- Yahu anlamıyor musun? Mevzu benim katılmam değil Burak. Alper'in orada olmaması lazım.

- Meral hocam, sebebini sorgulama dediniz, peki. Anladım ki Alper hocanın kongrede olmamasını istiyorsunuz. Tamam... Nasıl yaparız, Nasıl yaparız...???

Bütün moralim bozuldu. Yüzüm düştü. Odada bir sağa bir sola volta atmaya başladım. Burak'ı hiç ilgilendirmeyen bir konuda, kendi tedirginliğime ortak etmiştim. Burak'a yaklaştım, omuzlarından tuttum. Yere doğru çökerek göz hizasına indim. Gözlerinin içine baktım. İçinde bir yerde benden kaçırdığı, şimdi, gözüne bakınca kafasını eğip sakladığı bir duygu hissettim. Hızla maskesini geri takıp başını geri kaldırdı. Yüzüne ifadesiz bir maske takmıştı sanki.

- Meral, ıııgghh. Hocam. Aklıma bir fikir geldi. Geldi gelmesine de, işe yarar mı, emin değilim. Ayrıca size böyle bir konuda yardım etmem hiç etik değil, kendimi riske ediyorum. Bu da işin bir başka tarafı.

- Burak yardımına ihtiyacım var. Sana borçlanmış olacağım. Bizi iki arkadaş olarak gör, ki benim için sen öylesin. Lütfen. Bana güvenebilirsin.

- Peki, size güveniyorum. Aklıma gelen şey şöyle; Alper hocanın yurtdışında gitmek istediği bir eğitim vardı. Firmamdan rica etti. Masrafı çok olduğundan bunu pazarlama bütçemizin karşılayacağımı söylemiştim. Yanıtım sonrası çok bozulmuştu, mevzubahis kursa katılmayı çok istediği besbelli.

- Eee, bundan bize ne?

- Eğitim tarihleri kongre tarihleri ile çakışıyor Meral hanım. Onu bir şekilde bu kursa gönderebilirsek sizin kongreye doğal olarak katılamaz.

- Gerçekten mi? Süper fikir Burak!

Yerimde duramamış ve sevinçten yerimde zıplamaya başlamıştım. Bir anda Burak'ın boynuna sımsıkı sarıldım. İçimden gelmişti. Burak donakalmıştı. Bu hareket pek profesyonel kimlerimize uymuyor olabilirdi ama zaten şu anda başkasının arkasından iş çevirmeye çalışmıyor muyduk? Artık suç ortağıydık. Burak ortamın havasını eski haline getirmek için lafa girdi.

- Ben kurs için kontenjan kalmış mı kontrol edeyim. Bütçe konusunu sonra düşünürüz. Size bilgi veririm.

- N'olur bu işi hallet. Beni habersiz bırakma olur mu?

- Peki, görüşürüz o zaman.

Böyle bir yardımı bana neden yapıyordu, neden bu kadar riske giriyordu? Burak odadan çıkarken dönüp bana baktı. Gözlerinde saklanan o bakış geri gelmişti. Bu sefer de nedense ben utanarak bakışlarımı kaçırmıştım.

....

- Alo Meral, odama gelir misin?

- Poliklinikteyim hocam, hastaları bitirip gelsem olur mu?

- Hastalara biz görüştükten sonra da bakarsın.

- Peki hocam.

Hakan hoca normalde günün bu saatinde beni odasına çağırmazdı. Hayırdır inşallah.

Odasına doğru geçtim. Kapısının önüne geldim, tam kapıya vuracaktım ki sekreteri beni durdurdu. İçeride Alper'in olduğunu söyleyip, biraz beklememi rica etti. İki dakika kıçından ayrılmıyor ki zaten. Sen nasıl bir mahluksun Alper?

Beklerken bir anda aklımda bir şimşek çaktı. Burak beni satmış olabilir miydi? Konuşmamızın olası sonuçlarından korkup beni Alper'e ispiyonlamış olabilir mi? Hakan hoca beni bu yüzden apar topar yanına çağırmış olmasın sakın. Seni öldürürüm Burak. Kafamdaki bu düşünceleri sekreterin çalan telefonu böldü.

İçimdeki Kadın UyanıyorWhere stories live. Discover now