47. Oy Oy Güzelim

Comincia dall'inizio
                                    

Meryem hanım yeğeninin tuttuğu elini okşadı. "Merak etme diğer kolyesi bende. Hem annemin vasiyeti buydu. Ölmeden önce de kaç kere söyledi bana. Bu kolyeyi Nazenin'e düğününde benim yerime tak demişti."

"Bu kolye senin kızım."

"Teşekkür ederim. Bana çok kıymetli bir hediye verdiniz. Hediyeden ziyade babaannemi yanımda hissettim." Nazenin'in boynundaki kolye babaannesinin ölünceye kadar boynundan çıkarmadığı kolyesiydi. Küçükken kucağında oturup kolyesini incelemeye bayılırdı küçük Nazenin.

Önce halasına ardından babasına sarıldı Nazenin. Halası yanlarından ayrılırken babası Halit'in önüne geçip başka bir kutudan çok şık bir erkek saati çıkardı.

"Efendim niye zahmet ettiniz ne gerek vardı."

"Öncelikle bir konuda anlaşalım Halit. Bana efendim deme de ne dersen de. İster abi de ister amca da içinden ne geliyorsa de. İkincisine gelirsek gönlümden kopan bir hediye , lütfen geri çevirme."

Halit karşısındaki adama teşekkür edip sarıldı. Bileğine takılan saate bakıp çok beğendiğini dile getirdi.

Aile büyükleri takılarını taktıktan sonra diğer konuklar kendileri için konulan beyaz sandığa hediyelerini atacaklardı.

Sandık küçük bir masanın üstüne konulmuş başında da Aysel sultan vardı. Konuklar masanın üzerindeki zarfa adını soyadını yazıyor içine hediyesini koyup sandığa atıyordu.

Alihan sandığa hediye atma kuralına uymayıp Nazeninle Halite bizzat hediyesini eşiyle beraber takmıştı. Duygu'nun elinden tutup sandığın başında bekleyen kimin ne taktığını kontrol eden Aysel sultanın yanına geldiler.

"Sandıklara sahip çıkalım Aysel sultan" takılmadan geçmedi Alihan.

"Hiç merak etme delibaşım sandık benim himayem altında başına hiçbir şey gelemez" kendinden emin tavrıyla konuştu Aysel sultan.

"Kimin ne taktığını da yaz aklına Aysel sultanım sonra bizde onu götürür takarız" dedi Alihan da.

"O iş bende" göz kırpıp önüne döndü Aysel sultan. Duygu ile Alihan da yerlerine geçti.

Takı töreninden sonra kendilerine ayrılan masaya geçip biraz soluklanmışlardı gelin ve damat. Nazenin ve Halit ikisi de takı töreninin anonsla yapılmasına sıcak bakmadığı için böyle bir şey uygulamışlardı. Biraz önce olduğu gibi sadece anne ve babaları gelip takılarını takmışlar diğer herkes Aysel Sultanın koruması altındaki sandığa çam sakızı çoban armağanı gönüllerinden ne koparsa bütçelerinin el verdiği kadarıyla hediyelerini sandığa koymuşlardı. Şimdi ise o sandık anneannesi tarafından korunuyordu. Anneannesinin sandığı sımsıkı sarmaladığını görünce Halitle birbirine bakıp güldüler.

Halit duyduğu müzik sesiyle anlamayarak Nazenin'e baktı. Cennet gibi yurdunun tüm yörelerine ait müziklerini çok severdi ama kendi yöresinde duymaya alışkın olmadığı bir müzikti bu.

Kendisine gülerek bakan eşine dönüp göz kırptı. "Sence bizi düğünün bu kısmında ne bekliyor? Şahsen bizim düğünümüz olmasına rağmen kestiremiyorum da."

Nazenin göz ucuyla etrafına baktı. Sahnedeki kişileri görünce gülüp eşine döndü. "Bizim düğünümüz sonuçta eğlenmemize bakalım bir daha yok çünkü."

NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora