OYUN

4 6 0
                                    

Hyun Ri ' nin ağzından devam,

HR: Bunu neden yapıyorsun?! (ağlayarak)
GD: Lütfen daha fazla ağlama, bak ne hale geldin.

Odadan çıkıp bizimkilerin yanına geldik, gözlerinin önünde boğazımdaki yarayı derinleştirmeye başladı.

JM: BIRAK ONU, Yoksa arkadaşlarını bir daha göremezsin.

Jimin konuştuktan sonra hançeri boğazımdan çekip hızla tekrar yaklaştırdığında beni öldürecek sanmıştım ama yapmadı.
Sağ tarafımdaki saçlarımı tutup çektiğinde acıyla inledim, tuttuğu kısmı hançerle bir çırpıda kesiverdi.  Çok korkmuştum.

GD: (elindeki saçı gösterip) Bu bende kalsın.
GD: Gitmemize izin verin, onu sizi vereyim.

Zaten kabul etmekten başka çareleri yoktu.
Onları bıraktıklarında kollarımdan sertçe öne ittirdiğinde dizlerimin üzerine çöktüm.
Pencereden çıkıp gözden kayboldular, jimin ve Soo Hae hemen yanıma geldiler.

SH: Hyun Ri iyi misin? Canın çok yanıyor mu? özür dilerim, üzgünüm. (sarılırlar)
HR: İyiyim, lütfen gidelim artık.

Geri dönüş yolunda Soo Hae ile kuaföre gidip saçımı düzlettirdik. Eve döndüğümüzde içtiğim bir torba kan boğazımın iyileşmesine yetmişti.
Düşünmeye ihtiyacım vardı bende şuanda jimin 'in kaldığı odama çıktım.

Jimin odada değildi hemen dolabımın üzerindeki siyah gitarıma uzandım.
Kahretsin,  bunu dolabın üzerine koymak daha kolaydı yaa. Gitara uzanayım derken belim iyice açılmıştı.
Tekrar bir gayretle uzandığım esnada kapı açıldı.
JM: Hyun Ri?!
Aniden kapı açılınca panik oldum birde jiminle gözgöze gelince istemeden aklından geçenleri okumuş olabilirim.

"Hass*K**, oğlum çok yanlış zamanda girdin varya. Biri ona bir daha bu t-shirt 'ü giymemesini söylesin lütfen."

HR: Aa - a, şeyy. Be - be -benn -ıııh huh
JM: Birşey mi arıyodun?
HR: Gitar, gitarımı arıyodum. YOK aramıyodum, buldum. Aah hayır, bulmadım buradaydı.

Dolabın üzerindeki gitarı gösterdim.
JM: Bekle, ben alırım.
Gitarı alıp bana verdi.
HR: Teşekkür ederim, saol.
JM: Çalar mısın?
HR: Hı?
JM: Gitar...
HR: Haa evet, tabi çalarım.

Yatağın üzerine oturduk, sevdiğim şarkılardan birini çalmaya başladım. Jimin içinden şarkıyı söylüyordu.

HR: Neden dışından söylemiyorsun?
JM: Ne!
HR: Sesinin güzel olmaması sorun değil. Hadii eşlik et.

Jimin şarkıyı söylerken bir an için onu dinlerken gitar çalmayı unutmuşum.

JM: Hyun Ri? Neden çalmıyorsun?
HR: Way canına, sesin harika.
JM: Neden sende söylemiyorsun?
HR: Ne!
JM: Sesinin güzel olmaması sorun değil. Hadii eşlik et.

Tekrar gitar çalmaya başladım bu sefer jiminle birlikte söylüyorduk. E hani benim sesimde fena değildir.
JM: Way canına sesin muhteşem.
HR: sen birde Soo Hae 'yle birlikte dinle. 😀

Birazdan gitarı orada bırakıp Soo Hae 'nin odasına gittim.

SH: Sesleriniz taa aşağı geliyodu.
HR: Ciddi misin?!
SH: Senin için boşyere endişelenmişim, bayaaa iyisin.
HR: Bu nası iyilik halidir rezil olmalara doyamıyorum.
SH: Gene ne yaptın.
HR:.....  böyle işte :(
SH: (kahkaha atar)  tamam, bugünlük rezil olma kotanı doldurmuşsun seninle sonra dalga geçerim.
HR: Nasıl istersen unnie
SH: İyi geceler
HR: İyi geceler
Yatağa uzandım, yeterince düşünmüştüm.
HR: Soo Hae, uyumadın değil mi?
SH: Ne oldu?
HR: Bugün sungjae 'nin anne ve babasının evinde benn, tao 'nun zihnini okudum.
SH: Birşeyler biliyor gibisin
HR: Yarın gidecekleri yeri ayarlaması gerektiğini felan düşünüyordu. Belki bizde oraya gidersek onları...
SH: Sabah, jimin ve taehyunglada konuşalım bu konuyu, hadi şimdi uyu.
HR: Peki.

