Şövalye Krallığı

74 27 2
                                    

4- Şövalye Krallığı

Doğa krallığının kuzeyinde bulunmaktadır. Madencilikte ilerlemişlerdir. Özellikle demir ve bakıra önem vermişlerdir. Ekonomilerinin temeli  ticarete dayanıyordu. Halkın içine karıştığın zaman seyyahların demir dövdüğünü  görebilirsin. Buradaki insanlar sınıf sistemine göre değerlendirilmektedir. En üst tabakada  Kilise, ikinci tabakada  soylular özellikle şövalyeler, orta kesimde  seyyahlar ve en alt tabakayı da köylüler oluşturmaktadır. Ülke krallıkla yönetilir fakat kral yapacağı her şeyi Kilise'ye sormaktadır. Buranın sorumlu Papa'sının ismi Leon'dur. Kralın ismi ise Valiyans'tır.

Şövalye krallığının ön kısmına bakılınca  büyük surlar ile kaplı olduğu görülmektedir. Surların dış kısmında ise büyük meşe ağaçları ile kaplıdır.

Leon surların arasında dolaştıktan sonra merdivenden kale bahçesine indi. İnsanlar  her zamanki gibi işini yapmaktadır. Leon kalenin önünde duran tahta oturağa oturmuş olan krala dikkatlice baktıktan sonra ona doğru ilerledi. Kralın yanına yaklaşarak şu sözleri krala iletti.

" Kralım halkımız için kötü bir haberim, bu kış başımıza musibetler gelecek "dedi.

Kral Valiyans: " Ne gibi musibetler papa üstat" dedi.

Papa Leon : " Daha ne olsun, olanları duymadın mı?, Doğa krallığında'ki erkin bana kuzgun gönderdi" dedi.

Valiyans yerde duran yavru kediyi sevmeyi bırakıp :"Peki kâğıtta ne anlatıyor? " dedi.

Leon : "Ne anlatmıyor ki!" Dedikten sonra konuşmaya  devam etti .
"Oğlunu ateş krallığı kaçırmış oğlunu kurtarmamız gerekiyor " dedi.

Valiyans :" Peki nasıl olacak bu, yanlarında bulunan Tarkan'la aramız kötü " dedi.

Leon:"Tarkan'la  kötü olmamız doğa krallığı ile bir sıkıntımız olacağı anlamına gelmez."  Söyler söylemez
"aynı zaman da geçmişte de oldukça bize yardımları dokundu " sözlerini de ekledi .

Valiyans ayağa doğru kalktı. Balkondan yönettiği halkına doğru seslendi.

"Bugün halkımız için küçük fakat çıkarları için büyük bir gün " öksürdükten sonra sözü leon tamamladı.

Papa Leon :" Evet savaş çok yakında, bana en iyi 150 mızraklı lazım, bunun için 500 mızraklı asker öne çıksın. Dedi.

Mızraklılar seri adımlar ile  öne çıktı.

Leon : " Şimdi ise 500 savaşçı asker çıksın " dedikten sonra arkasından gelen kişiye baktı.

Krallığın kapısından orta boylarında kısa saçlı bir kız belirdi. Bu kraliçe Sabira idi.

Sabira :" Şimdi ilk önce savaşçılar düello yapacak ardından mızraklılar " dedi.
Valiyans başını eğerek:" Kraliçem sizleri görmek ne büyük şeref " dedi.

Sabira gülümseyip saçlarını topladıktan sonra : " bilirsiniz savaş anlarında belirmek benim işim " derken içten gülümsedi .Sonra hafif bir atılmayla  krala sarıldı.
Valiyans:"seni seviyorum tatlı biber " demesiyle sabiradan ayrıldı .Leon kral ve kraliçeye dönerek:" İyi bende  bir gidip Kilise'nin kalan bakımıyla uğraşayım" dedi.
-----------
Doğa krallığında insanların hareketli olduğu görülmektedir. Ön taraftaki askerlerin nişan alıp hedefin ortasında bulunan siyah noktayı vurmaya çalıştıkları görülür. Bunlardan biriside Tarkan'dır.

Tarkan yanında bulunan diğer ok atan adama dönerek şu sözleri söyledi " Görüyorsun dimi bre asker, normal şartlar'da birbirimizi öldürürken böyle durumlarda şövalye krallığıyla beraber cenge gideceğiz" dedi.
Arka taraftan beliren erkin kral  :" ona bakılırsa bir ara bana karşıda düşmanlıkları olmuştu ama şu an görüyorsun oğlum için savaşa beraber gideceğiz "dedi. Erkin bu sözleri söyledikten sonra bir ok alıp yayını hazırlayıp okunu hedef tahtasına fırlattı.
Tüm olanları izleyen Çiçi birden söze karıştı :" Hedefi kaçırdın kralım ,tam göbeğinden vuramadın " dedikten sonra yayını iyice gerdirip yeşil kıyafeti ile dikkat çeken Çiçi oku siyah noktanın içine sapladı.

