Bölümlerin kısa sürdüğünü biliyorum ama çok fazla uzatmak istemiyorum.Çünkü canınızı fazla sıkmamak için bölümleri kısa yazıyorum.Bazen uzun olunca can sıkıcı olabiliyor o yüzden bende kısa tutmayı tercih ediyorum ama eğer isterseniz uzun yazabilirim.Bunu yorumlarda belirtin
Sizleri seviyorum.İyi okumalar☀️
Yazardan;
Auranio ve onun ateşli öfkesi ile Tanrılar katına çıkması ve ayağını Tanrılar Sarayına basmasıyla Tanrılar Katında ufak bir deprem yaşandı
Auranio o kadar yaşlı ve büyük bir Tanrıydı ki Tanrılar Katında bile öfkesi hemen hissedilirdi
Auranio sinirle tahtına doğru giderken Sartipo sessizce onu izliyordu.Biliyordu,Auranio kızlarının orada olmadığını öğrenmişti yoksa Auranio bu kadar öfkeli olmazdı
Sartipo yutkundu.Auranio'ya ve diğer büyük tanrılara karşı hep bir korku beslemişti.Onlar en güçlü ve ilk nesil tanrılardı ve güçleri Sartipo'dan daha üstündü
Sartipo ise bulutlardan yaratılmış ve babası olmayan, Auranio'nun tek oğluydu ve İkinci Nesil bir tanrıydı
Auranio,Tahtına oturunca Sartipo derin bir nefes aldı ve Annesinin huzuruna çıktı.Önünde eğildi
"Kraliçe Au-"dedi yumuşak bir sesle.Belki bu onu sakinleştirebilirdi ama Auranio'nun kırmızı rengine dönmüş gözleri ve sözünü aniden kesmesi onu sakinleştirmenin zor olacağı anlamına geliyordu
Auranio elini onun susması için kaldırdı ve ona hem sakin hemde sinirli gözlerle baktı.Bu en tehlikeli Auranio tipiydi
"Biliyor muydun?"dedi Auranio sakin bir tonda
"N-Neyi?"dedi Sartipo
Auranio'nun saçları aniden kıvılcım saldı ve göz rengi daha çok kırmızılaştı
"Neden bahsettiğimi biliyorsun Sartipo"dedi Auranio
Sartipo yeniden yutkundu.Annesini kandıramazdı bu sadece işleri daha kötü bir hâle sokardı ve Sartipo'nun en son isteyeceği şey bu olurdu
Sartipo gözlerini kapattı ve başını yere eğerek sallamaya başladı.Auranio sinirle bir nefes aldı ve gözlerini eli ile ovuşturmaya başladı
Sartipo sessizce ona bakmaya devam etti.Auranio bir süre boyunca eliyle gözlerini ovuşturdu ve ellerini çekerek yeniden kırmızı gözleri ile Sartipo'ya baktı
"Bunu sana Cosmica söyledi değil mi? Ve ayrıca işin içinde Mooa'da var"dedi Auranio sakin bir tonda ama her an kıvılcım çıkarmaya hazır bir ateş gibiydi
Sartipo şaşırdı.Auranio bu kadar şey nereden anlamıştı? Ama sonradan onun Ana Tanrıça olduğu aklına geldi.Auranio'nun herşeyden mutlaka haberi olurdu.Bunu 3 hafta içinde saklamak neredeyse mucize gibi birşeydi.Sartipo şaşkın bakışları ile Auranio'ya baktı
Auranio tahmin etmişti.Kocası bile çocukların orada olmadığını biliyordu.Auranio hışımla tahtından kalktı ve Mooa'yı bulmak için Tanrılar Bahçesine doğru gitti.Sartipo yolundan hemencecik çekildi
Auranio'nun öfkeli adımları yerde siyah lekeler bırakmıştı
Tanrılar Bahçesine geldiğinde ise Mooa'yı tanıştıkları Bankın üzerinde gördü.Sessizce bir kurdun kafasını okşuyordu.Auranio sessizce takılan kocasını görünce birazcık öfkesi geçmişti ama yine de sinirliydi
Gözlerinin kırmızı tonu birazcık sönmüş turuncu olan rengi hafiften gözükmeye başlamıştı
Auranio sakin adımlarla Mooa'nın yanına oturdu.Mooa'nın yanındaki kurt kafasını çekti ve Mooa'nın yanına doğru sindi.Mooa ilk önce kurta sonra da ona doğru bakan karısını gördü
