2.7

2.6K 325 79
                                    

İyi okumalar ❤️

Üç Ay Sonra

Deniz: Hey Mert hadi uç bize gel.

Mert: Yoksa beni eve mi atıyorsun?

Deniz: Saçma saçma konuşmakta senden ustası yok varya.

Deniz: Hep beraber Lunaparka gideceğiz sen de gel istedim.

Mert: Korku treninine binmeyeceğimize söz verirsen geliyorum.

Deniz: Söz!!

Mert: Geldim bile.

"Lan Allah kahretmesin bilsem girmeyelim derdim ben. "

"Midem çok kötü oldu Buğra."

"Abi valla eğleniriz diye düşünmüştüm."

"Kulaklarım hala çınlıyor ne korku tüneliymiş böyle be."

"Ulan hep Deniz'in yüzünden."

"Ne demek benim yüzümden Mert?"

"Sen bana söz vermedin mi kızım, korku tüneli yok diye?"

"İyi ama ben senin sürekli bağırıp duracağını ve herkesin için de kusacağını nereden bilebilirdim?"

"Şimdide bana mı atıyorsun suçu?Kızım sana güvenen de hata be."

Kulaklarım yeterince ağrıyorken daha fazla bu ikilinin tartışmasını çekecek halim kalmamıştı.

"Tamam artık susun. Oldu bitti tek kelime dahi duymak istemiyorum."

Herkes de bir sessizlik olunca yine konuşan taraf ben olmuştum.

"Eve mi gidiyoruz şimdi?"

"Buğra dönme dolaba binmeden gitmeyelim lütfen." diyen sultanıma gülümsedim.

"Duydunuz dönme dolaba doğru ilerleyelim gençler." dedikten sonra birkaç adım atmıştım ki bedenimi sabit tutamadığımı fark ettim ve sultanımla kenetli olan ellerimiz ayrıldığı an kendimi karanlıkta buldum.

Bizimkilerin lunapark maceralarını beğendiniz mi?

Peki ya sizce Buğra'ya tam olarak ne oldu?

Mihrimah Where stories live. Discover now