Nine

2.3K 231 52
                                    

"Hayır, tabiki!" dedi birden. Karşılaştığı durumdan nasıl çıkacağını henüz kestirememişti. Sonradan aklı başına geldiğinde utana sıkıla başını eğip ilerideki kalabalığı işaret etti.

"Arkadaşım zor durumda ve elimden hiçbir şey gelmiyor."

Üzüntüsünü göz yaşı akıtarak gösterdi. Genç, elini Taehyung'ın omzuna atarak endişelenmemesi gerektiğini çabucak halledebileceğini söyledi. Bir prens edasında kendini ileri siper ederek atıyla ilerledi. Yani bunlar Taehyung'ın öngördüğü düşünceleriydi. Gerçek şu ki genç, gitmekle gitmemek arasına kalıp bir iki adım atmış ve kalabalıktan sağ çıkmayacağını bildiğinden emin olmak için geriye dönüp Taehyung'a tekrar bakmıştı. Üzülmeye devam ettiğini görünce ona gülümsemiş koşarak kalabalığa karışımıştı.

Kalabalık içinden gelen bağırışmalar çığırından çıkmış durumdaydı. Bazıları merakla toplanmış, bazıları güç gösterisi sergileyecek arkadaşlarına bozuntu çıkarmamak için takip etmek zorunda kalmışlardı.

Jungkook, Jimin'i arkasına almış sesinin daha güçlü çıkması nedeniyle sesini gürleştirerek konuşuyordu.

"Ondan ne istiyorsunuz?! Utanmıyor musunuz, suçsuz yere ona saldırarak!"

Mavi saçlı, burnunda ve dudağında piercing olan çocuk öne atılarak konuştu. Diğerleri sanki onun gözünün içine bakıyorlardı. Yanlış yaparsa hepsi biterdi, çünkü.

"Utanmayan senin arkadaşın, Jungkook!"

"Ağzından çıkanı kulağın duysun. Ne utanmazlığını gördün?"

"Biz..."

"Sizinle konuşmamasından dolayı mı? Kızların iğrenç tekliflerine karşılık vermediği için mi? Dur yoksa Jong Suk'u sizden çaldı diye mi? Düşüncelerinizi seveyim sizin! Kendi içine kapanık insanları rahat bırakın, it sürüleri! Sizle irtibat kurmak zorunda değil!"

Topluluk arasından sıvışan bir genç boynunu kırtlatarak önüne geldi. Gülerek konuşmaya girişince olay çıkacağını anlayan millet yavaş yavaş dağılmaya başladı.

"Peki, ya sen neden onu koruyorsun? Mademki bize onu rahat bırakmamızı istiyorsun, sen neden peşinden ayrılmıyorsun? Yoksa sende..."

Genç cümlesini bitiremeden Jungkook hızla konuşmasını böldü.

"Sizin gibiler yüzünden korkuyorum. Arkadaşıma zarar vereceksiniz düşüncesi beynimden çıkmazken onu nasıl yalnız bırakabilirim? Şimdi defolup gider misiniz?"

Genç sırıtmasını kesip eliyle topluluğa geri çekilin dercesine arkalarını işaret etti. Herkes hınçla yüzlerine bakarken dağıldılar. Jungkook gitmelerini fırsat bilip arkasına döndü.

Jimin'e bakarak "iyi misin?", dedi. Jimin korkakça Jungkook'a sarıldı.

"Teşekkür ederim, arkadaşım."

"Önemli değil, arkadaşım."

Arkadaşım derken içinin gitmesi yetmezmiş gibi sırtını sıvazladı. Bir arkadaş, dost gibi. Gözlerinden yaşlar süzülürken ondan geri çekildi ve yüzüne bakmadan yolda karşılaştığı Taehyung'ı elinden çekiştiştirerek yürümeye başladı.

Taehyung "nereye gidiyoruz?", diye söylenirken Jungkook onun unutkanlığına karşı gülümseyerek "gidince görürsün.", dedi.

 Çilekli Süt  - Yarı Texting - || Jikook ||Where stories live. Discover now