DAVETSİZ MİSAFİR

8 2 0
                                    

Akşam saat 8'de,

Soo Hae 'nin ağzından,

Saatlerce boş boş oturduktan sonra telefonumdan saate baktım, 8'di. Herkez -bende dahil - boş gözlerle odayı inceliyordu.
SH: jimin, taehyung biz size evin anahtarlarını verelim, siz bizim eve geçin. Biz bir süre burda kalacağız.

İkiside kafasıyla beni onayladı. Hyun Ri 'ye baktığımda sevinmiş gibi duruyordu. Eee yani en azından jimin gidince biraz daha rahat olacaktı.
O kadar rezil olsam bende sevinirdim.
Anahtarı cebimden çıkarıp onlara uzattım. Jimin anahtarı alınca ayağa kalktı.
İkisi birlikte kapıya ilerlerken onları geçirmek için bende arkalarından gittim. Kapıyı açıp dışarı çıktıktan sonra ;
SH: İyi akşamlar,dedim.
JM -TH: Sanada, dedikten sonra kapıyı kapattım ve içeri ilerledim.
SH: Hyun Ri hadi biz yukarı çıkalım.
HR: Tamam, çıkalım.
SH: (sungjae'ye) Eğer birşeye ihtiyacın olursa bize seslenmen yeterli.
Dedim ve Hyun Ri ile merdivene ilerledik. Salonun ışığını kapatarak misafir odasına geçtik. İkimizde karşılıklı yataklara oturduk ve;
SH: Eeee
HR: Ne eee?
SH: Diyorum ki rezil olmak nasıl bi duygu?
HR: Off Soo Haeee yapma ya. Şu konuyu açma.
SH: Niye kiii? Yoksa yine kahve yüzünden (!) yüzün mü kızarır?

Gözlerini devirdi AMA bir an aklına birşey gelmiş olmalı ki sırıtmaya başladı. O böyle dalmışken telefonun kamerasını açıp resmini çektim. Ses çıkınca bir an silkelendi ve bana sinirle baktı.
HR: Naptın sen?
SH: Hiiiiç. Sadece karşımda eriyen birinin resmini çektim.
Tam koşup yanıma gelecekken kaşımı kaldırdım ve;
SH: Eğer gelirsen gerçekten bunu jimine gösterir ve"kardeşim sana aşık olmuş ve seni düşünüyor" derim.
Olduğu yerde durup sinsice güldü,
HR: Böyle birşey yapmazsın.
SH:Emin misin? (burda herkezin 'hayır Hyun Ri ' yapacağını biliyorum)
HR: Şaka yapmıştım abla, sakin.
SH: Ha şöyle, güzel güzel anlaşmak varken neden dövüşelim ki?
Dedim, telefonumu cebime koyup.
SH: Eee söyle bakalım ne düşünüyordun?
HR: Hiiiiç.
Elimi cebime götürüp telefonu çıkaracakken ;
HR: Tamam ya tamam söylicem ama kimseye söylemek yok.
SH: Ayıp ettin, beni kaybettin. Ne zaman birine gidip sırrını söyledim.
HR: Tamam ya Off napim yani. Neyse, anlatıcam ama dalga geçmek yok.
SH: okeyy
HR: Hani jimin kapının ağzında duruyodu ya kafasını arkaya atıp gülmüştü.
SH: Biliyom
HR: İşte o geldi aklıma onu düşünüyordum.
SH: Ooooooo,vay vay vayy, geçmiş olsun karşim.
HR: Niye ki? Ben hasta mıyım?
SH: Ya salag salag konuşma, aşık oluksun sen işte.
HR: höst, o kadar da değil yani
SH: Höst mü? Terbiyesiz, cık cık cık.
HR: Ya özür dilerim bi an öyle diyince sen...
SH: Tamam, tamam affettim hadi.
Kısa bi sessizlikten sonra;
SH: Yaniii, şimdi jimin 'inde gideri var. Eniştemiz olursa yok demek yani.
HR: Ya Soo Hae, ne eniştesi? Ne gideri?
SH: Öyle ama. Şimdi sen Jimini yakışıklı, karizmatik bulmuyonmu?
HR: E yani birazcık.
SH: birazcık??
HR: Tamam ya yakışıklı kabul ediyorum. Ama daha birbirimizi tanımıyoruz ki bile
SH: senin ki ilk görüşte aşk galiba. Hem sen merak etme ben sizi tanıştırırım.
Biz böyle konudan konuya geçerek konuşurken vakit baya geçmişti. Aramızda kıkırdaşırken aşağıdan
SJ: SOO HAE -HYUN Rİ
İkimizde aynı anda ayağa kalktık. Aşağıdan boğuşma sesleri geliyordu. Ben önde Hyun Ri arkada hızla odadan çıkıp aşağıya yöneldik. Ben ışığı açtığımda Hyun Ri yanıma geçmişti. Sungjae 'nin olduğu tarafa baktığımızda bir kızla boğuşuyordu. Ben bu kızı biliyorum. Bu kız sungjae 'yi bıçaklayan kızdı. Hyun Ri direk sungjae 'nin yanına koşup kızı kollarını arkasına kırarak sungjae 'nin üstünden çekti. Bende hemen sungjae 'nin yanına gidip onu yerden kaldırdım.
Koluna girip onu koltuğa oturttuktan sonra kızın yanına gidip sağlam bir yumruk çaktım. Kızın kafası hızla yana dönerken ağzından kan aktı ve yere yıkıldı. Hyun Ri 'yle beraber kızı kolundan tutup diğer koltuğa sertçe ittirip oturmasını sağladık. Ben içeriden bi ip bulup getirdiğimde Hyun Ri hala kızın başında ona tip tip bakıyordu. İpin birini Hyun Ri 'ye verdikten sonra kızın oturduğu koltuğun arkasına geçip kızın ellerini bağladım. Kızı bağladıktan sonra Hyun Ri ile beraber karşısına dikildik.
SH: Ne işin var burda senin?
Hyun Ri ve sungjae şaşkın şaşkın bana bakarken;
HR: Onu tanıyor musun?
SH: Evet, bu sungjae yi bıçaklayan kız.
SJ: sen nerden biliyorsun soo Hae, ben sana söylememiştim ki.
Sungjae ye birşey söylemeden kıza ;
SH: Ben lafımı tekrarlamaktan hoşlanmam, o yüzden ben sinirlenmeden çabucak cevap ver.
HR: Demek o kız sendin, dedi ve kızın çenesinden tutup;
HR: Şimdi sana bir kaç soru soracağım ve sen herhangi bir şekilde yalan söylemeden paşa paşa cevap vereceksin.
Kız sinsice gülümseyerek ;
MY: Oldu, başka bir emriniz.

