19| miraculous

14.7K 2.1K 3.4K
                                    

Selam canlarım nasılsınız? Umarım iyisinizdir, ne yazık ki bu sefer de bir kırgınlık var üzerimde.

İki sınav haftası da oldukça zorluydu. Girdiğim sınavlar gerçekten liseye geçtiğimi, her şeyin kolay olmayacağını yüzüme bir tokat edasıyla çarpıverdi ve beni kendime getirdi. Fakat en sonunda sınav haftasını kazasız belasız atlattım. Kaldığım sadece bir ders var onu da iki puanla kaçırdım fakat düzelteceğime inanıyorum SLKGGMDLSŞFKDLD

Bu arada, ilk zamanlardaki okunmayla şimdiki okunma arasında çok azıcık düşüş var, sıkıldınız mı yoksa? Umarım sıkılmıyorsunuzdur üzülürüm çünkü. Sadece, bu hafta içerisinde finalin ilk bölümünü atmayı planlıyorum ve kaosa kadar bazı şeyleri sakince ve ağırdan alarak okumanız gerektiğini düşündüm. Aksi takdirde elimi çabuk tutup hemen finale gelirsem her şey çok çabuk ve saçma ilerlemiş olurdu. Hiç taekook göremezdik. Bu durumdan hoşnutsunuzdur umarım.

Her neyse, daha fazla uzatmadan bölüme geçiyorum.

Hepinizi seviyorum, iyi okumalar💘
___

''Eee, daha daha nasılsınız?'' şu anda tam olarak Hoseok'la beraber can çekişiyorduk. Jimin'i ikna edeli yarım saat oluyordu fakat Yoongi Hyung hala bir şeylerden şüpheleniyor ve Hoseok'a benim bile cevabını bilmediğim sorular soruyordu. Hoseok Yoongi'nin sorularına kaçamak cevaplar verirken ecel terleri dökmekle meşguldü ve eh, en önemlisini sona sakladım.

Jungkook bana verdiği sözü bozmak üzereydi. Jimin'in arkasından Hoseok'a kapkara gözleriyle bakıyordu ve bilirsiniz, bu Hoseok'ı korkudan öldürüyordu.

Her ne kadar bu durumdan zevk alsam da, Yoongi Hyung bir şeyleri anlarsa beni de sorguya çekerdi ve götüm tutuşana kadar rahat bırakmazdı. Soracağı sorulara da bir cevap veremeyeceğim için daha fazla sıkıştıracak ve beni bir güzel benzetecekti.

Bu yüzden Hoseok'a yardım etmem şarttı işte. Her ne kadar istemesem de.

Uzun süreli sessizliğin ardından Yoongi Hyung sırıttı. Durup dururken sırıtması beni germişti. Bakışları bir anda bana döndü ve ''Taehyung, benim boğazım kurudu. Bir şeyler getirsene mutfaktan.'' dediğinde gözlerim büyüdü ve yutkundum.

Onları bu odada yalnız bırakamazdım.

Yoongi Hyung'u ve Hoseok'ı, ekstra olarak hiçbir şeyden haberi dahi olmayan Jimin'i ve odadaki ben hariç herkesi öldürmeyi düşünen Jungkook'u.

''Hyung, boğazının kuruduğuna emin misin?'' dediğimde tek kaşı kalktı. ''Kendimden emin olmayacak mıyım Taehyung? Git getir bir şeyler.'' yutkundum ve son umudumla Hoseok'a baktım. O ise endişeli gözlerle bana karşılık verdi ve Yoongi Hyung'a dönüp ''Siz Taehyung'la özlem giderim. Ben getiri-'' sözünü bitiremeden Yoongi Hyung sert bir dille onu reddetti. ''Senin adın Taehyung mu? Ben Taehyung'un getirmesini istiyorum. Sen burada kalacaksın. Şimdi,'' sözünü bitirip bana döndü. ''Git ve su getir, Taehyung.''

Derin bir nefes alıp mutfağa yönelmiştim. Umarım ben mutfaktayken bir şeyler olmazdı.

Mutfağa girip kapıyı arkamdan kapatmış ve ellerimi tezgaha yaslayarak ne yapacağımı düşünmeye başlamıştım. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapadığım sırada bir el belime dolanmış ve yavaşça bulunduğu yeri okşamıştı. Gözlerimi kocaman açmış ve arkama dönmüştüm. Jungkook mavi gözleriyle beni izliyordu. Onu görmemle rahatlamış ve kalçamı tezgaha yaslamıştım. O ise bana yaklaşmış ve burukça gülümsemişti. ''Zorlandığının farkındayım. Bunun için üzgünüm, ama elimde değil Taehyung. İster istemez sinirleniyorum ve kendime hakim olamıyorum.''

CURSED HOUSE | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin