GİRİŞ

143 32 55
                                    

                          
Kapağını tazecik bir merakla açtığınız bu kitap; çocukluk yıllarında etrafındaki şeyleri farketmeye başladıktan sonra bir parçası olduğu dünyayı anlamaya çalışan, soran, sorgulayan bir adamın kitabıdır. Sayfalarını çevirirken bunları düşünüp, bu adamın zihninize çiçek kokularıyla süslü çardaklar, basamakları çam, ladin, kavak ağaçlarından oluşan merdivenler inşaa etmesine; keşfetmenin, anlamanın, farkında olmanın huzuruyla gökkubbenizi sarmasına izin verin.

Mürekkep kokusuna aşina olduğum gün; göğüs kafesimde dışarıya çakmayı bekleyen uzun cümleler, gün ışığına özlem biriktiren paragraflar olduğunu farkettim. Kalemim kum beyazı sayfalara iz bıraktıkça daha özgür olduğumu hissettim. Yazdıkça da bu satırların sadece bana ait olmadığını ve bakışları güzel birçok insanla paylaşmam gerektiğini anladım. 

Bu kitabı yazarken amacım; size ne balık vermek ne de balık tutmayı öğretmekti. Sadece başka balıkların da var olduğunu ve farklı yöntemlerle de balık tutulabileceğini hatırlatmak istiyorum. Hatırlatmak diyorum çünkü bunların zaten zihninizin bir yerlerinde olduğunu biliyorum. Haa, bu arada balıkları da hiç sevmem(yemek anlamında).

Hayatla ilgili yaptığım çıkarımlarım sizi tatmin etmeyen kısımları  elbet olacaktır. Ama ben size “Bir de şöyle düşünün” demek istiyorum.  Düşünmek için dizayn edilen varlıklar olduğumuza göre bu meziyetimizi son nefesimize kadar kullanmalıyız diyorum.

Kitabın her bölümü birbirinden bağımsız konulardan oluşuyormuş gibi gözükse de tam olarak öyle olduğunu söyleyemeyeceğim. Hayattaki her şeyin birbirine ilmeçerli olarak ilerlediğini düşünürsek, burada da her şey bir bütüne aittir. Her bir olgu bir diğerine farklı incelikte iplerle bağlıdır. Bunları ne kadar net gördüğümüz ne kadar donanım sahibi olduğumuzu ve olgunlaştığımızı belirleyen temel faktörlerdir.

Farketmenizi umduğum bir diğer şey ise bölümler arasındaki ve hatta aynı bölümdeki cümlelerde bile çelişkiler oluşudur. Ama emin olun bu sadece bir yanılsama. Evrenin zıtlıklarla idamesini devam ettirdiğini ve anlamları, oluşumları pekiştirdiğini düşünürsek benim yaptığımında ne kadar doğru olduğu ortadadır. 

Bir ağaç dalı; gövdesi, yaprakları var diye vardır. Yoksa ağaç olduğu için yaprakları yoktur. Denizler var diye balıklar değil, balıklar var diye denizler vardır.Bütün, bütün halinde var diye değil, parçaların hürmetine bütündür. Çünkü bütünü parçalar oluşturur.

Size tavsiyem her bölümü dikkatlice ele alın, büyük resmi görmek için biraz uzaklaşarak bakın.

Unutmayın, yapbozun tek bir parçasının farklıymış gibi durması, fotoğrafın tamamından uzak bir görüntü çizdiği anlamına gelmez.

Ben yazmaya birkaç cümlelik aforizma (özlü söz) tarzında yazıları sosyal hesaplarımda yayınlayarak başladım. Sonra her fikrimi bu şekilde ifade edemeyeceğimi anlayınca deneme tarzında yazmaya karar verdim. Böylece düşüncelerim bir kitap suretine bürünmeye başladı.

Ele aldığım her konuda uzun uzun örnekler, bir ansiklopedi tadında açıklamalar, detaylar ve ikna çabası yoktur. Sizin düşünmenize de olanak tanıyıp “gerçekten böyle olabilir mi?” gibi sorularıyla başbaşa kalmanız amaçlanmıştır. Günümüzde o kadar çok her şeyi paket olarak, işlenmiş olarak tüketmeye alıştırıldık ki biran önce bu çarkı kırmaya artık ihtiyacımız var.

Düşünün, düşündürün çünkü bu bizi biz yapan tek şey!

“Gerçek yaşamda seyirci yoktur. Herkes katılır yaşama.”

(Julius Fuçik’ in Darağacından Notlar adlı kitabından)

SİZ DE KATILIN!..

 
NOT: Giriş Bölümü kitaba diğer bölümlerden sonra eklendiği için ileriki bölümlerden tekrarlar olabilir.

NOT: Kitabın bu bölümü değerli yazar arkadaşım MaviYildirim isimli  yazar hanımın kendine has kalemiyle ve süslü anlatımı ile harmanladığı bir tarzda ortak yazılmıştır.
 







YAŞAMDAN ÇIKARIMLAR Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora