Krallıkların Yükselişi

7

Sabah rüzgârı esmeye başlamıştı, sarmaşık krallık her zamanki güzelliğini koruyordu. Ön bahçede talim yapan okçular, arka tarafta ise çiçi'nin büyü denemeleri .
Erkin: "Ben ava gidiyorum Çiçi, Kayra’yı sakın ola elinden kaçırma" dedi.
Çiçi : “ o iş bende “ dedikten sonra sarmaşık kalenin tozlu raflarını geçip, kalenin zindanı gözüktü.
Kayra zindanın içinde serili yatakta uzanmaktaydı.
Çiçi : “Ne yapıyor bakalım bizim asil kız “ dedi.
Kayra: Senin kafanı vücudun'dan ayıracağım. Sonra köpeklere yemek diye atacağım, diye birden çıkıştı.
Çiçi : “bak tatlım, yazık olur sana özellikle şu uzun sarı saçlarına “
Kayra: seni öldürmek istediklerim arasına yazmış bulunmaktayım.
Çiçi, kayranın saçlarından asılarak “nerede olduğunu unutuyorsun herhalde “ diye cevap verdi.
Burada bunlar yaşanırken,
Erkin, ise ormanın derinliklerinde elindeki yayı ile geyik avlıyordu. Sonra yanına bir kurt yaklaştı, saldıracak gibi hali vardı fakat sakin bir şekilde etrafı dolaştıktan  sonra ortadan kayboldu. Erkin sanki her şeyi daha net görüyordu, içi de beyaz tüylü kurda ısınmış gibiydi. Önünden bir geyik geçti, üç den geriye sarıp Yay’ın oktan çıkıp hedef almasına sebep oldu. Hava karardığını fark edince geyiğin birisini sırtlayıp doğa krallığının yolunu tuttu. Evin yolunu görmeye başladı. Çiçi  gözükmüyordu.
Erkin :” Şu eve gireyim bakalım “ dedi. Erkin doğa krallığının kapısından girerken bizde ateş krallığında neler olup bitiyor bakalım.
---------------------------------------
Kanvera : “ Ey halkım sizlere önemli bir konuyu söylemek için buradayım .”
Halk sağına soluna bakarak ne olup bittiğine bir türlü anlam veremiyordu. Halkın içinden, geçenki örgülü sarı saçlı kız ağlayarak belirdi.
Kadın : "Siz nasıl kralsınız, bebeğimin ateşi çıktı."
Diyerek gözyaşlarına engel olamıyordu.
Kanvera kadını iyice süzdükten sonra, “ Bak kadın normalde bana böyle bağırdığın için kelleni almam gerekiyor fakat dua et bebeğin için bağışlıyorum" dedi.
Danışmanı : “Kralım bir açıklama yapmayacak mısınız “ dedi.
Kanvera :”Demem o dur ki , ' kayra'  , düşmanımız Doğa krallığının elinde “.
Kadın kalabalığın arasından uzaklaşıyordu. İşte o sırada içeriye yaşlı bir kadın girerek genç kadını sıkıca tuttu.
Kral :”Sen  geçenki kadınsın, Belgus, ne arıyorsun burada? “ dedi.
Belgus yeşil gözleri ile kadının gözlerine bakarak “Al kızım bu elimdeki yüksek ot “ dedi.
Kadın :"Çok sağ olasınız ninem" diyerek gözyaşları ile bebeğinin yanına gitti.
Kanvera :” Kayranın bile bana getiremediği otu bu kadın nasıl getirdi?  ”dedi .
Halk şaşkınlık içinde yaşlı kadına bakıyordu.
Kanvera : ”Bu gece benim misafirim ol,konuşacak konularımız var “ dedi .
Belgus :”Gitmem gerek,acelem var “ diyerek uzaklaştı.
Danışman : “Kayra’yı nasıl geri alacağız? ” dedi.
Kanvera : “kuzguna mesajımı yazdım, yarına kadar haber gelir “ dedi.
---------------------
Doğa krallığının içinden sesler yükselmekteydi.
Erkin :”Bir kuzgun gelmiş, kraliçem müsaade edin mektubu  şu sıcak ateşte yakayım “dedi.
Çiçi : “ Dur bakalım,
Acele karar vermeye gerek yok “dedi.
