Sonuç olarak Damla bir şekilde haklıydı. Elbise üstümde değildi. Yeni seçtiğim kıyafetler ise gayet iddialıydı. Deri siyah bir eteğin üstüne beyaz bir gömlek giyip içime sokmuştum. Ayağımda topuklu kısa botlarımda vardı ama Cankat beni böyle görünce birnönveki elbiseye verdiği tepki gibi kızmamıştı. Sanırım eteklere karşı diğerleri gibi katı değildi. Sadece o elbisenin kısa olması yetmiyormuş gibi dsr olup hatlarımı belli etmesi canını sıkmıştı. Neyse ki bunu da halletmiş bulunmaktayız.

Kapıdan çıktığımız gibi sis etrafımızı sardığında hızlı hareket etmeye çalıştık. Bizimkilerin oturduğu masayı gördüğümüzde daha hızlı adım atıp yanlarına gittik. Cankat'ın yanındaki boşluğa kendimi bıraktığımda her zamanki gibi elini belime koyup kendine çekti. Elindeki sigarasını ağzına götürüp Dorukla konuşmaya devam ettiğinde laflarını bölmemek için etrafı inceledim.

Geldiğimizde bizi gören herkesin ilk tepkisi şaşırma sonra ise Cankat'a selam verme yönünde olmuştu. Dediği gibi buradaki herkes onu tanıyor olmalıydı. İyi yönden bakarsak olayı kolay atlatmıştık. Tabii kızların sinirli ve kıskançlıktan kasılan suratlarını her saniye de hissetmek dışında.

"Gitmek istediğinde söyle. Sıkılmış gibisin." Cankat'ın nefesi boynuma çarparken ona doğru dönmemle yüzlerimiz iyice birbirine yaklaştı. Çarpık gülüşüne karşılık gülümseyip başımı oynattım. Burunlarımız birbirine değerken ikimizin de dudakları yukarıya doğru daha çok kıvrıldı.

"Sıkılmadım. Sadece hala böyle ortamlara alıştığım söylenemez. " Elimi dizimin üstüne koyduğumda başımı yaslayıp dudağımı büzerek suratına baktım.

"Bu da sıkıldığın anlamına geliyor Sakar kız." Kaşını kaldırıp bilmişçe suratıma baktığında elini tekrardan ağzına götürüp sigarayı içene çekti. Gözlerimi kısıp parmağımı ona doğru uzattığımda o da gözlerini kısıp ne yaptığıma baktı. Dudağının arasında duran sigarayı iki parmağımın arasına alıp çıkardım.

"Evet, aslında bundan sıkıldım." Sigarayı ona doğru kaldırdığımda başını sallayıp elimi indirmeden tuttu.

"Neden içtiğimi biliyorsun. Benim önerimi kabul edersen anca o zaman söndürmene izin veririm." Çarpık gülüşü yine ortaya çıkarken o gün de aklımda şekillendi. Oyalanması için sunduğum sakız önerime burun kıvırmış kendisi 'beni' önermişti. Herkesin içinde onu öpemeyeceğime göre bu yüzden gözlerimi kısıp baktım.

"Önerin çoktan imha edildi. Üzgünüm." Omuzumu indirip sevimli gözükmeye çalıştığımda o da gülümsemesini büyüttü.

"Bu hayatta elinden zehir içmekte varmış," dediğini idrak edemeden elimi yüzüne yaklaştırdı. Dudağını parmaklarımın arasındaki sigaraya götürüp içine dumanı çekti. Ona açılmış gözlerle baktığımda başını geriye atıp dumanı dışarıya saldı. Resmen beni buna alet etmişti ve bende moron gibi izlemiştim. Kabul ediyorum bu bir bakıma hoşuma gitti. Hatta kendimden hiç beklemediğim cesareti göstermek adına sigarayı onun parmaklarına bıraktım. Kaşını kaldırıp merakla bana baktığında uzanıp sigarayı dudaklarımın arasına aldım.

Daha demin Cankat'ın dudaklarının değdiği yerler sanki onu bana hissettirirken dumanı içime çektim. Elini çekmek adına bir şey yapmadığı için fazla çektiğim duman genzimi yakarken dumanı çıkaramadan öksürmeye başladım. Hani benim neyimeydi bu illet? Sanki tiryakisiymiş gibi artistlik yapmaya çalışmıştım o da boğulmamla sonuçlanırken Cankat'ın kahkahası da rezil olmamı sağladı. Tek o değil herkes kahkaha atıyordu. Milletin işi gücü bizi izlemek mi?

İçimden bir yandan isyan etsemde diğer yandan Damla'nın uzattığı bardağı kafama dikledim. Bu seferde ağzımdakini tükürüp rezil olmamak için boğuldum. Bardağı masaya fırlatır gibi bıraktığımda Doruk uzanıp bardağı eline aldı. Ben ağzımdakini yutamadan o bardağı hayret ederek salladı.

Siyah İnciWhere stories live. Discover now