Dedi, işte bu gelinecek son noktaydı. Hyun Ri kızın ayağına sertçe bastı ve;
HR: Seni parçalarım, bunu yapabilecek potansiyele sahibim, sinir katsayım artmadan cevap ver. ADIN NE?!..
MY: Tamam ya, aaaah ayağıma basmayı bıraaaak. Hyun Ri ayağını çektikten sonra ;
MY: Adım mi young, sen sormadan ben söyleyeyim jooe'nin kardeşiyim.
İkimiz -Hyun Ri yle ben- birbirimize şaşkınlıkla bakıyorduk.
HR: Neden geldin buraya?

Mi Young 'ın ağzından,

Seri adımlarla ablam pardon üvey ablam ve arkadaşlarının evine doğru doğru gidiyordum. Evin kapısının önünde durup kapıya vurmaya başladım ki hemen açıldı. Kapıyı açan Tao'ydu.
Tao:İçeri geç
MY: Hoşbulduk,
Salona geçtim arkamdan da Tao geldi ve GD 'nin yanına oturdu.
Jooe: Merhaba beceriksiz.
MY: Ben beceriksiz değilim.
Jooe: Tabi tabi, bir insanı bile öldüremezken ne yüzle geliyorsun buraya aklım almıyo.
MY: Senin için onu öldürmek daha kolayken bu görevi neden bana veriyorsun bende onu anlamıyorum.
Jooe: bize katılman için, bize layık olabilmen için 'senin için 'kolay olmayan bir görev verdim.
GD karşıma gelerek ;
GD: Sen bi ahmaksın, biz sana büyücüden güç bile aldırdık. Ama sen onu öldüremedin. Hayatımda gördüğüm en beceriksiz kişisin.
MY: Evet haklısın, onu öldürememiş olabilirim ama onu yaraladım en azından.
GD: Şaka mısın sen? Ben sana öldür diyorum, sen gelmiş en azından yaraladım diyosun.
Omzumdan ittirerek bana bağırmaya başladı.
GD: sen bize layık değilsin. Defol burdan.
İyice gözlerim dolmuştu. Omzuma tekrar vuracakken elini tuttum ama elini çekti ve kolumu kıvırdı.
MY: Ahh.bırak beni, manyak mısın ya? Acıyo,yapma.

Jooe hızla yanıma geldi ve GD 'nin elini kolumdan çekerek beni kurtardı. Beni kendine çevirdi ve tokat attı. Ahh beni kurtardığını sanmıştım ama baya bi yanılmışım. Kafamı ona hışımla çevirip ;
MY: Bekleyin, hepiniz bekleyin,göreceksiniz...
Dedim ve kapıdan çıktım. Zaten hava baya kararmıştı. Onu öldürmeye gidecektim. Evet,evet bunu yapacağım.
Hızla onun evine gittim. Mutfağın kapısını mutlaka kilitlememiştir diye oraya geçtim veee bingo. Kapıyı açtım ve onun yanına ilerledim. İşte kanepede yatıyordu. Yanına ilerledim, tam başucuna gelince beni farketti.
MY: Merhabaa...

BLOODY DUTYWhere stories live. Discover now