YAŞAMDAN ÇIKARIMLAR

İLÂHÎ KİTAPLAR

"Doğa bilimleri, ilahi kitapların formülsel tercümeleri dir."

Doğa bilimleri, ilahi kitapları doğrulamak için kullandığımız araçlardır. İlâhi kitaplar bize hep sorgulamayı öğütler. Bu yüzden körü körüne inanmamak için doğa bilimlerini bu uğurda araç olarak kullanmak, bir gerekliliktir aslında.

İnançlı insanlar (Herhangi bir dine mensup kişiler) için, ilâhi metinlerle örtüşmeyen herhangi bir bilimsel yasa hatalıdır. Bilim insanları için de aynı şey geçerlidir. Onlarda bilimsel yasalarla örtüşmeyen ilahi dinlerinin, hatalı olduğu sonucuna varıyorlar. Ama şu ayrıntıyı göz ardı ediyorlar. Bilim hep bir ilerleme, gelişme ve güncelleme yaşıyor. Ama söz konusu durum ilahi kitaplar için geçerli değil. Onlar ilk gün ki formlarını hep korudular ve hiç güncellenmediler. (Kuran-ı kerim için konuşuyorum)

Bilimsel bir yasa ilk başta ilahi metinlerimiz ile örtüşmüyor olabilir ama bunun sebebi bilimsel yasalarımız da ki eksikler ve hatalar olabilir. Ya da tamamen ilahi metinleri yanlış yorumlayışımızdan kaynaklanıyor olabilir.

Tarih, sarsılmaz bilimsel yasalarımızın köklü güncellemeleri ile doludur.

Newton, 1000 yıllık Aristo fiziğini yerle bir etmişti. Aynı şekilde 26 yaşındaki Einstein yayınladığı bir makale ile 200 yıllık Newton fiziğinde köklü değişimlere sebep oldu. Yine Einstein aynı makale ile imkansız gözüken zamanda yolculuk için bize bir kapı araladı. Dahi fizikçi Lord Kelvin, havadan ağır makinelerin uçması olanaksızdır derken son derece kendinden emindi ama bugün herhalde hepimiz uçakla seyahat etmişizdir. William Leary, atom bombası asla patlamayacaktır, bir patlayıcı uzmanı olarak söylüyorum demişti. Ama hepimiz Japonya'ya atılan atom bombasının yarattığı sarsıcı etki konusunda bilgi sahibiyiz.

Bu ve bunun gibi onlarca örnek verilebilir. O yüzden ilahi kitapları yorumlarken, bilim dünyasının bu ayrıntıları göz ardı etmeden, yorumlamasının daha uygun olacağı kanısındayım.