DOĞA KRALLIĞI 🍃

277 51 23
                                    

Giriş:
Eski zamanlarda krallar birbiriyle acımasız savaşırdı. Savaşlar öyle bir noktaya gelmişti ki masum insanlar alevlerin içinde çığlıklar atıyordu. En can alıcı varlık ise ejderhaydı, batılılar ona karanlık güç demekteydi. Ejderhalar devri son ejderhanın bundan 500 yıl önce boğdurularak öldürülmesiyle sona erdi.
Krallıkların sayısı eskiden beş‘in üzerindeyken şu anda sadece beş tanesi ayakta kalabilmişti.
Son olarak 5 koruyucu bir araya gelerek, 5 element taşını işleyip gömdüler. Bu element taşları sayesinde tüm doğaüstü güçler lanetlendi. Artık bölgeye uzun süre huzur ve mutluluk gelmiş oldu. İnsanlar rahat rahat etrafta dolaşabiliyor ve istediği müziği ölümün sesi olmadan dinleyebiliyordu. Tabi bazıları bu huzur dönemine karanlık çağ diye de adlandırıyor, bazıları ise bunu fırsat biliyordu. İşte her şey krallıkların başındaki fikirlerin değişmesiyle başladı. Tarih 1300'lere gelindiğinde artık insanlar geçmişini aramaya başladı, işte bu hikâye de böyle başladı.
1-Doğa Krallığı
Dünyanın batısında bulunan adanın tam ortasında bulunuyordu. Rivayete göre Ataları ağaç kavuklarında yaşıyorlardı, genellikle kıvırcık sarı saçlı, açık tenli oldukları görülmektedir. Topluluklar halinde yaşamaktadırlar. Doğaüstü güçleri elinden alınmadan önce yani lanet gelmeden önce her birinin özelliği birbirinden farklıydı. Toprağın, ağaçların ve suyun gücünü kullananlar olarak ayrılır. Genelde okçulukta da iyidirler.
Ülkeyi kral ve kraliçe yönetmektedir. Önceden sınırları çok genişken giderek küçülmüştür. Şu anki krallığın başında erkin bulunmaktadır.

Erkin: Doğa krallığının şu anki kralı: ülkeyi dağılmadan sonra toparlamıştır. Güler yüzlü, kirli sakallı,1.70 boylarında, kolunda kraliyet arması bulunan kişidir.

Çiçi: Doğa krallığının kraliçesidir. Uzun ve örgülü saçları, hafif Balık etli, biraz asabi biraz da neşeli bir kraliçedir. Ülkede geçmişini araştırmaya kafayı takmış birisidir.

+Hadi erkin yemek vakti
-geldim çiçim
+bunca zamandır neredeydin erkin
-oklarımı düzenliyordum, bugünlerde sinirlerin üstünde.
+ ya napayım, krallıkta halkımı korumam gerekiyor, eski öğretilerden haberdar olan bir tek ben varım.
-öyle desene çiçi bu arada yemekler çok güzel olmuş, sen mi yaptın?
+yani sayılır, fakat hizmetçiler de bu işte fena değil, erkin bu küçük kalemizin dışındaki sarmaşıklar sence düşmandan gizlenmek için yeterli mi?
-Dur bir dışarı çıkıp bakayım çiçi.
Tahta basamakları indikten sonra tahta kapı gözüküyordu, krallığın dışındaki diğer yerler küçük ahşap ağaç evden oluşmuş yüze yakın kulübeye benzer evler bulunuyordu. İçlerinde doğa krallığının halkı bulunuyordu. Yaz vakti olunca çoğu zaman dışarıda akşamları vakit geçiriliyordu.

-erkin neredesin, bak seni bulmam uzun süre sürmesin, saatte geç oldu. Ormandan sesler gelmeye başladı. Nefes nefese sesler duymaya başladı. Yerler ıslaktı, mis gibi yağmur damlası kokusunu burnunda hissetti. Tam o esnada birisi eliyle omzuna dokundu. Ve dönüp baktığında
Erkin , "ahhh çiçi, yardım et " diye sızlandı.
Ne oldu neyin var!
Erkin ,"boynuma dokunma çok acıyor "
Çiçi dikkatlice inceledikten sonra , "bir ok saplanmış, kesin şövalye Hanedanı'nın adamları" dedi.
Erkin: Pek fazla göremedim, yüzleri siyah maskeyle kapalıydı, ellerinde hançerler vardı.
Çiçi: Sonra ne oldu anlatsana.
Erkin: Hatırlamıyorum.
Çiçi, Erkini boynundan tutarak, karanlık ormanı yavaş yavaş geçtiler. Sonunda krallık görüldü.
Çiçi: hadi geçelim dedi.

Herkes uyumuştu, erkin saat geç olmasına rağmen açlık çekiyordu, erkin: " ormanda sadece adamlar yoktu neyse unutmam lazım " dedi.
Kral erkin:
"şu küplerde et olması lazım, ellerim ağırlaşmıştı sanki yüzümde kaşıntılar içindeydi."
Diyerek iç geçirdikten sonra uykuya daldı.

(Arkadaşlar söylemek istediklerinizi yorumlarda bekliyorum, kitap düzenleme içindedir, destek ve beğenileriz benim ilham kaynağım, şimdiden teşekkürler dilerim)
Son güncelleme :16 aralık 2019

Krallıkların YükselişiWhere stories live. Discover now