Mektubu iyice okuduktan sonra kâğıdı buruşturup yere fırlattı.
Erkin :“Neler oldu niye böyle kızdın kraliçem “ dedi.
Çiçi : “ Kayra’yı bizden istiyorlar, elimizdeki kozu verecek değiliz ya ! “ dedi.
Erkin, kara kara düşünmeye başladı. Çiçi bir elini yanında bulunan pencereye koyarak Cam’dan dışarı olup bitenleri İzliyordu. Sonra aşağıdan sesler gelmeye başladı,
Bu sesler Kanvera'dan gelmekteydi .Çiçi ,kapıyı açtığında oğlunun iple bağlı olarak Kanvera'nın atının üzerinde olduğu görünce çığlıklar atmaya başladı.
Kanvera :” Bana kayra'yı teslim edin yoksa oğlunun  yüzünü bir daha göremezsin “ dedi.
Kanvera atının üstünde yandaki bir kaç atlı adamıyla erkin ve adamlarına doğru bakıyordu. Atı;siyah renkli, cüsseli ve hızlıydı.
Atını bir sağa doğru sürüyordu, bir sola doğru.
Küçük oğlu ise on yaşlarında olup daha çok küçüktü.
Oğlu: " bırakın lan beni köpekler" diye çırpındı.
Tarkan kının'dan kılıcını çıkarıp “eğer erkeksen karşıma çık şayet kazanırsam oğlanı bana vereceksin, eğer sen kazanırsan buradan gideceksiniz “ dedi .
Kanvera Tarkan’ı iyice süzdükten sonra :” ha hah, ha hah" diye gülmeye başladı. Atının yelesinden tutarak " işte bu çok kolay olacak " dedi.
Meydana ikisi de çıkmıştı. Kanvera kılıcını çıkarmış saldırı için hazırlanıyordu. Ağaç tepelerinde doğa krallığı adamları pür dikkat düelloya bakıyorlardı.
Oğlu :" Tarkan amca bitir şunun işini " diyerek seviniyordu.
Komut verilir verilmez muharebe başladı.
Kılıçlar birbirini kesmeye başladı. Tarkan, kanveranın ataklarını iyice gözlemliyordu.
Kanvera kılıcıyla Tarkan’a tam geçirecekken Tarkan hamlesini boşa çıkardı.
Kanvera: ”Az kalsın işini bitiriyordum"  dedi.
Tarkan:” Gün doğmadan neler doğar, bilinmez “ dedi.
Sonra kılıcıyla  kanvera’yı yere yıktı, kılıcı boynunun ucuna getirdi.
Kanvera :” Öldür lan hadi “  diye bağırdı.
Tarkan gözlerini çatmıştı, o esnada arkasından birisi Tarkan’ın kılıcını hızlıca çekip, içinden bazı sözler söyleyerek ilerideki toprağa sapladı. Bu yaşlı büyücü Belgus idi.
Kanvera :” Sen her yerde böyle karşıma çıkacak mısın Belgus? “dedi.
Belgus, kanvera’yı kolundan tutup kaldırdı.
Sonra hızlıca atlara binip uzaklaşacakları anda
Çiçi: “ Bu kesinlikle  olamaz, düelloyu biz kazandık hem oğlumu vermiyor sunuz hem’ de kayra'yı yanınıza almışsınız“ dedi.
Belgus‘un atının arkasına ise Kayra’yı bindirmişlerdi. Kayra gülerek doğa krallığının adamlarına bakıyordu.
Belgus :” Kayra zaten bizim adamımızdı, ha oğluna gelecek olursak onu almanız için bizi geçmeniz gerek ilk önce “ dedikten sonra atına "deh" deyip gözden kayboldular.
Çiçi yerde ağlayarak yayını sıkıca kavradı ve şu sözleri dile getirdi.
Çiçi :”Artık ateş krallığını yok etmekten başka şansımız yok “dedi.
Erkin krallığın önündeki çitin birisine yaslanarak şu sözleri dile getirdi.
Erkin :”Bugünden tezi yok ordulara haber verin, özellikle şövalye krallığına, oğlumu almak için gerekirse savaş başlatacağım “ dedi.

(Desteklerinizi bekliyorum.Eğer bu bölümü sevdiyseniz sayfayı başka arkadaşlarınızın görmesi için etiketleyebilirsiniz . Yeni bölümü yazmaktayım. 8.bölüm Cuma günü sizlerle)
Son güncelleme:16 aralık