BİRİNCİ BÖLÜM

44 8 0
                                    

Öncelikle Merhaba! Nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum aslında. Şey yeniyimde biraz. Hayır hayır yanlış anlamayın amatör yada çaylak değilim. Hatta bundan eminim. Çünkü iyi bir okuyucuyumdur ve okuduklarımı anlama zamanımın geldiğini düşündüğüm için bu kurguya başladım. Aslında olaylar ve karakterler bana hiç yabancı değiller :)
Uzatmayım daha fazla.
Yeni bir yola çıktım. Bu yolda benimle beraber düşmek ister misiniz?

Omuzlarımda tonlarca yükle ince bir köprüden geçiyorum. Sevdiğim ve sevebileceğim her şeyi bıraktım ardımda sadece sana geliyorum. Mezarın başına gelince durdum. Gözlerim yavaşça MERYEM BULUT yazısına dokundu. Dokunmasıylada bir yaş firar etti göz pınarlarımdan.

Alışmaya alışıyordum sanırım artık. Her geldiğimde yaptığım gibi yavaşça mezarın yanında mermere oturup dua etmek için ellerimi açtım. Her günüm böyle geçmişti. Tam üç aydır her gün güneşin doğuşuyla evden çıkıp batışıyla eve gidiyordum. Zordu evet çok zordu. Hala zor ama artık bana düşen rolü oynamam gerekiyor. Bencil bir insan değilim. Gerçi istesem de olamam. Bakmam gereken ve sorumluluğu bende olan bir kız kardeşim var.

Sürekli " Annem ne zaman gelecek abla" demesiyle beni sonu olmayan bir çıkmaza sokan kardeşim. Biraz kendimden bahsedeyim. Üniversiteyi kazanıp ama annesinin ölümüyle hayatı darmadağın olan kızım ben. Eğer annesi ölmeseydi üniversiteyi bitirip annesine bakacak olan kızdım ben. Babası ölmüş olan kızım. Kısacası yalnızlığı ve çaresizliği dibine kadar yaşamış olan daha 18 yaşında olan bir kızım.

Adım Nevra Bulut. Meryem Bulut ve Akif Bulut'un biricik kızları. Adımı babam doğduğum an koymuş. Beyaz çiçek demek. Annemin çiçeklere olan düşkünlüğü sonucu adım beyaz çiçek olmuş. Adımı seviyorum çünkü babamdan kalan nadir şeylerden biri. Şimdi çicekler de seviyorum. Annemden kaldıkları için.

    Oturduğum mermerden yorgun bir şekilde kalkıp tekrar mezara baktım. Güzel yüzlü anneciğim benim.    Tekrar geleceğim. Bahara az kaldı toprağına  güzel papatyalar ekeceğim. Söz veriyorum onlara çok iyi bakacağım. Evet evet Irmak'a da çok iyi bakacağım. Gözün arkada kalmasın. Üstümü de örtüyorum. Hoşçakal. Geleceğim.

15 dakikalık yolu ne zaman geçtim bilmiyorum  evin önüne gelince farketmiştim geldiğimi. Zile basıp beklemeye başladım. Zehra teyzemlerde kalıyorduk. İzin vermemişti evimize gitmemize. Ama en yakın zamanda - o eve girecek gücü tekrar topladığımda- kendi evimize gideceğiz. İnsanlara daha fazla yük olamayız. Kapının açıldığını belirten sesle kapıyı yavaşça itip asansöre doğru yürüdüm. Ardından düğmeye basıp beklemeye başladım. Sıfırıncı kata gelince asansör açılmasını bekledim. Boş olduğunu düşünerek ve yanılarak önüme bakmadan asansöre girmek için adım attım.

     Ve sonra yerdeyim. Acıyan kafamı tutarak bana yukardan bakan kişiye çevirdim gözlerimi. Gözleri... Ah sanırım tarif edemeyeceğim ama sanki kavrulmuş kahvenin en güzel tonuydu. Çocuğun bana seslenmesiyle acıyan kafam kendi hissettirdi ve hışımla ayağa kalktım. Daha sonra sözleri yankılandı kulaklarımda. "İyi misin?" Demişti o güzel ses. Acıyan kafama rağmen "İyiyim. Benim hatam önüme bakmıyordum. Özür dilerim " dedim. Evet özür dilemeliyim zaten çünkü hatalı olan benim. Çocuk gözlerimde biraz fazla oyalandıktan sonra " İyiysen sorun yok" diyerek kapıya doğru yürüdü. Arkasından sadece bakmakla yetindim. Ve acıyan kafam gözlerimin dolmasına neden olmuştu. Bedenim biraz fazla narindi ruhumun aksine. Asansöre binip aynadan görüntüme baktım. Siyah bol bir kazak ve siyah kot pantolon . Ben siyah sevmezdim ki. Gözlerime gelince duraksadım. Gözlerimin akı kaybolmuştu resmen. Asansörün sesiyle kapının önüne gelip zile bastım tekrar.

    Teyzem kapıyı açarak " Hoşgeldin güzel kızım. Yemek hazır ellerini yıka da gel hadi" dedi. Kızım demişti bana. Daha önce bu kelimenin canımı bu kadar yakacağını tahmin edemezdim sanırım. Bitkin bir sesle " Aç değilim teyze. Teşekkür ederim. Biraz dinlensem çok daha iyi olacak " dedim ve misafir odasına geçmek için hazırlandım. Fakat teyzemin söyledikleri olduğum yere çakılmamı sağladı.
"Annenin vasiyetini buldum bugün. Irmak'a eniştenle benim bakmamı istiyor. Onun bizim yanımızda büyümesini ve onun ailesi olmamızı istiyor" demişti.

SEVDA MAHKEMESİ Where stories live. Discover now