Jungkook saatlerdir donakalmış şekilde elinde telefon duvarı seyrediyordu. Ona bir mesaj göndermişti ve hâlâ görmemişti. Merakı içini kemirirken tekrar girip baktı.
Jeonjungkookie : Erkek misin?
Kabul ediyordu sorduğu soru saçmaydı ama bir ihtimal eğer erkekse ve onun okulundaysa ona Jimin konusunda yardımcı olabilirdi.
Saat epey ilerlemiş okula gitmek için hazırlanmaya başlamıştı. Dişlerini fırçalarken söylediği şarkıyla birlikte saçlarını tarıyordu. Üzerindeki kıyafetleri kontrol edip aynada kendine çeki düzen verdi. Jimin'in sevdiği kokudaki parfümü sıkıp koşar adım çantasını kaptığı gibi dışarı fırladı. Uzaktan anahtarıyla arabasını açıp çantasını diğer koltuğa koydu. Kapıyı kapatıp arabanın iç aynasından son kez kendisine bakıp gülmümseyerek ellerindeki kemikleri gevşetti.
Yola konsantre olmuşken telefonu ötmeye başladı. Ağzından çıkan oflamayla telefonu diğer eline alıp kulaklığı taktı. Kimin aradığına bakmadan yana kaydırıp cevapladı.
"Evet?"
"Jungkook?"
"Jimin?"
Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