...

Sabah çocuklarlada konuşup gitmeye karar verdik.
Onları kandırdığımı öğrendiklerinde benden nefret edecekler,  ne yapıyorum ben...
Üzgünüm çocuklar böyle olsun istemezdim ama mecburum.
Hazırlanıp yola çıktık.
Geldiğimiz adreste bir depo vardı.

GD içeri girdiğimizde onlardan uzakta durmamı söylediği için geriden yürüyordum.

Aniden yukarıdan üzerlerine bir kafes düştü.
Onlardan uzakta durduğum için kafesin dışındaydım.
Kafes vampirler dokunmasın diye gümüşten yapılmıştı.

Kafes üzerlerine kapandığında onlar ne olduğunu anlamaya çalışırken ben hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım bile.

Onlara bunu ben yapmıştım, hepsi benim hatam.

JM: Hyun Ri neler oluyor? Neden ağlıyorsun?

HR: Çok özür dilerim jimin, özür dilerim.  Lütfen beni affedin.

JM: Hyun Ri ne diyosun? Hiçbirşey anlamıyoruz

GD: ÖYLEYSE SİZE ANLATAYIM

GD deponun içindeki o balkonumsu yüksek yerden bizi izliyordu.

GD: Hyun Ri, SEVGİLİM. Benim için siz aptallardan vazgeçti.
SH: Hyun Ri ne diyo bu şizofren.
JM: Ne' sevgilisi ' ya komik cidden. Yazık sana. (Hyun Ri ve GD yi gösterir) Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz.
GD: Sana söyleyecek sözüm yok malesef dün sizi nasıl öldürürüm diye düşünmekten havalı bir konuşma yazmaya vaktim olmadı.
TH: Seni öldürdükten sonra olan vaktinide ne kadar boşa harcadığını anlayacaksın.
HR: Bana onları öldüreceğini söylememiştin.!
GD: Aaaah sevgilim bu kadar saf olma,  eninde sonunda bunun olacağını ikimizde biliyorduk.
GD: IŞIĞI YAKIN!..
dedikten sonra jimin, tae ve Soo Hae üzerlerine parlayan spot ışığıyla kollarını yüzlerine siper etmeye çalıştılar ama ışığın derilerine verdiği acı git gide artıyordu.

O an aklıma ağlamaktan daha iyi bir fikir geldi. Sırtımı ışığa dönüp vücudumla ışığı kapatmaya çalıştım, başarılıda olmuştum.

JM: AHMAAAK ÇEKİL O IŞIĞIN ÖNÜNDEN, ÇEKİL DEDİM SANAA!!!

SH: HYUN Rİİ, YAPMAA GİT BURDAN GİİİT!
TH: NE YAPTIĞINI SANIYORSUN ÇIK ORDAN!

Sırtım fena halde yanıyordu, ne kadar acısada herşeyin sorumlusu bendim.
GD ise tüm öfkesiyle yukarıdan beni izliyordu.
Aklınca dayanamayıp ışığın önünden çekileceğimi düşünüyordu ama öyle olmadı,  en sonunda adamlarından ışığı kapatmalarını emretti. Işık kapandığında kendimi yere bıraktım en son hatırladığım GD 'nin kucağında olduğumdu.

...

Jooe 'nin ağzından,

Hyun Ri yakında ölümle tanışacaksın.
GD 'yi elimden almak ne demek göstericem sana.
Bugün onlar depoya geldiklerinde GD Hyun Ri ye ' sevgilim ' dedi.
Hayır, anlamıyorum, onda olupta bende olmayan ne?
Beni neden görmüyor ki.
Ben böyle düşünürken GD kucağında Hyun Ri ile beraber odaya girdi.
Onu kanepenin üstüne bıraktıktan sonra tao ve bana dönerek;
GD: Onları serbest bırakıcaz,
Hyun Ri burda kalıcak, zaten onlar ararken bulacaklardır.
Şimdi tao sen gidip kafesi açıcaksın sonra yanımıza geliceksin, hepimiz deponun arkasındaki kapıdan kaçıcaz, tamam mı?
Jooe -tao: Tamam

Bunun üzerine tao kafesi açmak için gitti. Ben ve GD ise dışarı çıkıp kapının önünde tao yu beklemeye başladık.
Odanın kapısı hala açıktı ve Hyun Ri yi görebiliyordum.
Bu sırada tao geldi.
Tao: gidebiliriz.
Dedi, Hyun Ri ye son bir kez daha nefretle baktıktan sonra hepsini orada bırakıp kaçtık...

BLOODY DUTYWhere stories live. Discover now