Auranio ona gülümseyerek bakmıyordu.Gözlerinde kırmızı-turuncu karışımı bir renk vardı
"Öğrendin değil mi?"dedi Mooa ona doğru bakarak
"Evet..."dedi Auranio
İkisi bir süre sessiz kaldılar.Auranio ve Mooa arasında bazen ciddi anlamda sessizlik fazlasıyla söz konusu olurdu
"Bana neden yalan söyledin Mooa?"dedi Auranio
"Kehaneti durduracaktın çünkü.Biliyorum kızlarımız için endişeleniyorsun ama onlar bu kaderi biz istesekte istemesekte başlarına gelecekti"dedi Mooa
"Evet,Siz onları özgür bırakmasaydınız belki de ölümden kurtulabilirlerdi"dedi Auranio
"Öleceklerini nereden biliyorsun? Hayatta kalma olasılıkları da var"dedi Mooa sakin tonunu koruyarak
"Ama karşılarındaki kişi kardeşim olan Ölüm Tanrıçası! Onun karşısında ufak şansları bile yok"dedi Auranio
"Peki,Ya senin dediğini yapsaydık ne olacaktı? Hayatlarının sonuna kadar o mağarada kalacaklardı ve yeteneklerini hiç öğrenemeyeceklerdi.Belki gittikleri yerde onlara birkaç şey öğretmişlerdir.Kızlarımız o kadar güçsüz değil Auranio"dedi Mooa
"Ama Ölüm Tanrıçası kadar güçlü değiller! Onların yetenekleri Ölüm Tanrıçası'nın yanında çok az! Kızlarımızı resmen ölüme gönderdiğine inanamıyorum!"dedi Auranio panikle
Mooa ise sadece sessizce ona baktı.O da kızlarının zarar görmesini istemiyordu ama Kehanet er yada geç gerçekleşecekti sonuçta onları saklamak bir işe yaramayacaktı
Auranio ayağa kalktı ve birazcık ileriye doğru gitti ve Tanrılar Katından aşağıdaki şehirlere baktı.Şehirler karınca gibi gözüküyordu.Acaba hangi şehirdelerdi?
Auranio,Tanrı hislerini kullanarak kızlarının Aurasını aradı.Kızların Aurası onun bir zamanlar kutsadığı Hassia Şehrindeydi
Auranio gözlerini açtı ve derin bir nefes alarak ona doğru bakan Mooa'ya baktı
"Seni cezalandırmak zorundayım Mooa.Tanrıların Kralı olabilirsin ama Ana Tanrıçaya ve Tanrıların Kraliçesine karşı geldin"dedi Auranio sakin tonunu koruyarak
Mooa yavaşça ayağa kalktı ve ona doğru baktı.Cezasını kabüllenmişti
"Ayda 1000 yıl kalacaksın.Ben seni affedene kadar oradan çıkmayacaksın"dedi Auranio
Mooa yavaş yavaş Gri-mavi karışımı bir toza dönüşüyordu ve tozlar yavaş yavaş aya doğru gidiyordu
"Senden son bir şey istiyorum Auranio...Lütfen bir kez daha düşün"dedi Mooa ve tamamen toza dönüşüp Aya doğru gitti
Kocasının toz halinde Aya doğru gitmesini izledi Auranio sonradan yukarıdan Hassia Şehrine baktı ve Aniden güçlerini kullanarak ekinlerin kurumasını sağladı
Hassia Şehrinin bir suçu yoktu ama Auranio yeteri kadar öfkelenmişti
Şu an sadece minik bir uyarıydı ama yarın hem gazap başlıyor hemde Auranio yeniden kızlarını almaya geliyordu
Yer Altı;
Ölüm Tanrıçası, Kemiklerden yapılmış tahtında gülüyordu ve elindeki kandan yapılmış Asayı yere doğru vurdu
Kız kardeşi artık herşeyi biliyordu ve Yarın Hassia'ya gidecekti ama parti onsuz başlayamazdı
O da orada olacaktı.8 yıl önce alması gereken bir intikam vardı.Auranio kendi kızlarını alacaktı o da kendininkini
"Yarın birlikte çok eğleneceğiz Kız kardeşim"dedi Ölüm Tanrıçası
Ve korkunç kahkahası ile yerin dibindeki ruhları tir tir titretti
...
YOU ARE READING
Güneş Tanrıçasının Küçük Kızları
FantasyBüyük bir mağarada sahipsiz iki tane kız çocuğu bulunur Ama onlar herkesin düşündüğü gibi sahipsizler mi?