Habbab'ın Kızları

1. Bölüm- Habbab'ın Kızları

Mısır'ın kızgın güneşi altında kervan tamamiyle bitik durumdaydı. Havanın bu kadar sıcak olması şanssızlıklarınaydı.

Ancak işin iyi tarafı Şarm El Şeyh'e yaklaşmışlardı ve burası sahil kasabasıydı. Bu kısımda rüzgarın sert estiği söylenirdi.

Ömer kervanın su ihtiyacını giderdikten çok kısa bir zaman sonra kasaba görünmüştü.

Yılın bu zamanları burada yapılan festivaller yüzünden insanlar akın akın buraya gelirdi.

Musim, Ömer'e dönüp "Festivallerde güzel kızlar çok olurmuş." dedikten sonra göz kırpıp önüne döndü. Ömer ise sadece ona gülümsemekle yetindi.

Kasabaya girdiklerinde bir çok ticaret kervanı buradaydı. Ancak Ömer onlar gibi kendi malını kendi satmayacaktı. Bu beldede dükkanı olan bir arkadaşı vardı.

Malları ona verecekti.

Musim ile beraber malları develerden indirip dükkana götürdüklerinde arkadaşı içeride müşteriler ile ilgileniyordu.

Müşteriler ile bir kaç bir şey konuştuktan sonra onları yollayıp Ömer ile Musim'e döndü.

"Ooo! Habibiler! Nerede kaldınız? Gözüm ufukta sizi arayıp durur nicedir."

Musim gülerek "Desene sende yol gözleyen aşıklardan olmuşsun Taman." dediğinde Taman'da gülümsedi.

"Eee? Getirdiniz mi istediklerimi?"

Ömer elindekileri kenara koyup "Getirmez miyiz? Getirdik tabiki. Baya zahmetli iş ama böylelikle işimizi daha hızlı bitiriyoruz." dedi.

Taman başını kaşıyıp "Sorma. Diğer ticaret kervanları buraya gelene kadar mallarını burada sattılarının yarı fiyatına satıyorlarmış. Şimdi yakınıyorlar. Keşke yolda diğer beldelere satış yapmasaydık diye." dedi.

"Bunların gözleri mal mülkten başka bir şey görmez olmuş. Onlar fazla kazanacak diye diğer beldeler erzaksız mı kalsın?"

"Ticaret bu Ömer. Bu adamlar babası olsa gözünün yaşına bakmaz."

Ömer etrafa bakındı. Normalde sahil kesim olmasından dolayı fazla kalabalık olurdu ancak bugün daha fazla insan var gibiydi.

Musim'de aynı şeyi fark etmiş olmalıydı.

"Festivalde bu kadar kalabalık olur muydu buralar?"

Taman sinsice gülümsedi.

"Hayır ama bu festival farklı."

"Nesi farklı?"

"Habbab geliyormuş."

"Habbab?"

"Duymadınız mı?! Adam festivallerle adını duyurdu. Her belde festival için Habbab'ı beldesine çağırmak için yarışıyor. Mübarek ben böyle kalabalık görmemiştim Habbab gelene kadar."

Ömer kaşlarını çattı.

"Nesi meşhurmuş bu Habbab'ın bu kadar?"

"Kızlarıııı."

"Nasıl?"

Bunu Musim ile Ömer aynı anda söylemişlerdi.

"Habbab'ın ailesi karnavallarda dans gösterileri yapar. Habbab'ında çok çocuğu var. 3 oğlan. 5 kız. İşte bu karnavallarda her yaşını dolduran kızı artık tek başına sahne almaya başlarmış. İnsanlarda her kızı sahneye çıktığında görmek için birbirini ezermiş. Ben daha görmedim. Burada olacak olana gideceğim ama anlattıkları kadarıyla kızlar kız değil Tanrıça. Afrodit yanlarında çirkin kalır diyorlar."