Eleven

2.2K 218 27
                                    

Başında lacivert bir bere koşturarak tavernanın meyhoş kokusunda kendini kaybeden Jungkook'u bulup yanına oturdu. Yüzünü kaplayan siyah bir maske tanınmaktan korkarcasına üzerine geçirdiği kapşonlu hırkasıyla uzaktan gören birini bile bu kim diye öne atıyordu. Meraklı bakışları boş verip bir bardak soju istedi. Sağına döner dönmez koluna tutunan bir elle duraksadı.

"Vay, Çilek Bey sizi görmek ne hoş!"

"Seni görmeye geleceğimi söylemiştim."

Şaşkınlıkla karşısındaki adamı süzen Jungkook umursamazca dudak büzdü. Kulaklarına hoş gelen melodiyi dinlemek yerine kolunu omzuna attığı adamı kendine çekti. Kalp çarpıntılarını duydukça mutlu oluyordu.

"Sana da mı arkadaşım demeliyim? Çilekli meşrubat."

"Bana sadece J de Jungkook."

"Neden?"

"Sebebini sonra düşünürsün."

Genci kendisine doğru biraz daha yaklaştırdı. Dönen başını durduramadığından böyle yaparak yüzünü göreceğini sanıyordu.

"Fotoğraflarda sanki daha mı büyüktün? Benden küçük duruyorsun."

"Fotoğraflar bazen yanıltıcı olabilir, Jungkook."

"Öyle diyorsan öyle olsun."

Jungkook'un dediklerine gülmesi sinrini bozuyordu. Kolunu başından kurtarıp gelen sojusunu yudumladı. Jungkook'un susmak bilmez gibi yanında konuşmasından rahatsız olmuyordu. Aksine sevdiğini dinlemek çalan müzikten daha güzel geliyordu.

"J istemeden birine arkadaşım dediysen ne yapardın?"

"Ona çilekli süt alırdım."

"Jimin çilekli süt sevmezki."

Aniden gelen hıçkırıkla Jungkook yanındaki gence döndü. Tuhaf tuhaf yüzüne bakarken gencin birden ayağa kalkmasıyla endişelendi. Elinden yakalayıp gitmesine engel olmak istedi.

"Gitme...", dedi. "Daha konuşacaklarımız var."

"Yine görüşeceğiz, Jungkook."

Elini elinden uzaklaştırdı. Sımsıcak elleri hiç hissetmediği bir duyguya çekmişti, Jungkook'u. İlk defa birine derdini dökmüş değildi. Ama birinden aldığı ilk tavsiyeydi ve ilkler onun için her zaman önemliydi.

Genç adımlarını sıklaştırıp yürürken aklına esen düşünceyle duraksayıp arkasına dönmeden onun duyacağı şekilde bağırdı.

"Ha bu arada tavsiyeme kulak as ve onu sevdiğini söyle pişman olmayacaksın."

Duyduğundan emin olur olmaz hızla gözden kayboldu. Onun gitmesiyle arkasına doğru tabureyi hareket ettirdi. Sakince tuvaletten çıkıp yanına yaklaşan Taehyung'a el salladı. Belki de o yüzden ayrılmıştı. Bu kadar gizem ne kadar göze korkutucu görünse bile meraklandırıyordu da. Onu bir kere daha görmek ve gerçekten kim olduğunu bilmek istiyordu fakat bir taraftanda korkuyordu. Gerçeklerin canını yakmasından.

Taehyung gelince bunca saat nerede olduğunu sorgulamadan konuşuverdi.

"Bir şişe daha devirelim!"

Vücuduna işleyen sıcaklığın onu yaktığını biliyordu. Buna rağmen ısrarla devam ettiriyordu. Çünkü acılarının içkiyle azalacağını, her şeyi unutturacağını sanıyor ve böylelikle her defasında yanılıyordu.

 Çilekli Süt  - Yarı Texting - || Jikook ||Kde žijí příběhy. Začni objevovat