Tarkan :"Görüyorum'ki nişancılıkta baya iyisin " dedi.

Çiçi elindeki okları bırakıp taş yolun üzerinden geçtikten sonra sarmaşık krallığın önünde durdu. Ardından şu sözleri söyledi :" Doğa kardeşlerim aranızda'ki en iyi 10 büyü savaşçısını  görebilmem için ilk önce bir turnuva yapmamız gerekli" dedi. İçlerinden birisi :" Peki kazananların ödülü ne olacak " dedi.

Çiçi bunu söyleyen askerin gözlerine dikkatlice baktıktan sonra içinden birkaç söz söyleyerek adamın bir bileği sarmaşıkla kaplandı. Sonra şu sözleri söyledi:" Şimdi gördün mü? Bunlardan birini öğrenecek " dedi.
Erkin lafa karıştı :" Tabi bu büyüler herkeste yaramayabilir ve herkesin vücuduna göre farklı doğa büyüsü özellikleri bulunur. Çiçi tebessümle şunları ekledi :" yani ben sarmaşık büyüsü üzerinde iyiysem bir başkası toprak üzerinde iyi olabilir " dedi.

Akşam olmak üzereydi, geniş bir bozkır alan belirlendi. Bir tarafı okçuluk için ayrılmıştı. Geriye kalan kısım ise büyü gücü yarışmaları için ayrılmıştı. Erkin elinde bulunan meşaleyi aldı, alanın ortasında bulunan büyük odunlarla kaplı yığına bırakmak için hazırladı. Çiçi bu alanın hemen ilerisinde bulunan tahta iskemlelerinden en iyisine oturmuş, kafasına ise tacını takmıştı. Taşın kenarında ise yeşil dört yapraklı yonca bulunuyordu. Biraz etrafı izledikten sonra şu sözleri dile getirdi. :" Haydi, yapraklar savrulsun, güneş ve ay toprağın olsun, turnuva başlasın " dedi.
Yanda bulunan iki tane büyük davullar çalmaya başlamıştı. İlk önce okçular karşı tarafta bulunan hedefleri vurmaya çalışıyordu.Çiçi bu turnuva yapılırken önündeki meyve tabağından üzüm yiyordu .Sonra lafa karışarak" sizler saha dışısınız "dedi.
En iyi vuranlar ise" biz ne yapalım ?" Dedi.
Çiçi:"büyü meydanına geçin" dedi. Doğa krallığında bunlar yaşanırken ateş krallığına bir göz atalım.

----------------------------------------------

Ateş krallığının askerleri meydanda kral kanvera'yı bekliyorlardı. Ellerinde kırmızı siyah bandanayı başlarına takmak için acele ediyorlardı.

Kanvera büyük adımlarla çizgili yolu  takip ederek meydana doğru  kaslı vücudunu giydiği kırmızı kadife elbisesinden gözüküp meydana geldi . Yanında ise danışmanı ve birkaç üst derece muhafız bulunmaktaydı.

Kanvera :"Doğa krallığının oğlu elimde olduğuna göre onu almak için elinden gelenleri yapacaktırlar" diye konuştu.

Danışmanı gözlerini erkinin oğluna çevirdi. Soluk ve bezgin görüntüsüne baktıktan sonra :"iki gündür doğru dürüst bir şey yemiyorsun yoksa hastalanacaksın "dedi.

Oğlu :" Ne oldu yoksa beni mi düşünür oldun babalık " dedi.

Kanvera :" Tam benim oğlum olacak tavırlar var, eğer baban seni kurtaramazsa yazık olacak sana " dedi.

Oğlu:" Bittin oğlum lan sen " diye kurtulmak için bağlı olduğu odunda dönüp duruyordu.

İlerden birkaç asker belirdi. İçlerinden yorulmuş olan birisi :" Kralım, haber aldık yarın öğleye burada olurlar "diye nefes nefese anlatmaya başladı.

Kanvera :" onlar kalabalık olabilir fakat bizim de yeteneklerimiz daha güçlü " der demez eline yoğunlaşıp avcunun içinden ateş topu çıkardı. Ve toprağa sertçe vurdu. Toprağın üzerinde ateş resmen dans ediyordu.

Danışmanı :" Kralım sizce savaş için yeterli mi bu ?".

Kanvera: "bence yeterli" dedikten sonra konuşmasına  ekleme yaptı.
"Bu akşam; eğlenin,gülün,oynayın yarın hünerlerinizi göreceğim " dedikten sonra elindeki oku ateşle yavaş yavaş eritti.

(Bu bölümü nasıl buldunuz ? .Gelecek bölümü bekleyenler yorumlarda belirtebilir . Sizin desteğiniz sayesinde bu bölümleri heyecanla yazmaktayım . Bunun için herkese teşekkür ederim. Talebe göre uzun bir blog kitabı yazacağım,sonraki bölüm görüşürüz)
Son güncelleme:16 aralık 2019

Krallıkların YükselişiUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum