7. Bölüm

1K 99 44
                                    

Sevgi insana bahşedilen en güzel nimetlerden şüphesiz. Bir bitkiye, bir hayvana, en sevdiğin bir eşyanıza bile büyük sevgi besleyebilirsiniz. En sevdiğiniz şeyler, her zaman en değerlileriniz olur. Ona gösterdiğiniz özen, o kadar da değer vermediğiniz bir eşyaya göre kat be kat fazla olur bazen. Aykız'ın da Yiğit'e olan sevgisi, hat safhaya ulaşmıştı hiç şüphesiz. Yiğit'in bu tavırları, Aykız'ın Yiğit'e göstereceği sevgiyi de etkileyebilirdi. Çünkü Aykız sabır sınırlarının sonuna geliyordu. Üstüne Yiğit de böyle davranınca, Aykız iyice sinirlenip Yiğit'e olan sevgisinin yerini kızgınlığa bırakabilirdi.

Aykız onca sene içinde ki sevginin ateşini hiç söndürmemiş, aksine ateşi daha da çok harlamıştı. Şimdi tek taraflı sevgiyi kaldırabilecek gücü kendisinde bulamamıştı. Yiğit'in de Aykız'a destek vermesi gerekiyordu bu saatten sonra. Aykız sürekli dua ediyordu, Yiğit'in kendisini hatırladığını bilmek çok rahatlatırdı. İki gün boyunca kendisini o kadar çok sıkmıştı ki, ağlamamak için ettiği çabayı bugüne kadar hiç vermemişti. Bir yandan düşünceleriyle boğuşup, diğer bir yandan göz yaşlarını tutması bir hayli zor olmuştu. Sonunda başarmıştı ya, mutluydu Aykız bunun için. Mutlu olmayı hak ediyordu artık, geçen onca seneden sonra bunu kesinlikle hak etmişti. Bugün hiçbir şey onun keyfini kaçırmayacaktı, kendisine bir söz vermişti.

"Lütfen Rabbim, verdiğim sözü tutabileyim." Diye de dua etmeyi unutmadı elbet.

Bugün için çok heyecanlıydı, Gonca hatun ve annesi birbirini hatırlamış koyu bir sohbete dalmışlardı bile. Aykız sandalyede oturmuş, Gonca hatun ve anası Mihrimah hatunun konuşmalarını dinliyordu.

"Uzun süre oldu, Aykız'ı ilk gördüğümde tanıyamadım ama siması bir hayli tanıdık gelmişti. Şimdi bu vesileyle tekrar bulaşbilmiş olmamız beni bir hayli mutlu etti." Gonca hatun Aykız'a bakıp gülümsedi.

"MaşaAllah, gözleri gibi yüzü de ay gibi parıl parıl parlıyor. Aynı küçüklüğünde ki gibi, hiç değişmemiş." Gonca hatun iç çekti.

Haksızlık mı ediyordu bu kıza, Yiğit kimseyle evlenmek istemediğini defalarca dile getirmişti. Kimseye kalbini açamayacağını da, sonsuza kadar bu kızı mutsuz edebileceğini de dile getirmişti. Ama Aykız ve Yiğit küçükken hep çok iyi anlaşmış, birlikte vakit geçirmişlerdi sürekli olarak. O gün Aykız Yiğit'in ismini zikrettiği zaman, Yiğit'in şaşkınlıkla sert bakışlarına maruz kalmıştı kız. Gonca hatun bu manzaraya bir hayli üzülmüştü. Ama inanıyordu ki, Yiğit'in kalbini eritebilecek tek kişi Aykız idi.

"Teşekkür ederim." Dedi Aykız kısık sesiyle, ardından tebessüm etti.

"Mihrimah hatun bizim gelme sebebimiz belli, Aykız'ı da kendi evladım gibi çok severim. Bunu sende çok iyi bilirsin, oğlum Yiğit'i de az çok tanırsın. İnşallah herkes için hayırlısı olsun." Mihrimah hatun gülümseyerek söze başladı.

"Bende Yiğit'i kendi evladım gibi severim, küçükken de Aykız'la çok iyi vakitler geçirdiler. Yiğit çok efendi, çok iyi huylu bir çocuktu. Eminim şimdi de öyledir, lakin evlenmek istemediğini işittim Gonca hatun." Gonca hatun başını salladı.

"Doğru duymuşsun Mihrimah hatun, oğlum zor zamanlar atlattı. Geçirdiği zor zamanlardan sonra, kalbi katılaşmaya başladı. Ben oğlumu çok iyi tanırım, inatçıdır ama kimsenin kalbini kırmaz. Kalpleri birbirine ısındıran Allah'tır, eğer Yiğit'in Aykız'a karşı bir yanlışı olursa karşısında bulacağı ilk kişi ben olacağım. Asla Aykız'ı zorlamam, kalbinin sesini dinlesin isterim. Elbet orada doğru cevabı bulacaktır." Mihrimah hatun Gonca hatunun verdiği cevaptan bir hayli memnun olmuşçasına gülümsedi.

"Çok haklısınız Gonca hatun, ben kızımla bu konuyu istişare edip size haber göndereceğim. Her şeyin hayırlısı olsun."

Gonca hatun ve kızlar ayaklanmıştı, misafirler usulüyle ağırlanmış ve yolcu edilmişti. Bugünü de atlatmışlardı çok şükür, lakin Aykız'ın kafasına binlerce soru takılmıştı. Yiğit zor zamanlar atlattı demişti, ne yaşamıştı acaba. Aykız'ın vücudu bir anda merak sardı, yine düşünceleri ve teorileriyle baş başa kalmıştı. Mihrimah hatun ise bu konuyu bir an önce kızıyla konuşmak istiyordu. Kızının Yiğit'i beklediğini biliyordu, ama Yiğit'in evlenmek istememiş olmasına bir hayli şaşırmıştı. Kararı tamamen kızına bırakacak, hiçbir baskı uygulamayacaktı. Yıllardır beklediği sevdiğine kavuşmak için, kendisi karar vermeliydi. Kendisini istemeyen biriyle gerçekten evlenmek istiyorsa, Mihrimah hatun buna da karşı çıkmayacaktı.

DİVANE-İ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin