❌ 10. BÖLÜM ❌

Start from the beginning
                                    

Daha fazla orda duramadan hızla uzaklaşırken ister istemez adımlarım hızlanmış ve koşmaya başlamıştım. Giydiğim postallarımın sertçe yere vurması dışında başka ses çıkmazken, koşmaya devam ediyordum. Olduğum sokaktan çıkamam ile anayola çıkarken koşmamı sonlandırmıştım, şimdilik sadece yürüyordum.

Hava iyice kararmış, yolda göz gözü görmüyordu. Sokak lambaları bile yanmazken, nerde olduğumu bile bilmiyordum. Nefesim yetmiyordu artık. Başıma aldığım darbeden olsa gerek başım iyiden iyiye dönmeye başlamıştı. Ağzımdaki metalik tat midemi altüst ederken artık görmezden gelinmeyecek durumdaydı. Daha fazla dayanamayıp olduğum yere düşerken, soğuk zemin içimi titretti. Bilincim yavaşça kapanırken gözlerim de ona eşlik edip karanlığa büründü.

YAĞIZ'IN  ANLATIMINDAN;

Giray abinin emri üzerine kız depodan çıktıktan  sonra bizde hızla ordan ayrılmış  ve evlere dağılmıştık. Depodan çıktığımız gibi arabalara binip yola koyulurken önde Poyraz onun arkasında ben, benim arkamda da Giray abi vardı. Sırayla gittiğimiz yolda, sokaktan çıkarken gördüğüm kız ile ister istemez içim  sızlamıştı. Kaldırıma oturan Gazel gerçekten bitik görünüyordu. Yanında hiç  durmayıp aynı hızla geçerken Giray abinin yavaşladığını görmem uzun sürmemişti. Anayola çıkmamız  ile yollar ayrılırken herkes kendi evine doğru yol aldı. Ben hariç. Arabayı karanlık olan ağaçların oraya çekerken, farları kapatıp arkama yaslandım. Sokaktan çıkmasını bekledigim Giray abi de çıkınca uzaklaşır uzaklaşmaz hızla farları yakıp tekrar sokağa girdim. Az önce Gazel'in oturduğu yere giderken onu görememem ile arabayı park edip indim. Olduğum sokakta yürümeye devam ederken köşeyi dönmem ile bir şeye çarpmam bir olmuştu.

"Lan yavaş!"

Gelen erkek sesi aşağıya bakarken, tanımadığım genç çocuk ile göz göze geldim.

"Buralarda yeşil kısa saçlı bir kız gördüm mü?"

"He valla abi. Daha demin aha da böyle dümdüz gidiyordu."

Başımı tamam anlamında sallayıp çocuğun dediği yola doğru ilerlerken, adımlarım istemsiz hızlanmış, soluk soluğa kalmıştım.

Hızla gittiğim yolda hiçbir şey bulamazken el mecbur Giray abiyi aradım.

1.çalış, tık yok.
2.çalış, takan yok.
3.çalış, açan yok.
4.ça-

"Bu ısrar ne lan?"

Pek bir nazik olan Giray abi yine içindeki öküzü serbest bırakmıştı.

"Abi kız yine yok."

"Eee sanane bundan?"

Hep böyle olmak zorunda mıydı  bu adam! Cidden bazen çok sinir  bozucu oluyordu.

"Abi kız yaralıydı, ya bir şey olmuşsa ona?"

Sesli bir nefes verdi. Ben ne diyecek diye beklerken soruma sorusuyla karşılık vermişti.

"Eee banane oğlum bundan?"

Cidden, soruya soruyla mı karşılık vermeye devam edecek miydi acaba?

"Abi, kız Arslanoğulları'nın küçük veliahtı  ve onlardan nefret  ediyor."

Bu sefer ofladı. Bu gece onun sabrını bir hayli sınıyordum resmen.

"Eee bizene lan bundan?"

Yok artık! Giray abi başka  bir şey dememe kalmadan telefonu kapatırken seslice oflayıp etrafa bakınmaya devam ettim.

Anayola çıkmam ile yürümeye devam ederken, etrafın  bu denli karanlık olmasına şaşırmıştım. Hatırladığım kadarıyla bu yoldaki tüm lambalar yanıyordu. Elimde tuttuğum telefonun fenerini açarken, ilerde yerde gördüğüm karartıya doğru koşmaya başladım. Gazel yerde boylu boyunca uzanmış  hareketsiz bir şekilde yatarken, hemen yanına çöküp yüzüne gelmiş olan saçlarını geriye ittirdim.

"Gazel? Gazel uyan."

Yanağına vurduğum sert tokatlar ile gözlerini hafifçe açarken bana baktı.

"Onlar burdaydı."

"Kim onlar Gazel? Kim burdaydı?"

"Arslanoğulları."

Gözleri tekrar kapanırken, başı da yan tarafa düşmüştü. Elimdeki telefonu açıp rehbere girerken yine Giray abiyi aradım.

"Ulan Yağız, senin ebeni si-"

"Abi buraya gelmişler."

Aniden bir sessizlik oldu. Sanırım ne oldugunu bulmaya çalışıyordu  sormak yerine. 

"Kim gelmiş?"

Gözlerim anında Gazel'e doğru çevrilirken, seslice iç çekip cevapladım sorusunu.

"Arslanoğulları."

BÖLÜM  SONU

SOĞUK SEMT   Where stories live. Discover now