Bölüm 20 MASUMiYET

60 8 0
                                    

Semih'in arabası hızla evin bahçesine girdiğinde hava kararmıştı. Evin önünde gazeteci de kalmamıştı. Nasıl olsa haber olacak bir şey kalmamış, cenaze bitmişti. Tabi esas haberin evin içinde olduğunu daha kimse bilmiyordu, bilseler orada kamp kurarlardı.

Semih eve girdiğinde tam karşısında Yasemin' i gördü. Gözlerinin içi güler vaziyette onu bekliyordu. O anda Semih' in içini bir rahatlama sardı, belli ki Selin onu kırmamıştı, daha doğrusu Yasemin onun nasıl biri olduğunu bilmediğinden tehlikenin farkında değildi. Aralarındaki kısa mesafeyi hızla geçen Semih, Yasemin' e sıkı sıkı sarıldı ve alnına bir öpücük kondurdu. Yasemin telaşla etrafına bakındı, biri görmüş olabilir diye utandı ve kıpkırmızı oldu. Semih 'in çok hoşuna gitmişti bu hali, yüzüne bir gülümseme yayıldı. Yasemin i elinden tuttu ve salona geçtiler, koltuğa oturduklarında derin bir nefes aldı Semih, bugün hem bedenen hem de ruhen çok yorulmuştu. Yasemin de başını Semih' in omuzuna koydu. "Anlat bakalım, ben yokken günün nasıl geçti, umarım evde tek başına çok sıkılmamış sındır", dedi...

Yasemin başlattı anlatmaya, "Başlarda çok sıkıldım yalnız başıma, kahya efendi de hiç bir iş yaptırmadı. Biraz bir şeyler yapsam vakit geçerdi ama elimi neye atsam koşup geldiler. Sonradan kahya efendinin kızıyla tanıştım, Zeliha.

Yasemin gozlerinin içi gülerek Zelihadan bahsetmeye başladı; Çok sevdim onu, benim bu evdeki ilk arkadaşım diyebilirim. Tabi kahya efendinin bizi yakalamadığı anlarda, bizi konuşurken görünce hemen Zeliha 'ya kızıp gönderdi. Sanki benimle konuşması yanlış bir şeymiş gibi davrandı. Daha sonra bir kadın geldi, kahya efendiye seni sordu, ama yok dediler. Beni görünce onunla da tanıştık, adı Selin. Biraz ayak üstü sohbet ettik, o da beni çok sevdi herhalde."

Semih, Selin'in adını duyunca tüyleri diken diken olmuştu. Ama en azından Yasemin'i üzmemişti diye düşündü. Ama biliyordu ki Selin belası bu kadar sakin uzaklaşmazdı kim bilir aklında ne tilkiler dönüyordur. Kesinlikle bir şeyler yapacaktı...

"Baya hareketli bir gün geçirmişsin" dedi Semih gülümseyerek ve devam etti;

"Bak Yasemincim, kahya efendi çok sadık ve dürüst bir insandır. Ama yıllardır alıştığı bir düzen var, seninle de aynı düzen olacak sanıyor ve ondan Zeliha ile ilişkine müdahale ediyor. Ondan bir şey istediğinde söylemen yeterli, Zeliha ile sohbet etmek istediğinde, Zeliha'yı çağır, biri müdahale ederse ben çağırdım de, canın ne isterse direk söyle. Onlar sen mutlu ol diye burada çalışıyor. Bu evin ağası sensin, sen ne dersen onu yaparlar" dedi Semih gülerek.

Yasemin belli ki iyice utanmıştı, yine kıpkırmızı olmuştu, "Yok yok diyemem ben, sen söyleyiver de izin versin bize, Zeliha ile konuşmamıza" dedi. Semih yüksek bir kahkaha attı, işte bu doğal haline aşıktı Yasemin'in. Kahya ya seslendi Semih, hemen hızlı adımlarla geldi ve "buyurun Semih Bey" dedi. "Kahya efendi, eşim ve ben senden bir konuda izin istiyoruz" dedi Semih.

Kahya ağzı açık Semih'e bakıyordu. "İzin ne demek beyim, emredin yeter"

"Kahya efendi eşim, kızın Zeliha ile arkadaş olmak ve rahatça sohbet etmek istiyor, iznin var mı?" dedi Semih gülümseyerek .

Yasemin çok utanmış kafasını yerden kaldırmıyordu, Kahya efendi ise hem şaşırmış hem utanmıştı. O da ağzı açık bir Semih'e, bir Yasemine bakıyordu. Ortamdan tek keyif alan Semih gibi görünüyordu, adeta dertlerini unutmuş bir şekilde gülerek ikisini izliyordu. Sonunda dayanamadı ve Yaseminin ellerini sıkı sıkı tutarak konuşmaya başladı:

"Kahya efendi eşim Yasemin'i gördün, zaten her şey ortada. O benim bu dünyada en çok sevdiğim insan, onun için canımı veririm. Biliyorum bu konakta yıllardır süregelen bazı gelenekler var ama artık bazıları değişecek. Sen bizim için çok değerlisin, ben seni aileden biri olarak görüyorum. Senin de bizleri öyle görmeni istiyorum.O yüzden ne eşime ne de bana patronunmuş gibi davranmana gerek yok, bizleri kardeşin gibi gör."

Kahya efendinin hem gözleri dolmuştu hem de utanmıştı. Siz nasıl arzu ederseniz Semih Bey dedi, kafasıyla hafif bir selam verip odadan çıktı.

Semih, Yasemin'e döndü ve konuşmaya devam etti;

"Bak Yasemin, bugün seni ziyarete gelen Selin senin gibi, Zeliha gibi veya benim gibi biri değil. O gerçekten kötü biri. Akrabayız dediğine bakma, halamın kocasının yeğeni. Beraber büyüdük sayılır ama kalbi kötülükle dolu biri. Seninle dalga geçer, seni köylü görür, beğenmez, aşağılamaya kalkar. Seni üzmesini istemem, onunla samimi olman, hatta konuşman beni çok üzer. Benim akrabalarımla tanışmak istediğini biliyorum, az sonra seni tanıştırmaktan çok mutlu olacağım biri gelecek. Pınar. Halamın kızı, Pınar aynı sen gibi tertemiz kalpli biridir, ve benim öz kardeşim olarak görebilirsin. Zaten tanışınca sen de seveceksin."

Tam sözünü bitirdiğinde kapı çaldı, gelen Pınar ve eşi olmalı diye düşündü.

ZUHURATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin