GİRİŞ~

74 14 4
                                    

    Yavaş yavaş yürüyordum, zihnimin kuytu sokaklarında. Tekrar tekrar düşünüp yine aynı sonuçlara varıyorum. Oysa defalarca kurtulacağını söylemiştim ona, iyi bir yalancıyım sanırım.
Kaybetme korkusu, insanın çaresizliğiymiş meğer yeni yeni öğreniyorum. Hazmetmeye çalıştıkça gözlerimden akan yağmurlar engel oluyor.
 
    Sıkılıyorum sanki yürütmekten ya da sanırım düşünmekten. Olduğum yerde kaldırıma oturup kollarımı dizlerime sardım. Olanları bir türlü kabullenemeyen tarafım kalbime acı üstüne acı veriyordu. Ama astım ilacım yanımda değildi ki. Birleştirdiğim kollarımın üzerine başımı koyup, her zaman yaptığım gibi hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Ağladıkça rahatlıyordum fakat nefesim için aynı şeyi söyleyebileceğimi sanmıyorum. Hıçkırıklarımla kaybolmuşken nefes için yalvaran ciğerlerime söz hakkı tanımadım.

İlk defa böyle bir acı hissediyordum. Ne ruhum ne bedenim kaldırabiliyordu. Habersiz yakanlanmıştım içimi yakıp kavuran bu acıya. Alacağın olsun anne! Son nefeslerini benimle paylaşmadığın için. Sana doya doya sarılma hakkımı elimden aldığın için. Ve en önemlisi beni büyümek zorunda bıraktığın için. Alacağın olsun.

SEVDA MAHKEMESİ Where stories live. Discover now