❌ 30. BÖLÜM ❌

2.8K 197 100
                                    

Playlist: G-Eazy & Halsey - Him and I

Her gözünü kapayan uyumaz, her veda eden gitmiş sayılmaz.

BARIŞ'IN ANLATIMINDAN;

Zamanla vazgeçemem sandığım insanlardan vazgeçtim. Unutamam dediğim şeylerin hepsini unuttum. Kaybetmekten korktuğum kim varsa hepsine kapıyı açarak yolu ben verdim. Bir gün biri karşıma çıkıp bütün bunları yaşayacağımı söyleseydi eğer inanmazdım. Hatta belki de inkâr ederdim. Ama şimdi iyi ki olmuş diyorum. Kimse ne kalbimde ne sırtımda ne de omuzlarımda yük değil artık. Her şeye, herkese geçmiş olsun.

Şimdi ise kafama ne eserse onu yapıyorum. Yatıyorum, kalkıyorum, uyuyorum, yemek yiyorum. Canım isterse kilo alıyorum sonra da sıkı bir çalışma ile veriyorum. Istersem kırk kilo olayım, istersem de iki yüz kilo olayım hayat benim hayatımdı. Bir kere geliyordum ve etrafımdaki bok ağızlılar için kendimi üzecek değildim. Ben, keyfim ve kâhyası nasıl istersek öyle yaşıyorduk.

Arabayı gördüğüm büyük ağacın altına park edip torpidoya uzandım. Torpidodan aldığım silahı belime ve iki şarjörü de cebime koyup anahtarı alıp arabadan çıktım. Arabayı kumandasından kilitleyip Giray'ların yanına gittim. Semte bilerek arabaları sokmamış dışardaki köşe yerlere park etmiştik. Dımdızlak semte girecektik. Burdan ya ölümüz ya da dirimiz çıkacaktı.

Giray oldukça rahat ama bir o kadar da temkinli bir şekilde semtin o büyük kapısından içeriye girdi. Ah,evet. Semtin etrafı yüksek duvarlar ile çevrili olduğu için önünde devasa büyüklükte demir parmaklıklı bir kapı vardı. Önde Giray olmak üzere kuyruk gibi bizde peşinden girdik büyük kapıdan içeri. Semt oldukça sessiz ve soğuktu. Nedenini bilmediğim ve anlamadığım bir şekilde bu semt hep soğuk oluyordu. Hatta bazen şiddetli rüzgarların estiği bile oluyordu. Değişik ve tuhaf bir yerdi.

"Ah bu semt kesinlikle benim olmalı!"

Ne kadar sessizce söylesem de Giray'ın elf kulakları duymuş ve yeniden sabır çekmeye başlamıştı. Valla şu anda durup önüne seccadeyi serip namaz kılsa şaşırmaz, onun bitirmesini beklerdim herhalde. Adam resmen sabır dilerken ölecekti!

Semtin oldukça izbe ve soğuk olan sokaklarında ilerlemeye devam ettik. Giray sesli bir şekilde oflayıp durdu.

"Böyle olmayacak. Semt oldukça büyük bu şekilde sabaha kadar bitiremeyiz aramayı. En iyisi dağılalım. Bir şey bulan beni arasın."

Giray hemen sağdaki sokağa girerken bende onun yan tarafındaki sokağa girdim. Sokakta in cin top oynarken hafiften tırsmaya başlamıştım. Kendime ne kadar gaz vermeye çalışsam da bu semt gözümde oldukça büyümüştü bir kere.

Yanından geçtiğim evler bile kimsesizdi sanki, onun gibi. Yanında ne kadar bina olursa olsun yine de yalnızdı ev yine onun gibi. Gazel kalabalıklar arasında yalnız kalmıştı. Bu yaşıına kadar 'ailem' dediği insanlardan uzak, yapayalnız bir hayat sürdürmüştü. Evet yaşamamış, sürdürmüştü. Ben bugün bile onunla göz göze geldiğimde yaşamadığını fark ediyordum. Onun ruhu bile kimsesiz kalmıştı. Ne sırtını dayayabileceği bir dağ ne de omzunda ağlayabilecek biri vardı. O kız bugün ölse yine kimsesizce gidecekti. Kimse onu umursamaz, iki damla göz yaşı dökmezdi arkasından. Ama o, tüm bunlara rağmen o kadar güçlü biriydi ki... omuzlarında ve sırtında dünyaları taşımasına rağmen dimdik ayakta duruyordu. Eğilmeden, bükülmeden...

Yaklaşık üç saattir Gazel'i arıyorduk ama hiçbir iz yoktu. Yaklaşık beş dakika önce Giray mesaj atmış ve herkesi semtin girişinde beklediğini söylemişti. Şimdi ise hepimiz toplanmış ne yapacağımıza karar vermeye çalışıyorduk.

SOĞUK SEMT   Where stories live. Discover now