Yutkunup gözlerimi Buğra'dan çekip ellerini ellerime kenetledim.

"Hep mutlu olacaklar ama bir şey eksik ya da tamamlanması gereken bir şeyler var mı demeliyiz?"

"Anlamadım sultanım, açık olabilirsin."

Ayağa kalkıp camın köşesine koyduğum kalpli balonu elime aldığımda gülümseyerek sevdiğim adamın yanına oturdum.

"Herşey balonun içinde saklı, patlat ve öğren bakalım."

"Heyecanlandım." deyip gülen kalbime eşlik ettim. Bende heyecanlıydım, fazlasıyla.

Elindeki balonu patlatan Buğra içinden düşen kağıdı eline aldığında gözlerini bana çevirmiş sorarcasına bakıyordu.

"Sen mi okuyacaksın içindekileri, ben mi?"

"Sen oku, sesli bir şekilde."

Başıyla beni onaylayıp kağıdı açan kalbim sahiden kalbimin hızlanmasına sebep olmuştu.

"Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkısını dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum..."

Özenle seçip yazdığım şiiri onun sesinden dinlemek kalbimin titremesine sahip olurken bakışlarım asla ondan ayrılmıyordu. Konuşma sırası bendeydi, derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.

"Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum kalbim. Ben artık sevgilim diye hitap etmek değil de kocam diyebilmek istiyorum. Benimle bir olur musun kalbim, benimle bir ömür olur musun?"

Söylediklerimin heyecanıyla gözlerimi kalbime çevirdiğimde onunda yüzünün benden farksız olduğunu gördüm. Beklemiyordu ve fazlasıyla mutluydu, mutluyduk.

"Seninle bir ömür değil, seninle bir ömre varım sultanım. İnan şu an tarifi olmayan bir mutluluğun tam içindeyim. Normalde benim yapmam gereken şeyi sen yaptın ve bilmiyorum sanki dünyaları bana verseler yüzüm bu kadar gülemezmiş gibi. Sen benim nefes aldığım her anımın soluğusun."

Sımsıkı sarılıp kokusunu içime çektiğim kalbimle sanırım hayatımın en mutlu, en özel ve en huzurlu anını yaşıyor olabilirdim.

Geriye çekildiğinde parlayan gözlerinden tek tek öpmek istedim fakat tam o an gülümseyen yüzünün solup parlayan gözlerinin kapandığını görmem kalbime bıçak saplamışlar gibi hissettirmişti.

....

Kalbim, kalp ameliyatındaydı ve eğer beni gerçekten seviyorsa sağ salim kurtulmak zorundaydı. Çünkü o benim kalbimdi ve ona bir şey olursa ben de yaşamazdım.

Gözlerim Deniz'i teselli etmeye çalışan Mert'e kaydı. Akan yaşlarımı silip yanlarına ulaştığımda ikisine birden sımsıkı sarıldım. Buna ihtiyacımız vardı, birbirimize ihtiyacımız vardı.

Hepimiz Buğra'yı çok seviyorduk, ona bir şey olabilme düşüncesi bile aklımı kaçırmama sebep olurken ona bir şey olamazdı, olmamalıydı.

"O iyi olacak, eğer bizi böyle görüyor olsaydı hepimize çok kızardı. Deniz o senin abin senin böylesine ağlamanı istermiydi hiç? Ya sen Mert? Güçlü olmamız gerektiği anda böyle olmamalıyız. O uyandığında perişan bir halde karşısına çıkamayız. Toparlanın lütfen."

Söylediklerimle birlikte dolan gözlerim her ne kadar çelişse de kendime mani olup onları yalnız bırakarak hastane tuvaletine doğru adımlarımı yönelttim.

Mihrimah Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora