°5°

2K 82 7
                                    



Okulun kapısından giriş yaptığım da,bana koşarak gelen Alperen'i görmem bir oldu.

"Naber?"

Diye sorduğun da omuz silktim.

"Kötü."

Başka da bir şey konuşmamıştık.

Alperen'in sorusuna ne zaman olumsuz cevap versem,konuşmayı daha fazla uzatmayacağını bilirdi.

Okulun merdivenlerini de çıktıktan sonra sınıfa girdik.3-5 kişinin geldiğini bırakılan çantadan anlamıştım.Zaten annem her sabah beni 'saat 9' deyip benim yataktan fırlayıp saatin aslında '07:30' olduğunu anladığım da bana yaptığı işkenceden ne zevk alıyor,inanın ki bilmiyorum.

Bir anne,evladına neden bunu yapar gerçekten bilmiyorum!

Kendi sırama geçip,test kitabımı ve kalemliğimi çıkardım.Türkçe bölümünü açıp,ilk sorudan başladım.Paragraf sorusu,öyle mi?

* * *

Sonunda herkes sınıfa girdiğin de son olarak da,Kerem Sayer girmişti.Bana doğru yürüdüğünü gördüğüm de hemen kafamı tekrar test kitabıma çevirdim.Dikkatimi test kitabıma verip,normal bir görünüm yaratmaya çalışsam da bunu yapamıyordum.

"Selam."

Kafamı kaldırıp,Kerem'e baktığım da tam yanı başımda dikiliyordu.Ve gülüyordu.

"Ne var Kerem Sayer?"

"Dün ki yemek çok güzeldi."

"E bundan banane."

"E sizin evde yedik ya."

"E yemekleri ben mi yaptım?"

"E sen yapmış olmasan da senin annen yaptı."

"E..- Bir dakika. 'E' nedir ya? Bozuk plak gibi.Her neyse.Yemekleri sonuç olarak ben yapmadım.Git anneme teşekkür et."

"Beni evine mi davet ediyorsun?"

"Ne!? Ben böyle bir şey demedim tamam mı?"

"Annenle aynı evde yaşadığınızı sanıyordum."

"Ya of! Git başımdan ya."

Sinirle önüme döndüğüm de ön sırama oturdu.Bana doğru yaklaştığın da,hemen geri çekildim.

"1-0 Tek Tabanca."

Ben mi yeniliyordum? Oyun mu oynuyorduk biz? Çocuk muyuz biz?

Hoca da derse girdiğin de,kitaplarımı çıkarıp,son kaldığımız yeri açtım.Hocanın kırmızı yanaklarını,şişmiş gözlerini gördüğüm de hasta olduğunu anlamıştım.Ders anlatamayacak durumdaydı.

"Geçmiş olsun Hocam."

Diyerek atıldı Mete.

Hoca kafasını hafifçe sallayıp,hapşurdu.Kısık sesiyle "teşekkürler." dedikten sonra bize döndü.

"Serbestsiniz."

Dediğin de sınıftaki çoğu insan sandalyelerini arkadaşlarının yanına çekip,fazlasıyla ses çıkarıyordu.

"Sessiz Olun!"

Diye bağıran Hoca'ya bakıp,daha az ses çıkardılar.

Samed yanımıza geldiğin de,Kerem Sayer'e doğru eğilip:

Tek Tabanca [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin