönecekti. Aykız büyük bir kovaya su doldurdu, içini de çamur olmasını sağlayacak kadar toprakla doldurdu. Çok eğlenceli olacağını düşünüyordu, lakin Yiğit kesinlikle çok sinirlenecekti. Yine de denemekte fayda vardı ve bir an önce işe yarayıp yaramadığını görmeli ve her şeyi anlatmalıydı. Büyük değnek yardımıyla toprağı ve suyu karıştırıp çamur haline getirdi. Daha sonra kovayı Yiğit'in göremeyeceği bir yere yerleştirdi. Hala birkaç saati olduğundan evin işlerini halletmeye koyuldu. Yiğit'in bu anıyı hatırlamasını umarak.

Yiğit tüm işini bitirdikten sonra konağa dönmüştü. Aykız ile yapmak istediği birkaç şey vardı. Güzel vakitler geçirebileceklerini umuyordu. Kapı tokmağını çalıp bir süre bekledi. Aykız yüzünde ki kocaman gülümsemesiyle kapıyı açmıştı. Yiğit'in elinden tutup küçük bir çocuk gibi asılmaya başladı.

" Kuş yuvamız da misafirlerimiz var. Çok tatlılar görmen gerekiyor." Yiğit arkasından kapıyı kapatıp, kendisini asılan Aykız'a karşı koymadan arka bahçeye doğru yürüdü. Yaptıkları kuş evine dikkatle baktığında, gerçekten de birkaç küçük misafirlerinin olduğunu gördü. Kuş evini yaptıklarını için çok mutluydu. En azından birileri kendisine ev bulabilmişti. Dikkatle kuşları incelerken Aykız'ın yanında olmadığını fark etti. Tam arkasını döneceği sırada Aykız'ın kendisine seslendiğini duydu, daha sonrasında tam suratına koca bir çamur topu gelmişti. Yiğit bir süre öyle bekledikten sonra yüzünde ki çamurları sildi, birkaç adım atmıştı ki bir çamur topu daha yüzüne isabet etmişti. İyice sinirlendiği için hızlı adımlarla Aykız'a doğru ilerlemeye başlamıştı. Aykız da korkuyla kovayı yerinde bırakıp geri geri kaçmaya çalışıyordu. Lakin Yiğit'in kendisine attığı çamur tam yüzüne isabet etmişti. Sonra bir başka çamur elbisesinden kayarak büyük bir kısmı kirletmişti. Tıpkı küçüklüklerinde olduğu gibi bir süre devam ettiler buna. Yiğit eğleniyor muydu yoksa sinirli olduğu için mi sürekli karşılık veriyordu anlayamamıştı Aykız. Son attığı çamurdan sonra Yiğit iyice sinirlenmişti. Aykız kendisine sinirle bakan Yiğit'ten korktuğu için birkaç adım geriye doğru gitti.

Yiğit Aykız'ın kolunu sıkıca kavradı, yaptığı bu çocukça hareketlere bir türlü anlam veremiyordu. Asla Aykız'ın canını yakmak, kalbini kırmak gibi bir niyeti yoktu. Ama o an öyle sinirlenmişti ki. Aykız'ın birkaç aydır yaptığı hareketler çocukçaydı. Özellikle yaptığı bu şeyin hiçbir açıklaması olamazdı. Çamur olmamış tek bir yerleri bile kalmamıştı, adeta çamur banyosu yapmışlardı.

"Ne yapmaya çalışıyorsun Aykız, bu hareketler de neyin nesi!" Yiğit kükremişti adeta, Aykız gözlerini kocaman açtı ve birkaç adım geri gitmeyi denedi.

DİVANE-İ AŞKWhere stories live. Discover now