6. Bölüm- Boya

708 52 5
                                    


Banu gözlerini açtığında ilk başta gördüğü her şey bulanıktı. Başını oynattığı an tüm vücuduna dağılan acı ile yüzünü buruşturdu.

O sırada biri burnunun ucuna hafif rahatlatıcı bir koku tuttuğunda derin bir nefes aldı.

Koku ciğerlerine dolduğunda yavaşça gözlerini açtı. Artık etraf netleşmişti ve karşısında ona nefretle bakan kişi Meryem'den başkası değildi.

Banu derin bir nefes aldı. Kendine gelmeye çalışıyordu. Öksürüp boğazını temizledikten sonra "Ne oldu bana?" dedi.

Meryem ise cevap vermeden Banu'yu süzdü. Gözlerinin dolu dolu olduğunu fark etti.

"Sen... Sen ve senin gibiler. Asla pes etmeyeceksiniz değil mi? Sürekli arkadan vuracaksınız. Sürekli masumları, mazlumları öldüreceksiniz. Herkesin gözünü boyamış olabilirsin ama ben sana kanmam. Ne de senin gibilere. Etrafımda kim varsa sen ve senin ailendekiler gibi olanlar tarafından öldürüldü! Babam, Musim..."

Meryem yutkundu ve "Asla size inanmayacağım." diye fısıldadı.

Banu başını tutup doğrulmaya çalıştı ancak hareket bile edemiyordu. Kafasındaki sargıyı farkedebilmişti.

"Meryem. Gerçekten neyden bahsettiğini anlamıyorum. Şuan gerçekten iyi durumda değilim."

Meryem Banu'nun sözleri üzerine gözlerini sımsıkı yumdu. Göz yaşı kucağına damladığında "Aişe..." diye mırıldandı.

"Öldürdüler onu."

Birden Banu'nun tüm kanı çekildi. Vücudu tamamiyle soğudu.

Aklına o anlar geldi. Kafasına aldığı darbe. Yere düşüşü. Karşısında ona bakarak uzanan küçük kız...

Öldürmüşlerdi Aişe'yi. Küçücük bir çocuğa kıymışlardı.

Banu elinin altındaki çarşafı sıkıca sıktı.

"Ben... Ben yardım etmeye çalıştım. Engellemeye çalıştım." dedi.

Kendini kanıtlamaya çalışıyordu. Mohan'ın Musim mevzusundaki gibi aynı durumda bulunmak istemiyordu. Aişe'yi sevmişti. O küçük kızı kim sevmezdiki? Nasıl bu kadar vicdansız olabiliyorlardı?

Meryem gözyaşlarını silip Banu'ya baktı.

"Onlarda senin gibiler. Diğer dindeki kimse bize saygı duymuyor. Onların hayat dediği şeye biz cennet diyoruz. Zulüm göremeden o zenginliğe ulaşamayacağız sanıyoruz. Ama aslında olan tek şey adaletsizlik. Herkes ile konuş Banu Begüm. Ancak ben size inanmayacağım. Sana da diğerlerinede. Babamı elimden aldınız... Musim'i aldınız. Sonrada ufacık bir kızı; Aişeyi. Sizin kendinizden başka kimseye saygınız yok. Bugün burada başında dikilip hastalığını gideriyorsamda sana olan sevgimden değil. Ömer Abi'ye olan saygımdan."

Meryem odadan çıktığında Banu olduğu yerde bir başına kaldı. Aişe...

Gözleri mutlulukla parlayan minik kız. Onu ilk gördüğü anı hatırladı. Gülümsedi. Ancak sonrasında o gülümseme söndü ve yerini gözyaşlarına bıraktı.

Akşam olduğunda Banu hala yatağında uyuyordu. Yarası onu yorgun düşürmüştü. Hareket edecek hali yoktu.

Akşam Ömer odaya girdiğinde uyuyan genç kıza baktı.

Bir kaç adım yaklaştı. Tam yatağın kenarında durdu. Elini uzatıp dokunuyorduki durdu. Aişe geldi aklına. Minik kız.

Daha sonrasında peş peşe hatırladı. Verilen tüm şehitleri.

Habbab'ın KızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin